29262
hocayı taktiksel yönden yeterince eleştirdiğime inandığım için, bu sezon yukarıdan kalemimizin kırıldığı aşikar olduğuna göre saha dışındaki bir konuya değinmek istiyorum. fenerbahçe bu sezon biz şampiyon olmayalım diye olağanüstü bir gayret gösterdi ve yaptığı bütün eylemlerle beşiktaş şampiyonluğunu bizim şampiyonluğumuza tercih etti. beşiktaş ise çok muhtemeldir ki afla çıkarılan meşhur bir organize suç örgütü liderinin himayesiyle aleyhine hakem hatası görmeden buraya kadar geldi.
bütün bunlar olurken, başkan mustafa cengiz'in hastalığı ve bunların ne olduğunu bilmesek de başka türlü kaygıları galatasaray'ın hakkını savunmasına engel oldu. galatasaray adeta yapayalnız kaldı. güya saha dışındaki gücümüz olan abdürrahim albayrak veya arda gibi isimler de klişe sözlerle tepki vermenin ötesine geçmeyince galatasaray için ses çıkaracak bir allah'ın kulu kalmadı. galatasaray bu sezon futbol anlamında beklentileri karşılamasa da beşiktaş'ın sekiz puan arkasında kalması gibi absürt bir durumun hakça olmadığını taraflı tarafsız herkesin gördüğü kanaatindeyim.
bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse bir poker masasındayız. fakat kartları dağıtırken içine bakarak, oyuncuya göre dağıtıyorlar. biz yeni kart isteyince vermiyorlar, rakipler isteyince desteyi açıp hangisini istersin diye soruyorlar. küçük bir çocuğun bile anlayabileceği üzere böyle bir masada oyun oynayarak kazanmamızın imkanı yok, ya kaderine razı olup hileyle mağlup edileceksin ya da bu masayı devirip isyan edeceksin. fatih hoca ağzını her açtığında ceza bombardımanına tutulduğu için bu masayı devirirse gelecek sezonu da kaybedeceğini biliyor, bu sebeple isyan edemiyor. fakat galatasaray adına isyan etmesi gereken adamlar sessiz kalırken onları suçlayan herhangi bir açıklamada da bulunmuyor. twitter profil fotoğrafını terazi emojisiyle değiştirmek gibi komik işlerle yetiniyor. geçen sene "belli ki bu sene zorlu geçecek" deyip bombayı federasyonun kucağına bırakan hoca, 2011-12'de "sezon sonunda bütün bildiklerimi anlatacağım" restiyle şampiyonluğun çalınmasına engel olan hoca bu sene "o hakem şu pozisyonu çaldı, bu hakem bunu çalmadı" demekten ötesini yapmıyor.
nihat özdemirse nihat özdemir, serdar tatlıysa serdar tatlı, alaattin çakıcıysa alaattin çakıcı. galatasaray'ın hakkını çalan çete kimlerden oluşuyorsa, hangi odakları kullanıyorsa, kim tarafından finanse ediliyorsa paslarsın bir gazeteciye, çıkar cayır cayır anlatır hepsini. fatih hoca bizzat kendisi konuşmak zorunda değil, bir sürü tanıdığı var, bir sürü çevresi var. ali ece çıkıp "futbol düzeninin arka planındaki kişiler artık fatih terim'i istemiyor" itirafında bulunurken ben hocadaki bu sessizliği gerçekten anlamıyorum.
hoca bunlara yenilecekse de o masayı devirerek yenilmeli. ona verecekleri teselli ödülünü alarak değil.
bütün bunlar olurken, başkan mustafa cengiz'in hastalığı ve bunların ne olduğunu bilmesek de başka türlü kaygıları galatasaray'ın hakkını savunmasına engel oldu. galatasaray adeta yapayalnız kaldı. güya saha dışındaki gücümüz olan abdürrahim albayrak veya arda gibi isimler de klişe sözlerle tepki vermenin ötesine geçmeyince galatasaray için ses çıkaracak bir allah'ın kulu kalmadı. galatasaray bu sezon futbol anlamında beklentileri karşılamasa da beşiktaş'ın sekiz puan arkasında kalması gibi absürt bir durumun hakça olmadığını taraflı tarafsız herkesin gördüğü kanaatindeyim.
bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse bir poker masasındayız. fakat kartları dağıtırken içine bakarak, oyuncuya göre dağıtıyorlar. biz yeni kart isteyince vermiyorlar, rakipler isteyince desteyi açıp hangisini istersin diye soruyorlar. küçük bir çocuğun bile anlayabileceği üzere böyle bir masada oyun oynayarak kazanmamızın imkanı yok, ya kaderine razı olup hileyle mağlup edileceksin ya da bu masayı devirip isyan edeceksin. fatih hoca ağzını her açtığında ceza bombardımanına tutulduğu için bu masayı devirirse gelecek sezonu da kaybedeceğini biliyor, bu sebeple isyan edemiyor. fakat galatasaray adına isyan etmesi gereken adamlar sessiz kalırken onları suçlayan herhangi bir açıklamada da bulunmuyor. twitter profil fotoğrafını terazi emojisiyle değiştirmek gibi komik işlerle yetiniyor. geçen sene "belli ki bu sene zorlu geçecek" deyip bombayı federasyonun kucağına bırakan hoca, 2011-12'de "sezon sonunda bütün bildiklerimi anlatacağım" restiyle şampiyonluğun çalınmasına engel olan hoca bu sene "o hakem şu pozisyonu çaldı, bu hakem bunu çalmadı" demekten ötesini yapmıyor.
nihat özdemirse nihat özdemir, serdar tatlıysa serdar tatlı, alaattin çakıcıysa alaattin çakıcı. galatasaray'ın hakkını çalan çete kimlerden oluşuyorsa, hangi odakları kullanıyorsa, kim tarafından finanse ediliyorsa paslarsın bir gazeteciye, çıkar cayır cayır anlatır hepsini. fatih hoca bizzat kendisi konuşmak zorunda değil, bir sürü tanıdığı var, bir sürü çevresi var. ali ece çıkıp "futbol düzeninin arka planındaki kişiler artık fatih terim'i istemiyor" itirafında bulunurken ben hocadaki bu sessizliği gerçekten anlamıyorum.
hoca bunlara yenilecekse de o masayı devirerek yenilmeli. ona verecekleri teselli ödülünü alarak değil.