35568
türk futbolunun efsanesi.
fakat marsilya'nın aklına bile gelmeyeceğine emin olduğum teknik direktör.
terim 2000'de avrupa futbolunun zirvesine çıktığında bile ancak fiorentina gibi sıradan bir takımdan teklif aldı.
milan teklif için önce onun kendini seria a'da kanıtlamasını bekledi. yani 1995-2000 arasındaki başarılarını dikkate almadı.
bizim üniversitede böyle çok değerli bir hocamız vardı. derste bir gün anlatmıştı.doktora için yurt dışına gittiğinde onu oradakilerle denk hale gelebilsin diye lisans üçüncü sınıftan başlatmışlar. terim'in galatasaray-fiorentina-milan süreci de böyle bence.
zaten milan'a gidince de bir türkün oraya gelişi sindirilemedi. terim de elit bir ortamda doğup büyümediği için adapte olamamıştır belki bu da bir faktördür ama neticede 5 ay filan sürdü milan macerası. bir daha da avrupa kapıları ona kapandı.
şansını avrupa'da denemek yerine bence çok yanlış biçimde iki kez milli takımda (2005-2009 ve 2013-2017) denedi. emekli hayatı gibi bir şey onun için. demek ki avrupa'dan hiç teklif almadı.
avrupa konusunda türk olmanın dezavantajını yaşadı mı? evet yaşadı. ama burada millet olarak hepimiz suçluyuz. bu bir sosyolojik meseledir.
fatih terim'den bağımsız olarak söylüyorum ki şu adı ahmet mehmet yerine james, michael olsaydı bizimkiler nerelere gelirdi, coğrafya kaderdir yaklaşımını hiç sevmiyorum. sen ülkende önderinin en büyük vasiyeti olan çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için çalışmaya sırtını dönüp günü kurtarmaya çalışırsan, eğitimi değersizleştirip kolay yoldan zengin olmaktan başka bir şey düşünmezsen ülke olarak geride kalırsın. üçüncü sınıf muamelesi görürsün.
bunun bedelini terim de ödedi, avrupa'ya abd'ye giden binlerce sanatçı, bilim insanı, sporcu da ödüyor.
tarkan'ı, aziz sancar'ı değerli kılan tek olmaları. oysa gelişmiş ülkelerde onlar gibi binlercesi çıkıyor. demek istediğim bu işte. istikrarsızlık ve günü kurtararak yaşamanın 20-30 yılda bir getirdiği istisnai başarılarla avunmak.
fakat marsilya'nın aklına bile gelmeyeceğine emin olduğum teknik direktör.
terim 2000'de avrupa futbolunun zirvesine çıktığında bile ancak fiorentina gibi sıradan bir takımdan teklif aldı.
milan teklif için önce onun kendini seria a'da kanıtlamasını bekledi. yani 1995-2000 arasındaki başarılarını dikkate almadı.
bizim üniversitede böyle çok değerli bir hocamız vardı. derste bir gün anlatmıştı.doktora için yurt dışına gittiğinde onu oradakilerle denk hale gelebilsin diye lisans üçüncü sınıftan başlatmışlar. terim'in galatasaray-fiorentina-milan süreci de böyle bence.
zaten milan'a gidince de bir türkün oraya gelişi sindirilemedi. terim de elit bir ortamda doğup büyümediği için adapte olamamıştır belki bu da bir faktördür ama neticede 5 ay filan sürdü milan macerası. bir daha da avrupa kapıları ona kapandı.
şansını avrupa'da denemek yerine bence çok yanlış biçimde iki kez milli takımda (2005-2009 ve 2013-2017) denedi. emekli hayatı gibi bir şey onun için. demek ki avrupa'dan hiç teklif almadı.
avrupa konusunda türk olmanın dezavantajını yaşadı mı? evet yaşadı. ama burada millet olarak hepimiz suçluyuz. bu bir sosyolojik meseledir.
fatih terim'den bağımsız olarak söylüyorum ki şu adı ahmet mehmet yerine james, michael olsaydı bizimkiler nerelere gelirdi, coğrafya kaderdir yaklaşımını hiç sevmiyorum. sen ülkende önderinin en büyük vasiyeti olan çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için çalışmaya sırtını dönüp günü kurtarmaya çalışırsan, eğitimi değersizleştirip kolay yoldan zengin olmaktan başka bir şey düşünmezsen ülke olarak geride kalırsın. üçüncü sınıf muamelesi görürsün.
bunun bedelini terim de ödedi, avrupa'ya abd'ye giden binlerce sanatçı, bilim insanı, sporcu da ödüyor.
tarkan'ı, aziz sancar'ı değerli kılan tek olmaları. oysa gelişmiş ülkelerde onlar gibi binlercesi çıkıyor. demek istediğim bu işte. istikrarsızlık ve günü kurtararak yaşamanın 20-30 yılda bir getirdiği istisnai başarılarla avunmak.
