31082
şu anki durumumuzu kendisi üzerinden bir benzetme ile anlatmaya çalışacağım.
iyi yemek iyi ve kaliteli ürünlerle yapılır. hoca uzun zamandır ama şu sebepten ama bu sebepten ortaya çok iyi yemek çıkartabileceği ürün kalitesinin yada ürün uyumunun olmadığını düşünüyor. o yüzden hep en pahalı ve en kaliteli ürünleri alarak en iyi yemeği çıkartabileceğini düşünüyor. ama görüyoruz ki lezzetli yemek çıkartmak için her zaman en kaliteli ve en pahalı ürünlere ihtiyacınız yok. elinizde mermer gibi kobe eti yoksa elinizdeki ortalama bir bifteği iyi marine edersiniz, güzel soslarsınız ve ortaya fena olmayan bir yemek çıkar. bu sanattır. hatta şu an dünya mutfağında çok sevilen yemeklerin büyük kısmı yokluktan malzeme eksikliğinden çıkmadır. elindeki kısıtlı ama temiz ve kaliteli malzemeyle harika bir esnaf lokantası işletebilirsin yada elindeki en iyi malzemeyle michelin yıldızlı restorantın olabilir. ikisinde de iyi aşçılık meziyeti ön plana çıkar.
fatih hoca önceden elindeki farklı ve uyumsuz malzemelerle çok iyi yemekler çıkartıyordu. belki her seferinde doymuyorduk ama damağımızda harika tadlar bırakıyordu. artık pahalı malzemelerle high class bir yemek sunmaya çalışıyor ancak maalesef ne karnımız doyuyor (başarı) ne de yediğimiz yemekten bir lezzet alabiliyoruz. bunun sebebi de hocanın mesleğine olan iştahı kaybolmuş. mutfaktaki yardımcı elemanları iyi değil. ortaya yeni füzyonlar koyamıyor. yediği yemeği beğenmeyen müşteriyi suçluyor. kendisinin eski müdavimleri de diğer müşterileri suçluyor. biz sadece elimizdeki malzemelerden çıkabilecek en iyi tarifi istiyoruz. eskiden çok iyi yemekler yediniz nankörlük etmeyin diyorlar memnuniyetsiz müşteriye. normal şartlarda yemeğini beğenmediğin yeri bırakır başka yerde yersin. ancak galatasaray bizim evimiz, aşkımız ve gidecek başka yerimiz yok. diyoruz ki eski ustamıza saygımız sonsuz, resmini duvarın en üst köşesine asalım ama ustam artık yemeklerin eski tadı tuzu yok ve yemekler doyurucu değil. bizim de karnımız aç. yediğimiz yemekten de keyif almak istiyoruz doymasak bile.
iyi yemek iyi ve kaliteli ürünlerle yapılır. hoca uzun zamandır ama şu sebepten ama bu sebepten ortaya çok iyi yemek çıkartabileceği ürün kalitesinin yada ürün uyumunun olmadığını düşünüyor. o yüzden hep en pahalı ve en kaliteli ürünleri alarak en iyi yemeği çıkartabileceğini düşünüyor. ama görüyoruz ki lezzetli yemek çıkartmak için her zaman en kaliteli ve en pahalı ürünlere ihtiyacınız yok. elinizde mermer gibi kobe eti yoksa elinizdeki ortalama bir bifteği iyi marine edersiniz, güzel soslarsınız ve ortaya fena olmayan bir yemek çıkar. bu sanattır. hatta şu an dünya mutfağında çok sevilen yemeklerin büyük kısmı yokluktan malzeme eksikliğinden çıkmadır. elindeki kısıtlı ama temiz ve kaliteli malzemeyle harika bir esnaf lokantası işletebilirsin yada elindeki en iyi malzemeyle michelin yıldızlı restorantın olabilir. ikisinde de iyi aşçılık meziyeti ön plana çıkar.
fatih hoca önceden elindeki farklı ve uyumsuz malzemelerle çok iyi yemekler çıkartıyordu. belki her seferinde doymuyorduk ama damağımızda harika tadlar bırakıyordu. artık pahalı malzemelerle high class bir yemek sunmaya çalışıyor ancak maalesef ne karnımız doyuyor (başarı) ne de yediğimiz yemekten bir lezzet alabiliyoruz. bunun sebebi de hocanın mesleğine olan iştahı kaybolmuş. mutfaktaki yardımcı elemanları iyi değil. ortaya yeni füzyonlar koyamıyor. yediği yemeği beğenmeyen müşteriyi suçluyor. kendisinin eski müdavimleri de diğer müşterileri suçluyor. biz sadece elimizdeki malzemelerden çıkabilecek en iyi tarifi istiyoruz. eskiden çok iyi yemekler yediniz nankörlük etmeyin diyorlar memnuniyetsiz müşteriye. normal şartlarda yemeğini beğenmediğin yeri bırakır başka yerde yersin. ancak galatasaray bizim evimiz, aşkımız ve gidecek başka yerimiz yok. diyoruz ki eski ustamıza saygımız sonsuz, resmini duvarın en üst köşesine asalım ama ustam artık yemeklerin eski tadı tuzu yok ve yemekler doyurucu değil. bizim de karnımız aç. yediğimiz yemekten de keyif almak istiyoruz doymasak bile.