39
uhdesinde eser miktar maçı kafada oynamak eylemi de barındıran matematiksel olduğu kadar nörotoksik hadise. taraftarlığın aslında en eğlenceli olaylarından biridir. her seferinde farklı bir projeksiyon gerçekleştirilir, arkadaş ortamında yapıldığında hele daha da bir tadından yenmez olur.
tabi bizim gibi artık akli melaikelerini kaybetmiş, gerçeklik algısı darmadağın olmuş, sabır mabır da kalmamış arızalı insanlar için eziyete dönmüştür. futbolun kendisinden başka her şeyini 7 gün 24 saat konuştuğumuz ortamda zaten bir tad almak da mümkün değildir. zaten sahada da futboldan ziyade başka pislikler dönüp durmaktadır.
normalde ligin en heyecanlı ve en keyifli zamanlarındayız. şampiyonluk hesapları yapmak konusu olunca hele herkes kendi çalar kendi oynar, herkesin kendisi dahil herkesle dalga geçtiği çok makara bir ortam olur.
ama bitti artık. her güzel şey gibi bu da bitti...
sosyal medya denen bok çukurundan 7/24 fışkırtılan lağımda boğuluyoruz. artık interneti kapatmak dahi çare olmuyor, komple televizyonu kapatmak da gerekiyor internetteki lağım farelerinin televizyonda yorumcu diye caka satmaya başlamasından sebep. e sezonun en güzel yerinde de futbola maruz kalamayacaksak zaten niye futbol var?
allah hakem gibi de, mhk gibi de, penaltı gibi de, arsız zengin kulüp başkanı gibi de hepsinin belasını versin. hele o sosyal medya sıçanlarının misli misli belasını versin. altı üstü karşılıklı "bu hafta koyar geçeriz" ve "babayı geçersiniz" lafları eşliğinde 3-4 hafta gülüp eğlenecektik.
onun da anasını laciverde boyadınız. kalmadı artık...
insanlığın kaderiyle ilgili bir konu konuşuluyormuş gibi gergin tripler, kocaman harflerin olduğu atarlı giderli yazılar, koca koca adamların onbinlerce insanı galeyana getirmek için attığı palavralar, hakaretler, küfürler ve daha bilmemneler...
bittik, hakikaten bittik...
35 yaşındayım. hayatımda hobi olarak yapabildiğim iki şeyden biri taraftarlık. onun da içine ettiniz işte...
tabi bizim gibi artık akli melaikelerini kaybetmiş, gerçeklik algısı darmadağın olmuş, sabır mabır da kalmamış arızalı insanlar için eziyete dönmüştür. futbolun kendisinden başka her şeyini 7 gün 24 saat konuştuğumuz ortamda zaten bir tad almak da mümkün değildir. zaten sahada da futboldan ziyade başka pislikler dönüp durmaktadır.
normalde ligin en heyecanlı ve en keyifli zamanlarındayız. şampiyonluk hesapları yapmak konusu olunca hele herkes kendi çalar kendi oynar, herkesin kendisi dahil herkesle dalga geçtiği çok makara bir ortam olur.
ama bitti artık. her güzel şey gibi bu da bitti...
sosyal medya denen bok çukurundan 7/24 fışkırtılan lağımda boğuluyoruz. artık interneti kapatmak dahi çare olmuyor, komple televizyonu kapatmak da gerekiyor internetteki lağım farelerinin televizyonda yorumcu diye caka satmaya başlamasından sebep. e sezonun en güzel yerinde de futbola maruz kalamayacaksak zaten niye futbol var?
allah hakem gibi de, mhk gibi de, penaltı gibi de, arsız zengin kulüp başkanı gibi de hepsinin belasını versin. hele o sosyal medya sıçanlarının misli misli belasını versin. altı üstü karşılıklı "bu hafta koyar geçeriz" ve "babayı geçersiniz" lafları eşliğinde 3-4 hafta gülüp eğlenecektik.
onun da anasını laciverde boyadınız. kalmadı artık...
insanlığın kaderiyle ilgili bir konu konuşuluyormuş gibi gergin tripler, kocaman harflerin olduğu atarlı giderli yazılar, koca koca adamların onbinlerce insanı galeyana getirmek için attığı palavralar, hakaretler, küfürler ve daha bilmemneler...
bittik, hakikaten bittik...
35 yaşındayım. hayatımda hobi olarak yapabildiğim iki şeyden biri taraftarlık. onun da içine ettiniz işte...