• 469
    kendince haklı sebepleri olan taraftar grubudur.

    öncelikle bir oyuncumuzun mücadele etmemesinden emin olmadığım sürece ıslıklamam. takım iyidir, kötüdür bilmem ama dediğim gibi çok ekstrem olaylar olmadığı sürece içimde yaşarım o kaosu. içindeki kaosu dışa yansıtan adama da saygı duyarım ve anlamaya çalışırım. futbolcuyu ıslıklayan taraftara gösterilen tepkilerde de genelde büyük bir çelişki görürüm. şöyle ki;

    emre akbaba'yı çok severim ama şanssızlıklar peşini bırakmadığı için takımımızda başarılı olamadı. bizde geçirdiği 3 yıl boyunca toplamda 3900 dakika forma giyebilmiş. bu da sadece 43 maça tekabül ediyor. bu oyuncuyu ıslıklayan taraftara genelde şu cümleler kuruluyordu: "biraz insaflı olun ya, adam bizim için sakatlandı."
    bugün emre akbaba aramıza gelse cimbombomun çocuğu emre akbaba tezahüratları eşliğinde oradan oraya zıplarız. peki aynı şeyi aydın yılmaz için yapar mıyız? sonuçta bir maçta onun da ayağı çok feci bir şekilde kırılmamış mıydı? işte bu noktada, emre akbaba için demogoji yapan taraftarlarımızın birçoğu aydın yılmaz'ı hiç sevmiyor. takımımızda forma giyseydi, çıktığı ilk maçta yapacağı ilk top kaybında, o taraftarlarımız tarafından ıslıklanacağından adım gibi eminim.

    selçuk inan tam 9 yıl boyunca formamızı terletti. ilk 2 sezonu dışında gözle görülür hiçbir şey yapmadı. hatta maç sırasında formasını çıkarıp attığı bile olmuştu. bazı taraftarlarımız onu ıslıklarken, birçok taraftarımız halen daha onu bağrına basıyor. bağrına basmalarının nedenini de şöyle açıklıyorlar: "eğer selçuk inan olmasaydı, 2011-2012 sezonu şampiyonu olmazdık." veya "selçuk inan galatasaray'a imza atarak türk futbolunun seyrini değiştirdi." falan da filan.

    evet haklılar! 2011-2012 sezonunda olağanüstü bir performans göstermişti ama işte 7-8 yıl boyunca da yan gelip yatmadı mı? madem kötü olanı bir kenara bırakıp, iyi olan taraflara yöneliyoruz; e o zaman neden mbaye diagne'yi eleştiriyoruz? sonuçta o da çaykur rizespor maçının son dakikasında attığı golle bize şampiyonluk kapısını aralamadı mı? ya da yine bir aydın yılmaz örneği vereyim. onun konyaspor'a attığı gol olmasaydı, 2006 yılının şampiyonu olabilir miydik? çıktığı birçok maçta ıslıklanan belhanda olmasaydı, 2 sezon üst üste şampiyon olabilir miydik? yüzde 1 milyon eminim ki, selçuk inan'a alkış tutanlar ve ona yapılan ıslığa tepki gösterenler, diagne-aydın-belhanda üçlüsünden en az birini deli gibi ıslıklamıştır.

    falcao bize geldiğinde çok sevindik ama herif sürekli sakattı. çıktığı maçlarda skora katkı yapıyordu ama dediğim gibi maçlara çıkması zordu! diğer bir deyişle, o da yan gelip yattı diyebiliriz. ama her ne hikmetse bir kere bile ıslıklandığını görmedim. hatta bırakın ıslığı, 3-4 gün önce yaptığımız hazırlık maçında tribüne çağırıldı ve üçlü çektirildi. peki umut bulut gelse aynı şey yapılabilir miydi? yahu adam sargılı, kırık bir burun ve deli gibi şişmiş gözlerle bile maçı bırakmayan ama kıçı kırık bir maçta boş kaleye gol kaçırdı diye ana avrat düz gidilip ıslıklanan bir oyuncu! yüzde 1 milyon eminim ki, falcao'ya alkış tutanlar veya bugün entel takılıp ıslığa tepki gösterenler, zamanında umut bulut'u deli gibi ıslıklamıştır!

    berkan'ı çok severim. kapasitesi doğrultusunda elinden geleni yapar ama maalesef ki halen daha yetersizdir. hazırlık maçında kendisine gösterilen tepkiyi yanlış buluyorum fakat kendisini geliştiremediği için de kızdığımı söylemeliyim. o maçta berkan'ı ıslıklayanlara " hazırlık maçında oyuncu mu ıslıklanır?" tarzı söylemlerle bir güzel giydirdiler. sonuna kadar haklılar ama zamanında sabri'yi yolda bile eleştirip küfredenler olmuştu. halen daha ortalarıyla alay edilir. yüzde 1 milyon eminim ki, berkan'ı ıslıklayanlara tepki gösterenlerin birçoğu, zamanında sabri'yi yerle bir etmişlerdir!

    zamanında mancini'yi ıslıklayanlar olmuştu. mancini'ye karşı yapılan bu ıslığı bastıran bazı taraftalarımız ise galatasaray'ın iyiliği için bunların yapılmamasını söylemişlerdi. çok çok haklılardı ama işte aynı kişiler hamza hamzaoğlu'nu sırf 1-2 transfer için itin bir yerine soktu. adam bizi şampiyon yaptı ama ertesi sezon giderken denge dengeoğlu diye alay edilerek gönderilmişti. fenerbahçe'nin 9 puan arkasında 2. bitirdiğimiz sezondan sonra giden mancini ise herkesin prensi oldu. galatasaray'ın iyiliği için teknik direktörün ıslıklanmamasını söyleyenlerin alayı, yüzde 1 milyon eminim ki hamza hamzaoğlu'na deli gibi giydirip ıslıklamıştır.

    şunu anlatmaya çalışıyorum:

    aynı sonuçlar karşısında çelişkili davranıyoruz. yani atıyorum ben sabri'yi yetersiz diye ıslıklayabilirim ama bir başkası tıpkı sabri gibi yetersiz birisini ıslıklaymaz çünkü galatasaray'ın iyiliği bla bla.

    halbuki mancini avrupa'da bize çok büyük zaferler yaşattığı için alkışlanmalı. hamza hamzaoğlu bizi şampiyon yaptığı için alkışlanmalı. selçuk inan frikik golleriyle bizi şampiyon yaptığı için alkışlanmalı. aydın yılmaz bizi şampiyonluğa götüren golü attığı için alkışlanmalı. emre akbaba pes etmediği için alkışlanmalı. sabri meydan okuduğu için alkışlanmalı. falcao penaltı attı diye alkışlanmalı. belhanda mücadele ediyor diye alkışlanmalı...

    iyi yönden baktığım zaman herkesi alkışlayabiliyorum. hatta tarık çamdal'ı bile alkışlarım çünkü sneijder'in fenerbahçe'ye attığı 2. golden önce topu kapan isimdi!

    her futbolcunun iyi yönlerine odaklanıp melek edasıyla maçlara gidiyorsan helal olsun ama yukarıdaki "alkış" konulu metinde, bir oyuncuyu bile ıslıklayıp tepki göstermişsen, x birisinin, x futbolcuya göstermiş olduğu tepkiyi de normal karşılamalısın! ayrıca falcao'yu veya o kalibrede bir ismi ıslıklamaya maçan yetmeyip, falcao'dan çok daha fazla katkı sağlamış umut bulut'u da ıslıklama bir zahmet olur mu?

    daha önce de oyuncuları ekstrem durumlar olmadığı sürece ıslıklamayacağımı söylemiştim. ama ıslıklayanlara da bazen hak verdiğim oldu. her şeyden önce asgari ücretle çalışan ve yılda yaklaşık 70 bin tl kazanan renktaşlarımın, yılda en az 6-7 milyon tl kazanan x bir futbolcuyu ıslıklamasını çok görmeyin. futbolcuları da ilahi bir güç olarak görmeyi bırakıp, işini yapıp yapmadığına göre değerlendirirsek çok daha net görürüz bazı şeyleri. bunun yolu tabi ki de ıslık değil ama ıslıklayanları da topa tutmak, en az ıslıklamak kadar yanlış. en nihayetinde futbolcuyu dövmüyor ya? aman şunu eleştirmeyelim, aman şunu ıslıklamayalım, aman şunu ıslıklayanları taşlayalım, aman futbolcunun psikolojisi falan dersek, birçok futbolcuyu sırtımıza alır ve sonucunda kamburlaşan biz oluruz haberiniz olsun.

    son olarak, galatasaray'ın iyiliği için tarık çamdal'ı ıslıklamayan bir babayiğit çıksın, ona tüm galatasaray formalarımı vereceğim. umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın