31422
40 lı yaslarının sonunda uefa kupası kazanmıs bir teknik direktor, sonra bir fiorentina ve milan macerası sonrasında da sallantılı bir milli takım ve galatasaray donemi oldu.
galatasarayda gercekten basarılı oldugu 2 donemin birinde zaten uefa kupası ve 4 sampiyonluk, digerinde de sampiyonlar ligi ceyrek finali var.
uefa kupası donemi galatasarayın hem sonuc ureten hem de keyifli futbol oynadıgı bir donemdi. bu donemki kadro yapılanmasına bakıldıgında kalede taffarel, defansta popescu, orta sahada hagi, ilerde hakan sukur gibi o donem dunyanın her takımında oynayabilecek 4 oyuncu vardı. bunların yanında sonradan efsane olacak cok iyi turk oyuncular eklendi. kazanılan basarıda fatih terim kadar muhtesem yabancı transferlerin ve tabiki dunya futbolunun terazisinin kacmamıs olmasını etkisi buyuk. taktik acısından da terimin o gunlerde soylenenin aksine dunyaya taktik dersi verdigi bir donemdi. dortmund, mallorca, leeds gibi takımların nasıl aptala dondugunu izledik.
ikinci doneminde buyuk basarı yakaladıgında ise terimin kadrosunda drogba, sneijder, melo, muslera gibi turkiyenin bir daha yanyana gormesi cok zor yıldızlar yanında, burak, prime donem selcuk, eboue, ujfalusi gibi ekstraları vardı. bu sefer taktik olarak daha farklı bir oyun oynatsa da yine de izlenen futbol son derece keyifliydi. real madrid ile istanbulda oynanan mac zaten herseyi anlatmaya yetiyordu.
yukarıdaki iki donemin ortak yonleri, her bolgede takımı sırtlayacak dunya capında yıldızların takımda bulunması gibi gozukuyor. bu durum bu kadrolarla herkes basarılı olurdu demek degil tabiki. ama su bir gercek emre belozoglunu saymazsak terimin iki doneminde de parlayıp yıldız olmus bir genc oyuncu hatırlamıyorum ben.
son doneme baktıgımızda ffp ve baska sebeplerden dolayı termin tudordan aldıgı kadro haricinde yukarıdaki donemler gibi yıldızlarla dolu bir donemi olmadı. tudordan aldıgı kadrodaki onemli isimleri de bir sekilde kaybedince avrupa hezimetleri yanına ligde de kotu dereceler gelmeye basladı.
bunlardan yapılabilecek cıkarım;
terimin iyi ve kaliteli malzemelerle iyi yemek yapabildigi fakat o gun dolapta olan malzemelerle bir sihir ortaya koyamadıgı gibi gozukuyor. bunu yapabilen birine ornek lucescu olabilir.
ikinci cıkarım, terimin hazır ve ne oynaması gerektigini bilen oyuncularla oynamak istedigi, işlenmesi gereken oyunculara tahammulu olmadıgı olabilir. ozan kabak haric 2000 jenerasyonundan bir oyuncu bile cıkmaması ve alınan potansiyelli genclerinde geriye gitmesine bu sebep olabilir.
son olarak da terimin oynatmak istedigi oyunun gecen 20 yıl icerisinde artık guncel olmadıgı ve cok net bazı özelliklere sahip oyuncularla oynanabilmesi sebebi ile artık sahada galatsarayın goze hos gelen bir futbol oynayamaması olabilir. maalesef artık bir hagi, bir sneijder, bir drogba bulma sansımız yok.
bu bakımdan yeni donem kadrosu ile cok buyuk bir supriz olmazsa basarılı olmasının cok zor oldugunu dusunmek garip olmaz. umarım tersi olur.
galatasarayda gercekten basarılı oldugu 2 donemin birinde zaten uefa kupası ve 4 sampiyonluk, digerinde de sampiyonlar ligi ceyrek finali var.
uefa kupası donemi galatasarayın hem sonuc ureten hem de keyifli futbol oynadıgı bir donemdi. bu donemki kadro yapılanmasına bakıldıgında kalede taffarel, defansta popescu, orta sahada hagi, ilerde hakan sukur gibi o donem dunyanın her takımında oynayabilecek 4 oyuncu vardı. bunların yanında sonradan efsane olacak cok iyi turk oyuncular eklendi. kazanılan basarıda fatih terim kadar muhtesem yabancı transferlerin ve tabiki dunya futbolunun terazisinin kacmamıs olmasını etkisi buyuk. taktik acısından da terimin o gunlerde soylenenin aksine dunyaya taktik dersi verdigi bir donemdi. dortmund, mallorca, leeds gibi takımların nasıl aptala dondugunu izledik.
ikinci doneminde buyuk basarı yakaladıgında ise terimin kadrosunda drogba, sneijder, melo, muslera gibi turkiyenin bir daha yanyana gormesi cok zor yıldızlar yanında, burak, prime donem selcuk, eboue, ujfalusi gibi ekstraları vardı. bu sefer taktik olarak daha farklı bir oyun oynatsa da yine de izlenen futbol son derece keyifliydi. real madrid ile istanbulda oynanan mac zaten herseyi anlatmaya yetiyordu.
yukarıdaki iki donemin ortak yonleri, her bolgede takımı sırtlayacak dunya capında yıldızların takımda bulunması gibi gozukuyor. bu durum bu kadrolarla herkes basarılı olurdu demek degil tabiki. ama su bir gercek emre belozoglunu saymazsak terimin iki doneminde de parlayıp yıldız olmus bir genc oyuncu hatırlamıyorum ben.
son doneme baktıgımızda ffp ve baska sebeplerden dolayı termin tudordan aldıgı kadro haricinde yukarıdaki donemler gibi yıldızlarla dolu bir donemi olmadı. tudordan aldıgı kadrodaki onemli isimleri de bir sekilde kaybedince avrupa hezimetleri yanına ligde de kotu dereceler gelmeye basladı.
bunlardan yapılabilecek cıkarım;
terimin iyi ve kaliteli malzemelerle iyi yemek yapabildigi fakat o gun dolapta olan malzemelerle bir sihir ortaya koyamadıgı gibi gozukuyor. bunu yapabilen birine ornek lucescu olabilir.
ikinci cıkarım, terimin hazır ve ne oynaması gerektigini bilen oyuncularla oynamak istedigi, işlenmesi gereken oyunculara tahammulu olmadıgı olabilir. ozan kabak haric 2000 jenerasyonundan bir oyuncu bile cıkmaması ve alınan potansiyelli genclerinde geriye gitmesine bu sebep olabilir.
son olarak da terimin oynatmak istedigi oyunun gecen 20 yıl icerisinde artık guncel olmadıgı ve cok net bazı özelliklere sahip oyuncularla oynanabilmesi sebebi ile artık sahada galatsarayın goze hos gelen bir futbol oynayamaması olabilir. maalesef artık bir hagi, bir sneijder, bir drogba bulma sansımız yok.
bu bakımdan yeni donem kadrosu ile cok buyuk bir supriz olmazsa basarılı olmasının cok zor oldugunu dusunmek garip olmaz. umarım tersi olur.
