620
hepimizin şampiyonluğa sonuna kadar inandığı sezon. çünkü biz galatasaraylıyız ve buna bizi inandıran da galatasaray'ın kendisi. ben ve eminim bir çok taraftarımızın da korktuğu tek şey var. federasyon ve hakemler.
son 19 maçının 17'sini kazanmış bir takımın son altı maç kala halen puan farkını açamamış olmasının nedeni olan ikili yani. bakın size yemin ederim son maç fb bizden üç puan önde olsa, o maç ali sami yen'de değil kadıköy'de olsa biz yine alır şampiyon oluruz. bu kadrolar ve sahadaki futbola bakarak söylüyorum bunu. ancak işte bu söylediğim adaletin olduğu, sadece sahada oynanan futbolla başarı kazanılan liglerde geçerli maalesef.
hani diyorlar ya "yangıncı taraftar" falan. aslında bizim yangınımızın sebebi bu. ben bu yaşıma kadar böyle bir sezon görmedim. tek bir takıma bu kadar yanlı kararların alındığı bir dönem yok arkadaşlar. şike sezonu dahil. zaten orada ana hedef hakemler değildi hatırlarsanız. büyük başkanları direkt rakip futbolcular ve yöneticilerle halletmişti işini. sonra da övünmüştü canlı yayında. tüm teknik direktörlerini ve futbolcularını hiçe sayarak kendisinin şampiyon yaptığını anlatmıştı. işte diyorum o sezon bile bunun kadar kirli değildi. bu sezonu bu kadar kirli yapan karar alıcıların kirliliği. yaşadığımız ülke ve içinden geçtiği ahlaki bozukluk olmasa zaten yapamazlar bunu ama işte sorum da burada başlıyor. yapanın yaptığı yanına kar kalıyor. hakkı yenen enayi konumunda oluyor. bir iki gün sonra da her şey unutuluyor. işte bizim korkumuz bu. şampiyonluk falan zaten çok önemli değil. biliyorum ki şampiyon olunca hemen ertesi gün bir sonraki sezon için hepimiz başlayacağız eleştirmeye falan. çünkü başarıya alışığız biz. bizi ve beni en çok üzen haksızlığa uğramak. tüm güçleriyle işi bu raddeye getirdiler. ancak ben yine biliyorum. başaramayacaklar. ne yaparlarsa yapsınlar. sonunda mutlaka iyiler kazanacak. inşallah ülkemizde de böyle olacak.
son 19 maçının 17'sini kazanmış bir takımın son altı maç kala halen puan farkını açamamış olmasının nedeni olan ikili yani. bakın size yemin ederim son maç fb bizden üç puan önde olsa, o maç ali sami yen'de değil kadıköy'de olsa biz yine alır şampiyon oluruz. bu kadrolar ve sahadaki futbola bakarak söylüyorum bunu. ancak işte bu söylediğim adaletin olduğu, sadece sahada oynanan futbolla başarı kazanılan liglerde geçerli maalesef.
hani diyorlar ya "yangıncı taraftar" falan. aslında bizim yangınımızın sebebi bu. ben bu yaşıma kadar böyle bir sezon görmedim. tek bir takıma bu kadar yanlı kararların alındığı bir dönem yok arkadaşlar. şike sezonu dahil. zaten orada ana hedef hakemler değildi hatırlarsanız. büyük başkanları direkt rakip futbolcular ve yöneticilerle halletmişti işini. sonra da övünmüştü canlı yayında. tüm teknik direktörlerini ve futbolcularını hiçe sayarak kendisinin şampiyon yaptığını anlatmıştı. işte diyorum o sezon bile bunun kadar kirli değildi. bu sezonu bu kadar kirli yapan karar alıcıların kirliliği. yaşadığımız ülke ve içinden geçtiği ahlaki bozukluk olmasa zaten yapamazlar bunu ama işte sorum da burada başlıyor. yapanın yaptığı yanına kar kalıyor. hakkı yenen enayi konumunda oluyor. bir iki gün sonra da her şey unutuluyor. işte bizim korkumuz bu. şampiyonluk falan zaten çok önemli değil. biliyorum ki şampiyon olunca hemen ertesi gün bir sonraki sezon için hepimiz başlayacağız eleştirmeye falan. çünkü başarıya alışığız biz. bizi ve beni en çok üzen haksızlığa uğramak. tüm güçleriyle işi bu raddeye getirdiler. ancak ben yine biliyorum. başaramayacaklar. ne yaparlarsa yapsınlar. sonunda mutlaka iyiler kazanacak. inşallah ülkemizde de böyle olacak.
