27248
kafasındaki sistemi bulduğunda sahip olduğu cevheri parıl parıl parlayan imparator. daha doğrusu hem kendisi parlıyor, hem de etrafını parlatıyor.
96-2000 yıllarını hatırlayalım... ekseriyeti genç oyunculardan kurulu takımı dizayn etmeye çalışırken sürekli sistem değiştirmiş, 0-4 biten fenerbahçe maçından sonra inönüde oynanan ve 4-0 yendiğimiz sarıyer maçıyla doğru formülü bulmuş ve fiorentinaya gidinceye kadar hiç değiştirmemiştir. o kadroya sonradan bir sürü genç oyuncu entegre olmuştur. kazandığımız başarılar malum...
2011-2012 sezonunda da değişik sistemlerle lige başladık. nerdeyse sıfırdan kurulan bir takımdık ve oyuncuların alışma süresi falan derken sistem bulma süreci baya sancılı geçmişti. nihayet 0-1 kazandığımız gençlerbirliği deplasmanından sonra 4-4-2de karar kılmış, kanatları da orta saha orijinli oyuncular olan engin baytar ve emre çolak'a teslim etmeye karar vermiştir. deli gibi pres yaptığımız bir sezondu. elmander'den başlayan rakibi boğma taktiği o sezon tüm rakiplerin kabusu olmuştu. o sezon bir an bile takımımızın oyundan düştüğünü hatırlamıyorum. emre çolak ve semih kaya o sezonun genç oyuncu yönünden kazanımlardı. en zevk veren galatasaray oyunu ve unutulmaz kadıköy şampiyonluğunu tattık.
2012-2013 sezonunda gerek transfer edilen drogba, burak, hamit, sneijder gibi oyuncuların etkisi, gerekse elmanderin uzun süreli sakatlığı sebebiyle yine sistem değişikliğine gitti. 4-3-1-2 gibi bir taktikle oynadık. real madrid deplasmanına bile çift forvetle çıktık. şampiyonlar liginde çeyrek final ve ligde en rahat şampiyon olduğumuz sezonu yaşadık. bu dönem genç oyunculardan çok futbol oynamayı bilen adamların üzerine takımı kurduk. dany - semih tandemiyle şampiyonlar liginde çeyrek final oynamak herkesin harcı değildir.
2017-2018 sezonunda ilk defa sezon ortası bize geldi. o yüzden sahip olunan sisteme pek dokunmadı, dokunamazdı zaten. 14 kişilik bir futbol takımıydık. as takım ne kadar iyiyse yedeklerimiz yarı yarıya kötüydü. üstüne üstlük ndiaye de 16 milyona transfer oldu. buna rağmen yılmadı, gitti tudor'un çöpe gönderdiği donk'u çıkarıp takıma koydu. fernando'nun da sakatlanmasıyla birlikte 2016 sezonunda rezilleri oynayan takımın orta sahası olan selçuk donk ikilisine orta sahayı emanet etti. o sezon fenerbahçenin de beşiktaşın da başakşehirin de kadroları galatasaraydan daha derindi. bütün bunlara rağmen derbi galibiyetini yıllardır unutan takım ligin ikinci yarısı eze eze derbileri geçmeye başladı. sezon sonu şampiyon olduk. genç oyuncu kazanımı olmadı ama donk'u sayabilirim genç oyuncu olarak çünkü imparatordan önce hiç kullanılmadı..
2018-2019 sezonunda da ffp'nin etkisiyle çok fazla kadro mühendisliği yahut sistem değişikliği yapamadı. mecburen geçtiğimiz sezonun sistemi üzerinden devam ettik. onyekuru, garry rodriguez'in yerine entegre oldu. forvetsiz lige başladık. dar kadronun etkisiyle lig, şampiyonlar ligi ve ztk gibi yoğun maç trafiğine takım alışamadı. ikinci yarı fikstür rahatlayınca ve forvet transferleriyle son yılların en iyi ikinci yarı performansını sergiledik. yine şampiyon olduk. genç oyuncu kazanımı ozan kabak oldu ama fazla bizde kalamadı, satmak zorunda kaldık.
geçen sezon ise şu anki 4-1-4-1 sistemini düşündü. teoride onlara yönelik oyuncular alındı ama pratik işe yaramadı. gelen oyuncuların kiralık oluşu bunda etkiliydi. takımda asker nitelikli oyuncular yoktu. şampiyonlar liginde rezil bir sezon yaşadık. ligde de çok kötüydük. ligin ikinci yarısı saracchi ve onyekurunun gelmesiyle bambaşka bir takım olduk. 8de 8 yaptık. 20 senedir kazanamadığımız fenerbahçe deplasmanında fenerbahçeyi sürklase ettik. pandemi olmasaydı şampiyon olarak bitirirdik ama yapacak bir şey yok. genç oyuncu kazanımı yoktu ama ömer bayram gibi kadroda hiç düşünülmeyen bir adam kadronun değişmez ismi oldu.
bu sezon ise ne olursa olsun yine kafasındaki sistemi oynatmaya çalıştı. geçen sezondan farklı olarak kiralık oyuncularla yola devam etmedi. hatta dikkat edin, basına sızan transfer hedeflerimiz bu sistemin değişmez parçaları olurdu ama maalesef parasızlık nedeniyle gerekli transferi yapamadık. almaya çalıştığımız futbolcuların nerelere gittiği malumunuz. yapacak bir şey yoktu, mecburen yaş olarak değil de tecrübe olarak genç yerlilerle yola devam ettik. yine 96-2000 yılında gördüğümüz yerli oyuncu ağırlıklı bir sistem oluşturdu. sıradan bir amc olan taylanı ön liberoya evriltti. şu an takımın kaleci haricinde defansif olarak sorunu yok, orta sahası savaşçı ve forveti gol atan tipte. feghouli gibi bi takım lideri, arda, babel gibi top tutmasını bilen adamlar var. sistemi oturttuğu için 9 eksikle oynasak bile hiç bir eksiklik hissetmedik. hatta dönmeseler de olur diyoruz şu an. bunların sebebi imparatordur arkadaşlar. bu adam sistem adamıdır. kafasındaki sistemi oturttuğu anda durdurulamaz bir adamdır. her sezon bir sihirbazlık yapar. olmayan bir şeyi var eder. genç oyuncularla arası her daim iyidir. özellikle yerli futbolcular arasında reputasyonu çok fazladır. yabancı futbolculara da aradıkları godfather figürünü sergiler. bunları yaparken de sisteminden vazgeçmez. yani çok uzatmayayım ama allah sağlık sıhhat verdiği sürece bastonla bile takımımızda olmasını istiyorum..
iyi ki varsın hocam...
96-2000 yıllarını hatırlayalım... ekseriyeti genç oyunculardan kurulu takımı dizayn etmeye çalışırken sürekli sistem değiştirmiş, 0-4 biten fenerbahçe maçından sonra inönüde oynanan ve 4-0 yendiğimiz sarıyer maçıyla doğru formülü bulmuş ve fiorentinaya gidinceye kadar hiç değiştirmemiştir. o kadroya sonradan bir sürü genç oyuncu entegre olmuştur. kazandığımız başarılar malum...
2011-2012 sezonunda da değişik sistemlerle lige başladık. nerdeyse sıfırdan kurulan bir takımdık ve oyuncuların alışma süresi falan derken sistem bulma süreci baya sancılı geçmişti. nihayet 0-1 kazandığımız gençlerbirliği deplasmanından sonra 4-4-2de karar kılmış, kanatları da orta saha orijinli oyuncular olan engin baytar ve emre çolak'a teslim etmeye karar vermiştir. deli gibi pres yaptığımız bir sezondu. elmander'den başlayan rakibi boğma taktiği o sezon tüm rakiplerin kabusu olmuştu. o sezon bir an bile takımımızın oyundan düştüğünü hatırlamıyorum. emre çolak ve semih kaya o sezonun genç oyuncu yönünden kazanımlardı. en zevk veren galatasaray oyunu ve unutulmaz kadıköy şampiyonluğunu tattık.
2012-2013 sezonunda gerek transfer edilen drogba, burak, hamit, sneijder gibi oyuncuların etkisi, gerekse elmanderin uzun süreli sakatlığı sebebiyle yine sistem değişikliğine gitti. 4-3-1-2 gibi bir taktikle oynadık. real madrid deplasmanına bile çift forvetle çıktık. şampiyonlar liginde çeyrek final ve ligde en rahat şampiyon olduğumuz sezonu yaşadık. bu dönem genç oyunculardan çok futbol oynamayı bilen adamların üzerine takımı kurduk. dany - semih tandemiyle şampiyonlar liginde çeyrek final oynamak herkesin harcı değildir.
2017-2018 sezonunda ilk defa sezon ortası bize geldi. o yüzden sahip olunan sisteme pek dokunmadı, dokunamazdı zaten. 14 kişilik bir futbol takımıydık. as takım ne kadar iyiyse yedeklerimiz yarı yarıya kötüydü. üstüne üstlük ndiaye de 16 milyona transfer oldu. buna rağmen yılmadı, gitti tudor'un çöpe gönderdiği donk'u çıkarıp takıma koydu. fernando'nun da sakatlanmasıyla birlikte 2016 sezonunda rezilleri oynayan takımın orta sahası olan selçuk donk ikilisine orta sahayı emanet etti. o sezon fenerbahçenin de beşiktaşın da başakşehirin de kadroları galatasaraydan daha derindi. bütün bunlara rağmen derbi galibiyetini yıllardır unutan takım ligin ikinci yarısı eze eze derbileri geçmeye başladı. sezon sonu şampiyon olduk. genç oyuncu kazanımı olmadı ama donk'u sayabilirim genç oyuncu olarak çünkü imparatordan önce hiç kullanılmadı..
2018-2019 sezonunda da ffp'nin etkisiyle çok fazla kadro mühendisliği yahut sistem değişikliği yapamadı. mecburen geçtiğimiz sezonun sistemi üzerinden devam ettik. onyekuru, garry rodriguez'in yerine entegre oldu. forvetsiz lige başladık. dar kadronun etkisiyle lig, şampiyonlar ligi ve ztk gibi yoğun maç trafiğine takım alışamadı. ikinci yarı fikstür rahatlayınca ve forvet transferleriyle son yılların en iyi ikinci yarı performansını sergiledik. yine şampiyon olduk. genç oyuncu kazanımı ozan kabak oldu ama fazla bizde kalamadı, satmak zorunda kaldık.
geçen sezon ise şu anki 4-1-4-1 sistemini düşündü. teoride onlara yönelik oyuncular alındı ama pratik işe yaramadı. gelen oyuncuların kiralık oluşu bunda etkiliydi. takımda asker nitelikli oyuncular yoktu. şampiyonlar liginde rezil bir sezon yaşadık. ligde de çok kötüydük. ligin ikinci yarısı saracchi ve onyekurunun gelmesiyle bambaşka bir takım olduk. 8de 8 yaptık. 20 senedir kazanamadığımız fenerbahçe deplasmanında fenerbahçeyi sürklase ettik. pandemi olmasaydı şampiyon olarak bitirirdik ama yapacak bir şey yok. genç oyuncu kazanımı yoktu ama ömer bayram gibi kadroda hiç düşünülmeyen bir adam kadronun değişmez ismi oldu.
bu sezon ise ne olursa olsun yine kafasındaki sistemi oynatmaya çalıştı. geçen sezondan farklı olarak kiralık oyuncularla yola devam etmedi. hatta dikkat edin, basına sızan transfer hedeflerimiz bu sistemin değişmez parçaları olurdu ama maalesef parasızlık nedeniyle gerekli transferi yapamadık. almaya çalıştığımız futbolcuların nerelere gittiği malumunuz. yapacak bir şey yoktu, mecburen yaş olarak değil de tecrübe olarak genç yerlilerle yola devam ettik. yine 96-2000 yılında gördüğümüz yerli oyuncu ağırlıklı bir sistem oluşturdu. sıradan bir amc olan taylanı ön liberoya evriltti. şu an takımın kaleci haricinde defansif olarak sorunu yok, orta sahası savaşçı ve forveti gol atan tipte. feghouli gibi bi takım lideri, arda, babel gibi top tutmasını bilen adamlar var. sistemi oturttuğu için 9 eksikle oynasak bile hiç bir eksiklik hissetmedik. hatta dönmeseler de olur diyoruz şu an. bunların sebebi imparatordur arkadaşlar. bu adam sistem adamıdır. kafasındaki sistemi oturttuğu anda durdurulamaz bir adamdır. her sezon bir sihirbazlık yapar. olmayan bir şeyi var eder. genç oyuncularla arası her daim iyidir. özellikle yerli futbolcular arasında reputasyonu çok fazladır. yabancı futbolculara da aradıkları godfather figürünü sergiler. bunları yaparken de sisteminden vazgeçmez. yani çok uzatmayayım ama allah sağlık sıhhat verdiği sürece bastonla bile takımımızda olmasını istiyorum..
iyi ki varsın hocam...