resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:38
Uyruk:Türkiye
  • 21071
    sözlükte başlığında en fazla vakit geçirdiğim isim kendisi olabilir. bunun nedeni ise her bir yazılanı dakikalarca düşündüğüm için. işin içinden çıkamıyorum bir şekilde. herkesin haklı olabileceği, herkesin penceresinden farklı okunan ender profillerden. bu nedenle bazen kendimi arda'nın başlığında gözlerim dalmış bir şekilde kara kara düşünüyorken yakalıyorum. çok farklı sorular geliyor aklıma. sordukça derinleşiyor. günün sonunda nedense arda'nın kale arkasında sevinirken girdiği hali geliyor gözümün önüne. keşke böyle olmasaydı, bunlar yaşanmasaydı diye iç geçiriyorum. o çocuğun geldiği nokta bu olmamalıydı... eğitim çok önemli gerçekten. öğretim demiyorum bakın. eğitim, çok kıymetli.

    arda gerçekten de çoğumuzun, kendisine yapıldığında kabul edemeyeceği türden işlere girişmiş bir adam gerçekten. e temelde bize öğretilenlerden biri de bu 'kendine yapılmasını istemediğin şeyleri başkasına yapma'. başkasına yapmıyor olabilirsin. peki başkalarına yapıldığındaki tavrın ne olmalı?

    samimi olarak pişman olmuş mudur veya olacak mıdır bunu bilemiyorum. bu eylemleri hafifletecek alt sebepler var mıdır, bu sebepler dikkate alınmalı mıdır? bunlar, ömür boyunca yaftalanmasını gerektirecek türden eylemler midir? bunlara evet veya hayır cevabını vermek gayet mümkün. ama doğru dediğin de tek olmalı.

    kişi pişmanlığın son safhasına vardığında, samimi bir özür dilese (sözlü olarak olması şart olmayan ancak hareket ve tavırlara sirayet eden), varsa olan mahkemeler ve yaptırımlar kesinleşse vs. hala daha bu kişiyi aforoz etmeye gerek kalacak mı? evet ya da hayır denilebilir. muhakkak ki herkes hayatında hatalar yapıyor ve yapacak, kendi hatalarımızla kıyas etmeksizin arda'ya dönüp bakıp şu soruyu da soruyorum: hayatta hep siyah veya beyaz mı var sadece? gri renkler de her şeye rağmen olmalı mı? olmalı, ancak arda bu grinin hangi tonlarına yakın tarafa konumlandırılmalı? nerede olursa olsun fark eder mi?

    bir aile düşünüyorum. her ailenin belli başlı siyasi, sosyolojik ve kültürel olguları vardır ve ekseriyetle de her bir fert benzer davranış sergiler. ama her bir kardeş bu değerlerin tamamını yansıtmaz. kişi bile kendi içinde aynı hususta farklı davranışlar gösterebiliyor. korsana tamamen karşı olan biri düşünün. dijitürke para kazandırmamak için korsan yayın izliyor. ancak ömründe hiç korsan kitapçının önünden bile geçmemiş. arda'ya dönecek olursak, galatasaray'ı galatasaray yapan bütün değerleri yansıtmalı mıdır? bunlardan bazılarını yansıtmıyor ise ne yapmak gerekir? bütün galatasaraylılar ve bizler bu galatasaraylılık değerlerini taşıyor muyuz?

    bir sürü soru bıraktım ortaya. bunları düşünüp duruyorum. bu yazının amacı kimseyi aklamak ya da yargılamak değildi kesinlikle. zaten ortaya da böyle bir şey çıktığını düşünmüyorum. bu adamın ve başlığında yazılanların beni hangi düşünceler denizine daldırdığını ifade etmeye çalıştım. belki de üzerinde bu kadar da düşünmeye değer bir durum yoktur ortada ve biz büyütüyoruzdur. bilemiyorum renkdaşlar. aklıma en son soruları da bir altta yazıp yazıyı noktalıyorum. sabrınız için teşekkür ediyorum.

    bir insanı kazanmak zor kaybetmek kolay. burada hepimiz anlaşıyoruzdur. ama herkesi biz mi kazanmak zorundayız? arda kazanmamız gerekenlerden birisi midir?
App Store'dan indirin Google Play'den alın