8813
yine yeniden hoca gönderme şenliklerine başlamıştır.
bu takım elbette yeri geldi mi yenecek yeri geldi mi yenilecek olmadı berabere kalacak. taraftarın artık buna kendini alıştırması lazım ama kafalar yine çok başka yerlerde. bu demek değil başarısız olduğunda hoca gitmeyecek ama bu ne sabırsızlıktır yahu. dünkü maç için konuşacak olursak; hoca elbette yanlış kadro tercihi ile maça başladı. bunu başta söyleyelim.
ama bu hocayı ilk fırsatta göndermek olmamalı. böyle 2-3 maçta hoca gönderecek isek bu kulüpte hiçbir organizasyon oturmaz. yani bu söylediklerim hocayı eleştirenlere değil, ilk fırsatta hoca isimleri atanlara. işin komik yanı geçen sene fatih hocaya aynısı yapanlar şuan okan hocaya da aynısını yapıyor. maalesef bu kabul edilebilir bir durum değil.
her hafta hoca değiştirecek isek anlaşmaları da aylık yapalım o zaman. dünyanın hiçbir yerinde böyle sürdürülebilir bir sistem olmamıştır. barcelonada xavi takımın başına geçtiğinde ilk maçta betise evinde yenildi daha sonra deplasmanda osasuna ile berabere kaldı. sonradan ritim buluna kadar puan kaybettiler. demek istediğim her yerde bu var.
mesela 16/17 sezonu liverpoolun başına 8. haftada klopp geçtiğinde sayısız yenilgiler aldılar. sezonu 8.sırada bitirdi liverpool. sonraki iki sezon ligi 4. bitirdiler. 3.sezonunda ise 2. sıraya yerleştiler. adamlar her daim hocalarına sahip çıktı. sonra gelinen seviye ortada. keza city de buna benzer bir süreçten geçti pep geldikten sonra. bu örnekleri verdim çünkü top seviye hocalar bunlar. o sevilerde bile yenilgiler, beraberlikler oluyor. artık kafaları değiştirmemiz lazım.
önce taraftarın kendini yenilemesi lazım. sonrasında hoca, teknik-taktik konuşulur. her yenilgide istisnasız burası yangın yerine dönüyor. yazar olmadan öncede sürekli aktif olarak takip ediyordum yıllardır böyle. lütfen bırakalım artık bunu. daha geniş çerçeveden bakalım olgulara. hocayı sürekli eleştirelim, hatalarını yazalım çizelim ama bu şekilde değil.
bu takım elbette yeri geldi mi yenecek yeri geldi mi yenilecek olmadı berabere kalacak. taraftarın artık buna kendini alıştırması lazım ama kafalar yine çok başka yerlerde. bu demek değil başarısız olduğunda hoca gitmeyecek ama bu ne sabırsızlıktır yahu. dünkü maç için konuşacak olursak; hoca elbette yanlış kadro tercihi ile maça başladı. bunu başta söyleyelim.
ama bu hocayı ilk fırsatta göndermek olmamalı. böyle 2-3 maçta hoca gönderecek isek bu kulüpte hiçbir organizasyon oturmaz. yani bu söylediklerim hocayı eleştirenlere değil, ilk fırsatta hoca isimleri atanlara. işin komik yanı geçen sene fatih hocaya aynısı yapanlar şuan okan hocaya da aynısını yapıyor. maalesef bu kabul edilebilir bir durum değil.
her hafta hoca değiştirecek isek anlaşmaları da aylık yapalım o zaman. dünyanın hiçbir yerinde böyle sürdürülebilir bir sistem olmamıştır. barcelonada xavi takımın başına geçtiğinde ilk maçta betise evinde yenildi daha sonra deplasmanda osasuna ile berabere kaldı. sonradan ritim buluna kadar puan kaybettiler. demek istediğim her yerde bu var.
mesela 16/17 sezonu liverpoolun başına 8. haftada klopp geçtiğinde sayısız yenilgiler aldılar. sezonu 8.sırada bitirdi liverpool. sonraki iki sezon ligi 4. bitirdiler. 3.sezonunda ise 2. sıraya yerleştiler. adamlar her daim hocalarına sahip çıktı. sonra gelinen seviye ortada. keza city de buna benzer bir süreçten geçti pep geldikten sonra. bu örnekleri verdim çünkü top seviye hocalar bunlar. o sevilerde bile yenilgiler, beraberlikler oluyor. artık kafaları değiştirmemiz lazım.
önce taraftarın kendini yenilemesi lazım. sonrasında hoca, teknik-taktik konuşulur. her yenilgide istisnasız burası yangın yerine dönüyor. yazar olmadan öncede sürekli aktif olarak takip ediyordum yıllardır böyle. lütfen bırakalım artık bunu. daha geniş çerçeveden bakalım olgulara. hocayı sürekli eleştirelim, hatalarını yazalım çizelim ama bu şekilde değil.