1937
cin gibi hoca, cin gibi.
ama bu cinliğini teknik, taktik gibi oyun içi etmenler yerine sürekli dışarısı için kullanıyor.
gelişen futbolda büyük takımların daha doğrusu kazanmak zorunda olan takımların en büyük iki problemi var. birincisi kapanan takımları açmak, ikincisi de birinci maddeye bağlı olarak geçiş hücumlarını engellemek. bu problemleri çözmek için büyük takım hocaları sürekli kafa patlatıyorlar. half space'leri kullanma, golden space'e zamanında top çıkarma, ofsayt çizgisini manipüle etme, beki manipüle etme gibi defans hattını bozacak stratejiler gerçekleştiriyorlar. bunu yaparken de en büyük sıkıntıları geçiş hücumları oluyor, çünkü dar alanda tam hakimiyet için bütün takımla hücum etmesi gerekiyor. yani büyük takımlar için esas problem geçiş savunması oluyor.
2020-2021 sezonunun başında beşiktaş büyük takım gibi oynamaya çalıştı. bunu beceremedi ve daha sonra geride bekleyip geçiş hücumu yapan takıma döndü. kovulmanın eşiğine gelen sergen bu tarz oyunla bir kaç maç kazanınca yavaş yavaş tekrar topu alan takım olmaya başladı. ama burada önemli bir fark oluştu. sergen yalçın baktı kendilerinin yaptığı faullere hakemler sarı kart çıkartmıyor, bütün geçiş hücumlarını böyle kestiler. özellikle welinton, vida ve fahri beşiktaş belediye başkanı rosier'in yaptığı rakip topu alır almaz yapılan fauller sürekli cezasız kaldı. böyle olunca ne takım geriye koşmak zorunda kaldı ne de geçiş hücumu yeme riski. müthiş plan gerçekten. necip'in oynadığı her maç rakibe sivas kangalı gibi çarparak yaptığı faullerin hepsi görmezden gelindi. hem sert, hem de hücumu durduran fauller yapıldı ve maçları neredeyse sarı kart görmeden tamamladılar.
biz ile alakalı küçük bir örnek vermek gerekir ise, 3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçından önce oynadığımız 19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçı 'nda taç çizgisinde yaptığımız faullerle bütün defans hattımız cezalı duruma düştü. var uyarısıyla oyuncumuz 2. sarı kartını aldı falan. :) zaten faul istatistiklerine bakıldığı zaman 2020-2021 sezonunda biz yaklaşık 3 faulde bir sarı kart görürken beşiktaş 10 faulde bir sarı kart görüyor. topa sahip olma istatistikleri beşiktaş'ın daha fazla olduğunu düşünürsek, bu yapılan faullerin de cinsini daha iyi anlayabiliriz.
sergen yalçın da bunu bildiği için, 24 nisan 2021 beşiktaş kayserispor maçı 'ndan sonra ters algı yaratmaya çalışmıştır. tamamen derdi, daha fazla kart almamak. şimdiye kadar vermediniz bir 5 hafta daha idare edin demek istemiştir sergen yalçın burada. :)
ayrıca hakemler sadece penaltı ve kırmızı kartlar ile değil, ufak bir sarı kart ile de oyunun komple değiştirebilir.
biz 2020-2021 sezonunda çok iyi futbol oynamadık ama rakiplerimiz bizden daha iyi oynamadı. rakiplerimizi bizim önümüze geçiren bu tür hatalar oldu.
neyse, sergen yalçın'a gelelim. umarım bu cinliğini futbolu güzelleştirmek için kullanır da bir işe yarar. yoksa yeni aykut kocaman'dan olmaktan ileri gidemez.
ama bu cinliğini teknik, taktik gibi oyun içi etmenler yerine sürekli dışarısı için kullanıyor.
gelişen futbolda büyük takımların daha doğrusu kazanmak zorunda olan takımların en büyük iki problemi var. birincisi kapanan takımları açmak, ikincisi de birinci maddeye bağlı olarak geçiş hücumlarını engellemek. bu problemleri çözmek için büyük takım hocaları sürekli kafa patlatıyorlar. half space'leri kullanma, golden space'e zamanında top çıkarma, ofsayt çizgisini manipüle etme, beki manipüle etme gibi defans hattını bozacak stratejiler gerçekleştiriyorlar. bunu yaparken de en büyük sıkıntıları geçiş hücumları oluyor, çünkü dar alanda tam hakimiyet için bütün takımla hücum etmesi gerekiyor. yani büyük takımlar için esas problem geçiş savunması oluyor.
2020-2021 sezonunun başında beşiktaş büyük takım gibi oynamaya çalıştı. bunu beceremedi ve daha sonra geride bekleyip geçiş hücumu yapan takıma döndü. kovulmanın eşiğine gelen sergen bu tarz oyunla bir kaç maç kazanınca yavaş yavaş tekrar topu alan takım olmaya başladı. ama burada önemli bir fark oluştu. sergen yalçın baktı kendilerinin yaptığı faullere hakemler sarı kart çıkartmıyor, bütün geçiş hücumlarını böyle kestiler. özellikle welinton, vida ve fahri beşiktaş belediye başkanı rosier'in yaptığı rakip topu alır almaz yapılan fauller sürekli cezasız kaldı. böyle olunca ne takım geriye koşmak zorunda kaldı ne de geçiş hücumu yeme riski. müthiş plan gerçekten. necip'in oynadığı her maç rakibe sivas kangalı gibi çarparak yaptığı faullerin hepsi görmezden gelindi. hem sert, hem de hücumu durduran fauller yapıldı ve maçları neredeyse sarı kart görmeden tamamladılar.
biz ile alakalı küçük bir örnek vermek gerekir ise, 3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçından önce oynadığımız 19 mart 2021 galatasaray çaykur rizespor maçı 'nda taç çizgisinde yaptığımız faullerle bütün defans hattımız cezalı duruma düştü. var uyarısıyla oyuncumuz 2. sarı kartını aldı falan. :) zaten faul istatistiklerine bakıldığı zaman 2020-2021 sezonunda biz yaklaşık 3 faulde bir sarı kart görürken beşiktaş 10 faulde bir sarı kart görüyor. topa sahip olma istatistikleri beşiktaş'ın daha fazla olduğunu düşünürsek, bu yapılan faullerin de cinsini daha iyi anlayabiliriz.
sergen yalçın da bunu bildiği için, 24 nisan 2021 beşiktaş kayserispor maçı 'ndan sonra ters algı yaratmaya çalışmıştır. tamamen derdi, daha fazla kart almamak. şimdiye kadar vermediniz bir 5 hafta daha idare edin demek istemiştir sergen yalçın burada. :)
ayrıca hakemler sadece penaltı ve kırmızı kartlar ile değil, ufak bir sarı kart ile de oyunun komple değiştirebilir.
biz 2020-2021 sezonunda çok iyi futbol oynamadık ama rakiplerimiz bizden daha iyi oynamadı. rakiplerimizi bizim önümüze geçiren bu tür hatalar oldu.
neyse, sergen yalçın'a gelelim. umarım bu cinliğini futbolu güzelleştirmek için kullanır da bir işe yarar. yoksa yeni aykut kocaman'dan olmaktan ileri gidemez.
