• 88
    göçmen politikası,
    eğitim politikası,
    sağlık politikası,
    tarım politikası,

    yukarıda saydığım yaratılan 4 büyük çözümsüz problemi hata değil, önlerine konulan türkiye'nin yıkımı projesinin birer adımı olarak görüyorum.

    çünkü bir yönetim istemeden milyonlarca ne idüğü belirsiz kaçak alıp onların burada sınırsız üremesini teşvik edemez, bu yanlışlıkla olamaz. bunun tek amacı demografik yapıyı değiştirmek olabilir. bu çözümsüz çünkü bu adamların %80ini asla gönderemeyeceksin.

    bir yönetim yanlışlıkla her ilçeye, beldeye üniversite açamaz. çünkü bilir ki boş kağıt verenin mühendis, öğretmen olduğu yerde bu meslek gruplarının bir değeri kalmaz. bin tane mühendise ihtyiacın olduğu yerde hiç mühendis olmaması gereken ekstra 100bin tane mühendis yaratırsan bu 100bin mühendis asla iş bulamaz, sen ortaya kayıp bir nesil yaratmış olursun ve zamanı geriye alamadığın için bu insanların dönüşü olamayacak şekilde hayatları kararır, umudunu yitirir. bunun çözümü yok çünkü dediğim gibi geriye dönüş yok.

    dünya'nın hiçbir yerinde iktidar doktoruyla, öğretmeniyle halkı karşı karşıya getirmek istemez. birini alıp diğerini dövdürmek istemez. bizimkiler içlerinde yaşadıkları okumuşa olan nefreti halka aşıladılar ve şimdi hasadını topluyorlar. bunu yanlışlıkla yapmadılar, bunu bilerek yaptılar. bunları yapınca doktorların mesleklerine küseceğini, gideceklerini, halkla karşı karşıya geleceklerini ve nihayetinde sağlık sisteminin onarılamayacak şekilde çökeceğini biliyorlardı ve devam ettiler. bu problem de çözümsüz çünkü bir kere halkla doktoru karşı karşıya getirdiler. giderlerse gitsinler denilen doktorlar gidiyor, gidemeyen hayattan nefret ediyor. olayın para ile ilgisi falan yok.

    hiç bir ülke gıdada dışa bağımlı olmak istemez. bundan 100 yıl önce 1 tane olsun buğday yetiştiremeyen rusya dünya'nın tahıl ambarı oldu. benimse ekili olmayan tarlası olmayan köyümde şeker fabrikalarının kapatılması sebebiyle bugün ekili tarla yok. şeker fabrikaları yanlışlıkla kapatılmadı. bir plan doğrultusunda kapandı. bu sorun da çözümsüz çünkü çiftçi diye bir meslek grubu kalmadı. yukarıda yazdığım gibi çiftçi olması gereken çocukların hepsi boş kağıt verip mühendis oldu, 30 yaşına geldi işsiz yatıyor, torpil kovalıyor.

    velhasıl tüm denge yanlışlıkla bozulmadı. bu örnekler daha da çoğaltılabilir ama türkiye'yi çöküşe götürecek bu ana 4 politikada bilerek yapılan hamleler bence nihayetinde başarıya ulaşacak.

    doktorlarımız da bugün sağlık politikasında bilerek atılan adımların acısını birinci elden yaşıyor. başları sağolsun.

    edit: şimdi tabi böyle deyince çok derin denklemler varmış da halk kandırılmış diyormuşum gibi anlaşılmasın. tam tersi bunun asıl sorumlusu halk. ne idüğü belirsiz adamlar zombi gibi sınırdan geçerken de, 500 kişilik beldelere kampüs açılırken de, doktorlar dayak yerken de, tarım öldürülürken herşey açık açık yapıldı. bunların hepsini halk davul zurna çalarak destekledi. bilmiyor muydu işin buraya geleceğini? tabi ki de biliyordu ama kendine bu kadar dokunacağını düşünmedi. şimdi bunların bedelini sokakta taciz edilerek, çocuğu işsiz kalarak, hastane kapısında doktorsuzluktan can vererek, 2 kilo ete, domatese asgari ücretin yarısını vererek ödeyecek.

    çöküş filminde ne diyor hitler :"bizi onlar seçti elbette ölecekler". güzel laf.
App Store'dan indirin Google Play'den alın