155
her anlamıyla skandallarla geçen sezondur.
sadece son 4 günü ele alarak açıklamaya çalışırsak;
öncelikle 1 eylül 2022 tarihinde tff binasına saldırı* düzenlendi. hamit altıntop anlatılanlara göre ölümün kıyısından dönmüş. bu olay sanki o kadar doğalmış gibi davranıldı ki, 2-3 saat geçmeden unutuldu gitti. kimse konuşmadı bile!
bu olaydan 1 gün sonra bu sefer galatasaray adasına saldırı* düzenlendi. her iki saldırıda da ölen veya yaralanan olmadı ama bu saldırılar ne alaka? neden bu kadar doğal karşılanıyor? aynı şey fenerbahçe'nin başına gelseydi, şu anda tüm medyanın ana gündem maddesi bu saldırı olurdu. "bu durumdayken maç konuşulmaz..." sözleriyle birkaç hafta boyunca kafa ütüleyeceklerinden yüzde yüz eminim.
art arda yapılan bu saldırılardan sonra, ligin 5. haftası oynandı ve fenerbahçe'de evinde kayserispor'u ağırladı. fenerbahçe 1-0 öndeyken, kayserispor'un %100 denebilecek bir penaltısı atlandı. video hakem uygulamasının amacı bu tür pozisyonları sezmek iken, söz konusu fenerbahçe olunca birden devre dışı bırakılıyor. ya da şöyle söyleyeyim; eğer bir pozisyon fenerbahçe lehine olunca, var hakemi hemen izlemeye davet eder. pozisyon alakasız olsa bile, yayıncı kuruluş 40-50 açıdan göstererek bize o faulü inandırmaya çalışır. yorumcular 60. açıyı izlerken şunu der: "bak bak rakip oyuncu, ceza sahasında valencia'ya üflemiş. net penaltı abi."
tam tersi, pozisyon fenerbahçe aleyhine olunca da video hakem devreye girmez ve yayıncı kuruluş ise 40-50 dakika sonra alakasız bir açıdan göstererek sözde tarafsızlık yapar!
şu son 4 günü bir kenara bırakıp, bununla bağlantılı bir hatırlatma daha yapmak istiyorum;
ağustos'un başlarında erden timur şöyle bir ifade kullanmıştı: "her masada, her yerde, her zerrede biz varız."
bu açıklamadan günler sonra, erden timur'un bir videosu sızdı ve adama cemaatçi yaftası yapıştırıldı.
bakın bu sezon açık bir şekilde sindirilmeye çalışılıyoruz. silahlı saldırılar, hakem hataları, medya..
meydanı boş bırakmaya devam edersek istediği gibi at koşturabilecekler. bu tehditlere, şantajlara boyun eğmek yerine aynı şekilde karşılık vermeliyiz. adaletsizliğin cirit attığı yerde efendi kalmak yerine, kendi adaletimizi kendimiz sağlamalıyız. aksi takdirde bu yargı bizi de içine çekecek!
sadece son 4 günü ele alarak açıklamaya çalışırsak;
öncelikle 1 eylül 2022 tarihinde tff binasına saldırı* düzenlendi. hamit altıntop anlatılanlara göre ölümün kıyısından dönmüş. bu olay sanki o kadar doğalmış gibi davranıldı ki, 2-3 saat geçmeden unutuldu gitti. kimse konuşmadı bile!
bu olaydan 1 gün sonra bu sefer galatasaray adasına saldırı* düzenlendi. her iki saldırıda da ölen veya yaralanan olmadı ama bu saldırılar ne alaka? neden bu kadar doğal karşılanıyor? aynı şey fenerbahçe'nin başına gelseydi, şu anda tüm medyanın ana gündem maddesi bu saldırı olurdu. "bu durumdayken maç konuşulmaz..." sözleriyle birkaç hafta boyunca kafa ütüleyeceklerinden yüzde yüz eminim.
art arda yapılan bu saldırılardan sonra, ligin 5. haftası oynandı ve fenerbahçe'de evinde kayserispor'u ağırladı. fenerbahçe 1-0 öndeyken, kayserispor'un %100 denebilecek bir penaltısı atlandı. video hakem uygulamasının amacı bu tür pozisyonları sezmek iken, söz konusu fenerbahçe olunca birden devre dışı bırakılıyor. ya da şöyle söyleyeyim; eğer bir pozisyon fenerbahçe lehine olunca, var hakemi hemen izlemeye davet eder. pozisyon alakasız olsa bile, yayıncı kuruluş 40-50 açıdan göstererek bize o faulü inandırmaya çalışır. yorumcular 60. açıyı izlerken şunu der: "bak bak rakip oyuncu, ceza sahasında valencia'ya üflemiş. net penaltı abi."
tam tersi, pozisyon fenerbahçe aleyhine olunca da video hakem devreye girmez ve yayıncı kuruluş ise 40-50 dakika sonra alakasız bir açıdan göstererek sözde tarafsızlık yapar!
şu son 4 günü bir kenara bırakıp, bununla bağlantılı bir hatırlatma daha yapmak istiyorum;
ağustos'un başlarında erden timur şöyle bir ifade kullanmıştı: "her masada, her yerde, her zerrede biz varız."
bu açıklamadan günler sonra, erden timur'un bir videosu sızdı ve adama cemaatçi yaftası yapıştırıldı.
bakın bu sezon açık bir şekilde sindirilmeye çalışılıyoruz. silahlı saldırılar, hakem hataları, medya..
meydanı boş bırakmaya devam edersek istediği gibi at koşturabilecekler. bu tehditlere, şantajlara boyun eğmek yerine aynı şekilde karşılık vermeliyiz. adaletsizliğin cirit attığı yerde efendi kalmak yerine, kendi adaletimizi kendimiz sağlamalıyız. aksi takdirde bu yargı bizi de içine çekecek!