452
dün işim olduğu için maçı ancak bugün izleyebildim. sonunda avrupa kupalarının hakkını vererek oynayan bir galatasaray izlediğimiz için gurur duydum. zamanında çokça eleştirsem de bu maçta yapması gereken her şeyi eksiksiz yapan fatih hoca'ya teşekkür ediyorum.
gözüme batan dört oyuncu oldu: kerem, van aanholt, yedlin ve berkan. geri kalan bütün isimlerin iyi oynayacağını zaten az çok tahmin ediyordum ama bu dört isim hakkında bir şeyler söylemem gerek. kerem sürekli dribling yapmaya alışık olduğu için her pozisyonda içeri yönlü ya da taç çizgisine paralel şekilde top sürmeye çalışıyor ve bu yüzden bazı atakları hiç ediyor. kerem'in iyi dribling yaptığı, çok iyi süratlendiği ve genellikle rakibini geçmeyi başardığı tartışılmaz bir gerçek. ama bazen sadece durup pas vermen gerekir, boştaki arkadaşın senden daha müsaittir. kerem böyle durumları sezemiyor, sürekli top sürmek istiyor. bu açıdan çevre kontrolünü daha iyi yapmasını sağlamak lazım.
van aanholt ise sürekli olarak yanlış hızda pas veriyor ve bu yüzden çok kolay top kaybına sebep oluyor. bunu o kadar sık yapıyor ki bazen "lig maçlarında yabancı hakkımızı neden bu adamdan yana kullanıyoruz" diye soruyorum. eğer yedeği ömer bayram değil rıdvan gibi gelecek vaat eden bir isim olsa taraftar tarafından çoktan ipe çekilmişti. defansif açıdan başarılı bir isim ama hücumda sürekli yanlış pas tercihleri yapması, bindirip bindirip saçma sapan yerlere top çıkarması çok sinir bozucu. bu yaştan sonra düzeleceğini de sanmıyorum.
yedlin olumlu manada şaşırttı ve böyle tempolu maçlarda iyi oynadığını gösterdi, ki trabzonspor maçında da* çok çok fazla bindirme yapmış, topla buluştuğu her pozisyonda da iyi kötü bir şeyler üretmişti. evet yediğimiz ikinci golde hatası vardı ama türkiye ligi için hücum yönünden kalburüstü bir bek olduğunu düşünüyorum. genel olarak yedlin'i beğenmesem de son iki maçtaki performansıyla adama haksızlık ettiğimi fark ettim, çöpe atılacak bir isim değil kesinlikle.
gelelim berkan'a. belki böyle bir maçtan sonra onu eleştirmem şaşırtıcı gelecek fakat van aanholt'taki pas şiddetini ayarlayamama sorunu birebir berkan'da da var. üstelik rakip atak yaparken ceza yayı çevresinde pozisyon almayı da bilmiyor, doğaçlama hareket ediyor. çok koşuyor olması lazio maçında çok işimize yaradı ve berkan iyi bir maç çıkarmış oldu. ama rakibin kapandığı maçlarda teknik yetersizliği ve kontrataklarda yanlış yerde durması yüzünden eleştirilmesi çok muhtemel. "lazio maçında iyi oynamıştı, şimdi neden böyle oldu" diye şaşırmamak lazım.
sonuç olarak galatasaray doğru şekilde hücum pres yaparak, gerektiğinde uzun top vurarak, iki kanadına da koşan isimler koyarak, takım boyunu kısa tutarak ve doğru zamanda doğru değişiklikleri yaparak galip geldi. inşallah üstüne koyarak devam ederiz.
gözüme batan dört oyuncu oldu: kerem, van aanholt, yedlin ve berkan. geri kalan bütün isimlerin iyi oynayacağını zaten az çok tahmin ediyordum ama bu dört isim hakkında bir şeyler söylemem gerek. kerem sürekli dribling yapmaya alışık olduğu için her pozisyonda içeri yönlü ya da taç çizgisine paralel şekilde top sürmeye çalışıyor ve bu yüzden bazı atakları hiç ediyor. kerem'in iyi dribling yaptığı, çok iyi süratlendiği ve genellikle rakibini geçmeyi başardığı tartışılmaz bir gerçek. ama bazen sadece durup pas vermen gerekir, boştaki arkadaşın senden daha müsaittir. kerem böyle durumları sezemiyor, sürekli top sürmek istiyor. bu açıdan çevre kontrolünü daha iyi yapmasını sağlamak lazım.
van aanholt ise sürekli olarak yanlış hızda pas veriyor ve bu yüzden çok kolay top kaybına sebep oluyor. bunu o kadar sık yapıyor ki bazen "lig maçlarında yabancı hakkımızı neden bu adamdan yana kullanıyoruz" diye soruyorum. eğer yedeği ömer bayram değil rıdvan gibi gelecek vaat eden bir isim olsa taraftar tarafından çoktan ipe çekilmişti. defansif açıdan başarılı bir isim ama hücumda sürekli yanlış pas tercihleri yapması, bindirip bindirip saçma sapan yerlere top çıkarması çok sinir bozucu. bu yaştan sonra düzeleceğini de sanmıyorum.
yedlin olumlu manada şaşırttı ve böyle tempolu maçlarda iyi oynadığını gösterdi, ki trabzonspor maçında da* çok çok fazla bindirme yapmış, topla buluştuğu her pozisyonda da iyi kötü bir şeyler üretmişti. evet yediğimiz ikinci golde hatası vardı ama türkiye ligi için hücum yönünden kalburüstü bir bek olduğunu düşünüyorum. genel olarak yedlin'i beğenmesem de son iki maçtaki performansıyla adama haksızlık ettiğimi fark ettim, çöpe atılacak bir isim değil kesinlikle.
gelelim berkan'a. belki böyle bir maçtan sonra onu eleştirmem şaşırtıcı gelecek fakat van aanholt'taki pas şiddetini ayarlayamama sorunu birebir berkan'da da var. üstelik rakip atak yaparken ceza yayı çevresinde pozisyon almayı da bilmiyor, doğaçlama hareket ediyor. çok koşuyor olması lazio maçında çok işimize yaradı ve berkan iyi bir maç çıkarmış oldu. ama rakibin kapandığı maçlarda teknik yetersizliği ve kontrataklarda yanlış yerde durması yüzünden eleştirilmesi çok muhtemel. "lazio maçında iyi oynamıştı, şimdi neden böyle oldu" diye şaşırmamak lazım.
sonuç olarak galatasaray doğru şekilde hücum pres yaparak, gerektiğinde uzun top vurarak, iki kanadına da koşan isimler koyarak, takım boyunu kısa tutarak ve doğru zamanda doğru değişiklikleri yaparak galip geldi. inşallah üstüne koyarak devam ederiz.