1127
sıkıntısı şudur diye düşünüyorum:
hiçbir şekilde üretemeyen, marka değeri olmayan bir ürüne dünyanın parasını saydılar. çıkarmaya çalışıyorlar. işler istedikleri gibi gitmiyor. kaçak yayınlardan şikayetçiler ama şikayetçi oldukları konu hakkında bir şey yapmıyorlar. bir döngüye düşmüş durumda olay. izleyici o kadar parayı kendini önemsemeyen bir şirkete vermek istemiyor, şirket de kendisine para vermeyen -en azından yeterince vermeyen- izleyicisine yeni ürünler, hizmetler vermek istemiyor.
yukarıda yabancı ülkelerde sağlanan hizmetlerden bahsetmişler zaten. o full maç tekrarı olayı hakikaten bir acayip mesela.
bu arada bir marka yaratamayan da bizim kulüplerimiz, spor kuruluşlarımız, federasyonlarımız falan ha. bunu bein'den bekleyemezsiniz. hayır! sen bu lige nasıl o kadar yatırım yaptın? hangi sözleri aldın? neye güvendin?
her şeyi sıkıntılı ligin aslında. gönül verdiğimiz takım şu ligde oynamasa açıp yüzüne bakmam. elin ecnebisi, eğer gözlemci, bahisçi falan değilse neden izlesin?
sahaların leş. zeminlerin bataklık. yöneticilerin iş bilmez. kulüplerin borç batağında. harcamaktan başka bir şey bilen kulüp yok. hakemler rezalet. mhk fiyasko. federasyon zaten dinozor. bakanlığın umuru değil. gençlik ve spor genel müdürlüğü kirasına bakar. sahada kör topal bir oyun. sürekli duran, neredeyse hiçbir estetiği olmayan... ne olacağı belli olmayan bir lig? bugün 18 takımla lige başlarsın, yarın bir bakmışsın 21 takıma lisans çıkmış. dün yabancı sayısı x'tir, yarın y olur, öbür gün y ötelenir, x ile oynarsın. x yetmez, tribünde oturma hakkı tanırsın. vergiler affolur. şeffalık yoktur. adil yarış yoktur. kulüplerin bu duruma bir itirazı yoktur. bu yalan oldu biraz. varmış gibi bir itiraz vardır. yani herkesin itirazı varmış gibidir de icraatte kimsenin itirazı aslında yoktur. siz anladınız (:
herkes bir şeylerden şikayetçidir ama ortada ne çözüm vardır ne de çözüm için öneri. sadece sorun vardır. hani derler ya, soru sayısı cevap sayısından hep bir fazladır diye. türkiye'de soru sayısı, soru sayısından hep 1 fazladır. cevap sayısı ise soru sayısının birinci dereceden türevidir. allah aşkı için sabit sayının türevi ise sıfırdır. bunu herkes bilir.
markası olmayan, bir sonraki gün ne olacağı zinhar ve kat'a bilinemeyecek bir lige, rivayete göre taahhüt ettiği miktarı da ödemediği yığınla para yatıran katarlı bir şirket.
kolay gelsin.
izleyici kimin umurunda ki?!
o paraları şu lige vermem. şu ligin o paraları hakketmesi için bazı şeyleri yapması lazım. temel şeyleri... mesela kural koyup o kuralları da uygulaması lazım. kural koymakla, kuralların uygulanması iki farklı mevzu çünkü bizim memlekette. var ama yok. şöyle bir şey de var mesela: yok ama var. o daha acayip.
neyse ya.
bu arada iddiamı tekrarlıyorum: şu sözlükten (veya eli yüzü düzgün herhangi bir topluluktan) 10 kişi toplayın, federasyonu onlara bırakın. en azından bir şeyleri düzeltmeye çalışır. düzeltemezse de utanır, sıkılır.
hiçbir şekilde üretemeyen, marka değeri olmayan bir ürüne dünyanın parasını saydılar. çıkarmaya çalışıyorlar. işler istedikleri gibi gitmiyor. kaçak yayınlardan şikayetçiler ama şikayetçi oldukları konu hakkında bir şey yapmıyorlar. bir döngüye düşmüş durumda olay. izleyici o kadar parayı kendini önemsemeyen bir şirkete vermek istemiyor, şirket de kendisine para vermeyen -en azından yeterince vermeyen- izleyicisine yeni ürünler, hizmetler vermek istemiyor.
yukarıda yabancı ülkelerde sağlanan hizmetlerden bahsetmişler zaten. o full maç tekrarı olayı hakikaten bir acayip mesela.
bu arada bir marka yaratamayan da bizim kulüplerimiz, spor kuruluşlarımız, federasyonlarımız falan ha. bunu bein'den bekleyemezsiniz. hayır! sen bu lige nasıl o kadar yatırım yaptın? hangi sözleri aldın? neye güvendin?
her şeyi sıkıntılı ligin aslında. gönül verdiğimiz takım şu ligde oynamasa açıp yüzüne bakmam. elin ecnebisi, eğer gözlemci, bahisçi falan değilse neden izlesin?
sahaların leş. zeminlerin bataklık. yöneticilerin iş bilmez. kulüplerin borç batağında. harcamaktan başka bir şey bilen kulüp yok. hakemler rezalet. mhk fiyasko. federasyon zaten dinozor. bakanlığın umuru değil. gençlik ve spor genel müdürlüğü kirasına bakar. sahada kör topal bir oyun. sürekli duran, neredeyse hiçbir estetiği olmayan... ne olacağı belli olmayan bir lig? bugün 18 takımla lige başlarsın, yarın bir bakmışsın 21 takıma lisans çıkmış. dün yabancı sayısı x'tir, yarın y olur, öbür gün y ötelenir, x ile oynarsın. x yetmez, tribünde oturma hakkı tanırsın. vergiler affolur. şeffalık yoktur. adil yarış yoktur. kulüplerin bu duruma bir itirazı yoktur. bu yalan oldu biraz. varmış gibi bir itiraz vardır. yani herkesin itirazı varmış gibidir de icraatte kimsenin itirazı aslında yoktur. siz anladınız (:
herkes bir şeylerden şikayetçidir ama ortada ne çözüm vardır ne de çözüm için öneri. sadece sorun vardır. hani derler ya, soru sayısı cevap sayısından hep bir fazladır diye. türkiye'de soru sayısı, soru sayısından hep 1 fazladır. cevap sayısı ise soru sayısının birinci dereceden türevidir. allah aşkı için sabit sayının türevi ise sıfırdır. bunu herkes bilir.
markası olmayan, bir sonraki gün ne olacağı zinhar ve kat'a bilinemeyecek bir lige, rivayete göre taahhüt ettiği miktarı da ödemediği yığınla para yatıran katarlı bir şirket.
kolay gelsin.
izleyici kimin umurunda ki?!
o paraları şu lige vermem. şu ligin o paraları hakketmesi için bazı şeyleri yapması lazım. temel şeyleri... mesela kural koyup o kuralları da uygulaması lazım. kural koymakla, kuralların uygulanması iki farklı mevzu çünkü bizim memlekette. var ama yok. şöyle bir şey de var mesela: yok ama var. o daha acayip.
neyse ya.
bu arada iddiamı tekrarlıyorum: şu sözlükten (veya eli yüzü düzgün herhangi bir topluluktan) 10 kişi toplayın, federasyonu onlara bırakın. en azından bir şeyleri düzeltmeye çalışır. düzeltemezse de utanır, sıkılır.