• 590
    beklemeyi bilmeyi öğrenmiş taraftardır.

    milan baros oynarken göze batmaz, sakatlanır; o dönünce bütün dertler bitecek der, bekleriz,
    harry kewell oynarken 60 dakikalık oyuncudur, sakatlanır; dön artık, çok özledik der, ağlarız,
    uğur uçar, bir seneye yakın sakatlık geçirir, döner; sonunda kurtulduk sabri'den der, göbek atarız,
    sabri sarıoğlu, oynarken takımın şamar oğlanıdır, sakatlanır; sabri kiim, uğur kim der, sorarız,
    hakan balta, oynarken ofansa katılmaz defansı bilmez evli keştir, sakatlanır; sol bek onsuz hep eksik kalır.

    bunu yapa yapa şunu öğrenmişizdir istemeyerek,
    frank rijkaard, türkiye'de olabilecek en iyi kadroyu elinde bulundurmakta, yerleştireceği sistem adına hiçbir belirti göstermemektedir; bu sefer sabredeceğiz der, umutlanırız.

    iyi de olmuştur lakin, sicilimiz de pek temiz değildir bu konuda;
    sırf rijkaard'dan daha fazla kariyeri olmadığı için son yılların en efektif galatasaray'ını oynatan skibbe'nin kariyerini, bayern leverkusen gibi büyük bir kulüpten, frankurt gibi orta halli bir kulübe düşürmüzdür.

    kulubümüzün gerçek manada bir kaç efsanesinden biri olan bülent korkmaz'ı, 10 maç sonra binlerce ağız birlik edip ıslıklayıp istifaya davet etmişizdir.

    tüm zamanların en kötü galatasaray kadrosunu müthiş bir futbol ve rekor bir puanla şampiyon yapan erik gerets'i, adnan sezgin gibi basiretsiz bir adam için "kapının önüne koymuşuzdur."

    tarihimizin ikinci büyük kupasını kaldırmamızı sağlayan mircea lucescu, çingenedir, onu da buralarda barındırmamayı bilmişizdir.

    şimdi bekliyoruz, beklemeliyiz.
    beklemek için burnumuzun sürtmesi gerekiyor, azcık başarılı olunca unutuyoruz beklemeyi.

    derwall'i bekledik burnumuz sürterken, fatih terim'i bekledik fark üstüne fark yerken, yine burnumuz sürtüyor, yine bekliyoruz. ama bu rijkaard da bu takıma avrupa'da bir kupa kaldırttıktan, vizyonu darlar için kadıköy'de galibiyet aldırttırktan sonra, bu sefer beklemeyi unutmayalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın