1185
bir süredir yazmak istiyordum bu konuda, bugüne kısmetmiş.
öncelikle tanımımızı yapalım, ülke gerçekleriyle birlikte bitme noktasına gelmiş oluşumdur. bir an önce düzlüğe çıkması gerekiyor ama ülkenin hukuk, eğitim, sağlık gibi alanları gibi sporu da ülke politikasıyla eş değer ilerlediği için, çok yakın dönemde bir düzelme görmek çok mümkün değil. ali koç gitse bile bir şey değişeceğini sanmıyorum yani.
peki politikanın düzeldiği düşünülse neler yapılmalı? yani bir spor bakanı gelse yeni bir hükümetle birlikte, ne yapması gerekiyor? bir kere, tek bir yanlışlık yok, her yer yanlış. o yüzden aynı anda tüm paydaşların temizlenmesi lazım.
1. federasyon: öncelikle, federasyon başkanının daha önce herhangi bir kulüpte yöneticilik yapmış birisinin olması engellenmeli. tüm kulüplerin ortak konsensusuyla, herkesin güvenini sağlayabilecek bir isim, kulüpler tarafından baskısız bir ortamda seçilmeli.
2. tahkim: bir sürü modelle düzeltebilirsiniz. ama kesinlikle bir hukuk bürosuna teslim edilme modelinin yok edilmesi gerekiyor. ülkenin farklı farklı şehirlerinden, birbirleriyle hiçbir ilişkisi olmayan hukukçular federasyon tarafından belirlenmeli, ve mümkünse değerlendirmeleri online olarak, kendi şehirlerinden yapmaları sağlanmalı. hatta mümkünse isimleri gizlenmeli.
3. pfdk: aynı şekilde. ticari, siyasi ve spora dair ilişkiler ortadan kaldırılmalı.
4. mhk: iki yolunuz var. birinci yol, içerdeki eğitilmiş hakemleri değiştirmeden, spor büroya savcı tarafından verilmiş yetkiyle istihbari faaliyetler yapıp, herhangi bir bahis, şike durumuna bulaşmış hakemlerin mal varlığına el konulması + hapis cezasıyla cezalandırılması. ikinci yol, içerideki yapıyı bir iki sene içerisinde tümden değiştirip, sıfırdan bir hakem ekibi kurulması. tabii yine bu kontrollere tabi olacak şekilde.
5. kulüpler: değiştirilmesi gereken çok şey var. ama ilk başta, kameralara konuşan ve fetö, hakem iması yapan yöneticilerin süresiz hak mahrumiyeti ile cezalandırılması ve yargı yolu açılması. bizimkiler için de geçerli bu. anlıyorum, yığınla haksızlık var ama yukarıdakileri değiştirdiğinizde zaten bu konuşmalara gerek kalmayacak, ve bu konuşmalar ülke futbolunu iyice kaosa sürüklüyor.
ayrıca, bir kulübe üye olmuş/olan herhangi bir yöneticinin başka bir kulüpte aktif görev alması yasak olmalı. yoksa çok görürüz mecnun odyakmaz gibi "biz maç satacak kadar orospu çocuğu muyuz?" şeklinde savunulmuş şikeleri.
son olarak da, kulüp yöneticilerinin şirketlerinin, başka kulüp yöneticisi şirketleriyle herhangi bir ortaklığı yasaklanmalı. çok despot bir yasak gibi görünebilir, ama aslında değil. zira kulüp yöneticiliği bir "kendi şirketini büyütme yeri" olarak görülmeye başlandı birçok kodaman tarafından. kulüp yöneticiliği bir gönül işidir, eğer ben ticaretime zarar gelsin istemiyorum diyorsan, kulüp yöneticiliğine özendirilmen değil kulüp yöneticiliğinden uzaklaştırılman gerekiyor.
her şeyin başında güven var. herkesin güvendiği kurumlar oluşturmadığımız sürece bu kaosa mahkumuz.
bu güven oluşur mu? her şeyin başı tepede. gitmediği sürece geçiniz. üzgünüm.
öncelikle tanımımızı yapalım, ülke gerçekleriyle birlikte bitme noktasına gelmiş oluşumdur. bir an önce düzlüğe çıkması gerekiyor ama ülkenin hukuk, eğitim, sağlık gibi alanları gibi sporu da ülke politikasıyla eş değer ilerlediği için, çok yakın dönemde bir düzelme görmek çok mümkün değil. ali koç gitse bile bir şey değişeceğini sanmıyorum yani.
peki politikanın düzeldiği düşünülse neler yapılmalı? yani bir spor bakanı gelse yeni bir hükümetle birlikte, ne yapması gerekiyor? bir kere, tek bir yanlışlık yok, her yer yanlış. o yüzden aynı anda tüm paydaşların temizlenmesi lazım.
1. federasyon: öncelikle, federasyon başkanının daha önce herhangi bir kulüpte yöneticilik yapmış birisinin olması engellenmeli. tüm kulüplerin ortak konsensusuyla, herkesin güvenini sağlayabilecek bir isim, kulüpler tarafından baskısız bir ortamda seçilmeli.
2. tahkim: bir sürü modelle düzeltebilirsiniz. ama kesinlikle bir hukuk bürosuna teslim edilme modelinin yok edilmesi gerekiyor. ülkenin farklı farklı şehirlerinden, birbirleriyle hiçbir ilişkisi olmayan hukukçular federasyon tarafından belirlenmeli, ve mümkünse değerlendirmeleri online olarak, kendi şehirlerinden yapmaları sağlanmalı. hatta mümkünse isimleri gizlenmeli.
3. pfdk: aynı şekilde. ticari, siyasi ve spora dair ilişkiler ortadan kaldırılmalı.
4. mhk: iki yolunuz var. birinci yol, içerdeki eğitilmiş hakemleri değiştirmeden, spor büroya savcı tarafından verilmiş yetkiyle istihbari faaliyetler yapıp, herhangi bir bahis, şike durumuna bulaşmış hakemlerin mal varlığına el konulması + hapis cezasıyla cezalandırılması. ikinci yol, içerideki yapıyı bir iki sene içerisinde tümden değiştirip, sıfırdan bir hakem ekibi kurulması. tabii yine bu kontrollere tabi olacak şekilde.
5. kulüpler: değiştirilmesi gereken çok şey var. ama ilk başta, kameralara konuşan ve fetö, hakem iması yapan yöneticilerin süresiz hak mahrumiyeti ile cezalandırılması ve yargı yolu açılması. bizimkiler için de geçerli bu. anlıyorum, yığınla haksızlık var ama yukarıdakileri değiştirdiğinizde zaten bu konuşmalara gerek kalmayacak, ve bu konuşmalar ülke futbolunu iyice kaosa sürüklüyor.
ayrıca, bir kulübe üye olmuş/olan herhangi bir yöneticinin başka bir kulüpte aktif görev alması yasak olmalı. yoksa çok görürüz mecnun odyakmaz gibi "biz maç satacak kadar orospu çocuğu muyuz?" şeklinde savunulmuş şikeleri.
son olarak da, kulüp yöneticilerinin şirketlerinin, başka kulüp yöneticisi şirketleriyle herhangi bir ortaklığı yasaklanmalı. çok despot bir yasak gibi görünebilir, ama aslında değil. zira kulüp yöneticiliği bir "kendi şirketini büyütme yeri" olarak görülmeye başlandı birçok kodaman tarafından. kulüp yöneticiliği bir gönül işidir, eğer ben ticaretime zarar gelsin istemiyorum diyorsan, kulüp yöneticiliğine özendirilmen değil kulüp yöneticiliğinden uzaklaştırılman gerekiyor.
her şeyin başında güven var. herkesin güvendiği kurumlar oluşturmadığımız sürece bu kaosa mahkumuz.
bu güven oluşur mu? her şeyin başı tepede. gitmediği sürece geçiniz. üzgünüm.