2169
*
bir erkek 10 yaşında ilk okul öğrencisi olduğu için meşrubat kutusunu ezip futbol oynar ders araları. yaşı 13 olduğu vakit "kavga" başlamıştır , ilk yumruğu yer sağlam şekilde. 16 lise zamanları , tam çılgınlık dönemleri başlar ve "kavga - sevgili - alkol" ağır basmaya vaşlar yavaş yavaş. 18 ve 25 arası ehliyet , üniversite , sevgili , tatil , eğlence , iş gibi konular arasında geçer yoğun olarak.
bir erkek düşünün , 22 yaşında "kaptan" olmuş. gemi falan yok ortada ya da mavi bir deniz. sarı - kırmızı bir forma , 20 milyon küsür taraftar ve yıllık ortalama 45 - 50 maç var. "22" yaşında bir erkek için ağır bir sorumluluk , derin bir yolculuk var. sanırım buraya kadar itiraz eden olmaz. öyleyse başlıyoruz ;
2008 avrupa şampiyonası arda turan için tam bir "parlama" senesi oldu. onun için "25 milyon euro bedel" biçenler , "benitez istiyor" diyenler , "aziz yıldırım kafaya koydu" diye manşetler atanlar oldu. arda turan çok iyi bir futbolcu , geleceği olan bir yetenek olarak devam ettiği yolda bir anda "hedef adam" oldu. 22 yaşında , kaptan , yetenekli , karizmatik ve adam gibi adam...
daha sonra "kaptan" durdu ve "gemi benim kardeşim , en son ben giderim" der gibi "avrupa'da kupa kaldırmadan hiçbir yere gitmem" dedi. liverpool , manchester city ve daha bir çok dünya kulübü onu isterken , birileri ona "kafayı mı yedin neden gitmiyorsun" derken o "renkler ve zevkler tartışılmaz" diye ekler gibi tercih yaptı.
taraftar ona önce "ardam" sonra "kaptan" sonra "yeni metin" dedi. 22 yaşında olan çocuk ; metin , kaptan , liverpool , özel hayat ve galatasaray kelimeleri arasında sıkışıp kaldı. ve 22 yaşında olan çocuk -hani her 22 yaşında olan çocuk gibi- bir kız arkadaşı olduğunu söyledi. gizlemedi öyle sanki "kaçıyor" gibi olmasın diye ki neden kaçması gereksin , bu çok normal bir şey değil miydi ? sonra o çocuk "hakkı" ile kazandığı parası ile "sinema kapattırdı" sevgilisinin filmini izlemek için. diğer "22 yaşında olan çocuklar" bilet alırken o böyle bir jest yapmak istedi. "olmaz" dedi "ilişki müdürleri" sert bir ses tonu kullanarak ! "kaptan" diye inleyen tribün oturdu , yemedi içmedi "sinema derdinde" diye besteler yaptı. 22 yaşında olan çocuk zaten ağır olan bu yükü "hakaret" işin içine girince "kaldıramıyorum" diye bir an atmak istedi omuzlarından.
atma çocuk ! sen o yükü atarsan , sırf 3-5 "zeka yoksunu" sana bunu söyledi diye o yükü atarsan olan senin içinde yaşayan "metin'e" olacak. atma çocuk , evet gitmek istiyorsan elbette git ve git zaten , kurulurken "türk olmayan takımları yenmek" diye hedef koyan "önderler" için git oraya ve "temsil" et bizi. ama gözünü seveyim atma o yükü omuzlarından çocuk. çünkü sana , çünkü temsil ettiğin onca "gerçek" galatasaray efsanesine yakışmaz o yükü atmak.
yanındayız ve bu "yükü" beraber taşımak için bekliyoruz çocuk.
bir erkek 10 yaşında ilk okul öğrencisi olduğu için meşrubat kutusunu ezip futbol oynar ders araları. yaşı 13 olduğu vakit "kavga" başlamıştır , ilk yumruğu yer sağlam şekilde. 16 lise zamanları , tam çılgınlık dönemleri başlar ve "kavga - sevgili - alkol" ağır basmaya vaşlar yavaş yavaş. 18 ve 25 arası ehliyet , üniversite , sevgili , tatil , eğlence , iş gibi konular arasında geçer yoğun olarak.
bir erkek düşünün , 22 yaşında "kaptan" olmuş. gemi falan yok ortada ya da mavi bir deniz. sarı - kırmızı bir forma , 20 milyon küsür taraftar ve yıllık ortalama 45 - 50 maç var. "22" yaşında bir erkek için ağır bir sorumluluk , derin bir yolculuk var. sanırım buraya kadar itiraz eden olmaz. öyleyse başlıyoruz ;
2008 avrupa şampiyonası arda turan için tam bir "parlama" senesi oldu. onun için "25 milyon euro bedel" biçenler , "benitez istiyor" diyenler , "aziz yıldırım kafaya koydu" diye manşetler atanlar oldu. arda turan çok iyi bir futbolcu , geleceği olan bir yetenek olarak devam ettiği yolda bir anda "hedef adam" oldu. 22 yaşında , kaptan , yetenekli , karizmatik ve adam gibi adam...
daha sonra "kaptan" durdu ve "gemi benim kardeşim , en son ben giderim" der gibi "avrupa'da kupa kaldırmadan hiçbir yere gitmem" dedi. liverpool , manchester city ve daha bir çok dünya kulübü onu isterken , birileri ona "kafayı mı yedin neden gitmiyorsun" derken o "renkler ve zevkler tartışılmaz" diye ekler gibi tercih yaptı.
taraftar ona önce "ardam" sonra "kaptan" sonra "yeni metin" dedi. 22 yaşında olan çocuk ; metin , kaptan , liverpool , özel hayat ve galatasaray kelimeleri arasında sıkışıp kaldı. ve 22 yaşında olan çocuk -hani her 22 yaşında olan çocuk gibi- bir kız arkadaşı olduğunu söyledi. gizlemedi öyle sanki "kaçıyor" gibi olmasın diye ki neden kaçması gereksin , bu çok normal bir şey değil miydi ? sonra o çocuk "hakkı" ile kazandığı parası ile "sinema kapattırdı" sevgilisinin filmini izlemek için. diğer "22 yaşında olan çocuklar" bilet alırken o böyle bir jest yapmak istedi. "olmaz" dedi "ilişki müdürleri" sert bir ses tonu kullanarak ! "kaptan" diye inleyen tribün oturdu , yemedi içmedi "sinema derdinde" diye besteler yaptı. 22 yaşında olan çocuk zaten ağır olan bu yükü "hakaret" işin içine girince "kaldıramıyorum" diye bir an atmak istedi omuzlarından.
atma çocuk ! sen o yükü atarsan , sırf 3-5 "zeka yoksunu" sana bunu söyledi diye o yükü atarsan olan senin içinde yaşayan "metin'e" olacak. atma çocuk , evet gitmek istiyorsan elbette git ve git zaten , kurulurken "türk olmayan takımları yenmek" diye hedef koyan "önderler" için git oraya ve "temsil" et bizi. ama gözünü seveyim atma o yükü omuzlarından çocuk. çünkü sana , çünkü temsil ettiğin onca "gerçek" galatasaray efsanesine yakışmaz o yükü atmak.
yanındayız ve bu "yükü" beraber taşımak için bekliyoruz çocuk.