19
maçtaki penaltı ve kırmızı kartlık hareketlere yönelik spor programlarındaki yorumları izleyince kanım dondu. futbol oyun kurallarının bizim yorumculara yeniden öğretilmesi gerekir diyeceğim de onun da faydası olmaz. çünkü kuralları yorumlamıyorlar, galatasaray lehine verilen kararlardan acı duyup onları kural kitabından çıkarmaya çalışıyorlar.:)
trt spor’da, emre akbaba’ya yapılan hareket için bana göre penaltı değil diyen tümer ve tuncay’a, yine rize-fenerbahçe maçında valencia lehine verilen penaltı pozisyonunu hatırlatan ayhan akman da olmasa beni bile sinirlendireceklerdi. tümer de tuncay da valencia’nın pozisyonuna penaltı demişlerdi. buna rağmen dünkü pozisyona bu penaltı kararı futbolun ruhuna aykırı diyebildiler. komik ama güldüren cinsinden değil.
penaltı, elle oynama ve ele çarpma pozisyonlarını sözlükte birkaç kez açıkladım ve örneklerle detaylandırdım. kanaatimce artık bu konularda bir standart yakalanmaya başlandı. hakemlerimiz artık ele çarpma ile elle oynamayı birbirinden ayırmaya başladı. penaltı kararlarında da istikrar yakalama yoluna girildi. ama hakem eskileri bu konuyu bile hala anlayamadıklarından hala kafaları karıştırıyorlar. örneğin bünyamin gezer hala yapılan faullerde, faulü yapan oyuncunun niyetini dikkate alıyor. yani açık kasıt arıyor. kaçırdığı çok önemli bir şey var. kasıt ikiye ayrılır. açık kasıt, gizli (zımni) kasıt. açık kasıt herkesin kolayca anlayabileceği bir şeydir ve izahtan varestedir. gizli kasıt ise biraz zor bir konudur. işte fifa bu gizli kasıtı dikkate alarak, oyuncuların zamanlama hatası yaparak, dengesini kaybederek, hızını kontrol edemeyerek vesair şekilde rakibe faul yapması halinde gizli kastın varlığını kabul edilerek faul kararı verilmesini istemiştir ve bu yıllardır uygulanmaktadır. oyuncu faul yapma kastı olmaksızın, yani sadece topu almak için kaymış ve rakibini düşürmüşse faul verilmeyecek mi? tabi ki verilecek. bu durum hızın kontrol edilememesi, zamanlama hatası yapılması vesair şekilde rakibe faul yapılması hallerinde de geçerlidir. açık kasıt ise ek bir cezayı gerektirir. peki ne zaman devreye girer? faullü hareket sonucu karta başvurulduğunda devreye girer. o futbolcuya pfdk’nın vereceği cezalarda devreye girer. o zaman açık kasıtlı hareketler rakip oyuncunun sağlığını ciddi şekilde tehlikeye düşürecek cinstense ceza ağırlaştırılır.
burada bir parantez açmak istiyorum. biliyorsunuz haftalarca tartışılan bir valencia pozisyonu var. 7 kasım 2020 fenerbahçe-konya spor maçında valencia’nın pozisyonu için ahmet çakar, bünyamin gezer ve daha birçok yorumcu, ali şansalan’ın bu kararının yanlış olduğunu söyledi. hatta erman toroğlu bile pozsiyon net gözükmüyor diyerek topu taça attı. çünkü oluşturulan iklim korkunçtu ve toroğlu bile inandığını söylemeye cesaret edemeyip topu taça attı. (erman toroğlu da kurallar konusunda çok eskilerde kalmış ama vicdanı diğerlerine göre daha temiz) fenerbahçeliler pozisyon kola çarpmış olsa da üzerinden iki paslaşma geçtiğinden yeni kural gereği gol verilmeliydi diye kıyameti kopardılar. halbuki bu kural elle oynamalarda değil ele çarpmalarda geçerliydi. ama bu farka hiçbir yorumcu dikkat çekmedi. valencia o pozisyonda resmen kolu ile oynuyor. özetlerde sıkça gösterilen görüntü net değil ama bir açı netti. net olan açıyı bir kez gösterip sonra yok ettiler. ancak görüntü olmasa bile, topun geliş yönüne göre, valencia’nın göğsüne çarpan topun o açıyla gitmesi fizik kurallarına aykırıydı. sadece buna dikkat etselerdi kolla oynamanın net olduğunu ve tartışmaya gerek bile olmadığını görebilirdiler. nitekim pozisyonu ulenberg’e sorduklarında, ulenberg de aynı konuya dikkat çekmiş ve o bir kez gösterilen (sonra buharlaştırılan) net açının hakeme ve kamuoyuna gösterilmesi gerekirdi demiş. ancak bünyamin gezer, ulenberg’in söylediğini bile çarpıtmış ve pozisyonun görüntülerinin net olmadığını söylediğini iddia etmiştir.
şimdi dönelim asıl konumuza. maçta emre akbaba’ya yapılan hareketi penaltıdır, hatta tariflere uygun tam bir penaltı örneğidir. aynı gün oynanan başakşehir-denizli spor maçındaki mustafa yumlu’ya yapılan hareket de penaltıdır. neden? bu sorunun cevabını vermek için, bir oyuncu topa kafa vurmak için sıçrarken kolları hangi pozisyonda olmalıdır. yani topa sıçrarken kolların doğal konumu nedir sorusunun cevaplandırılması gerekir. bu konuda aşağıdaki video açık bir fikir vermektedir.
https://youtu.be/DSnr3Ei6KyA
videoda da görüldüğü gibi, topa kafa vurmak için sıçrandığında kollar vücuttan fazla açılmaksızın dirseklerden bükülmekte ve topa vurulduğu anda önden aşağı indirilmektedir. işte doğal konum budur. bu konumun dışında kolları yanlara açarak sıçranmış ise rakibi engellem kastı (gizli kasıt) vardır ve hareket fauldür. emre akbaba’ya yapılan harekette de mustafa yumlu’ya yapılan harekette de, kollar doğal konumun çok üzerinde açılarak rakibin yüzüne ve kafasına vurulmuştur ve hareket tartışmasız faul ve ceza alanı içinde olduğunda da penaltıdır. bu pozisyonları tartışmak bile abestir. çünkü her iki pozisyonda da oyuncular kollarını vücutlarıyla 90 derecelik açı yapacak şekilde açarak rakibi engellemek istemiş ve yüze ve kafaya vurmak suretiyle rakiplerinin sağlıklarını tehlikeye atmışlardır.
aynı kural, boldrin’in ilk sarı kart gördüğü pozisyon için de geçerlidir. boldrin o pozisyonda topu kontrol etmek için kollarını açıyor ama marcao’nun gelişini engelleme kastıyla gereğinden fazla açıyor ve yüze müdahale ediyor. bu faulün de futbolun ruhuna aykırı olduğunu söylüyorlar. ne alakası var. kolları gereğinden fazla açıp rakip oyuncuya müdahale ederseniz bu fauldür.
bu yorumcular iki şeyi birbirine karıştırıyor. şöyle; bir oyuncu etrafı tamamen boşken kollarını istediği kadar açabilir, istediği konumda topa müdahale edebilir ama yanında rakip oyuncu varken onun sağlığını tehlikeye düşürecek harekette bulunamaz. yani kollarını vücuduyla 45-50 dereceden fazla açı yapacak şekilde kaldıramaz. (fifa’nın saat kadranı tavsiyesini hatırlayın) bu iki konumu birbirine karıştırıyorlar ve rakip oyuncu o alana girmesin demek istiyorlar. halbuki futbol oyun kurallarında oyuncular, birbirlerinin koşu alanını daraltmamak koşuluyla omuz-omuza yapışarak mücadele edebilirler. bu durumlarda kollar doğal konumda olmak zorundadır.
bu konuda bir hususu daha açıklamak gerekir. bazı yorumcular, şöyle diyor; oyuncu topu kontrol etmiş, kolları da açık. arkadan gelen rakip oyuncu kafasıyla gelip kola çarparsa faul verilmemeli. böyle düşünenler de yanılıyor. çünkü öndeki futbolcu kollarını vücuduyla 45-50 dereceden fazla açı yapacak kadar açarak arkadan gelen futbolcunun yandan geçmesine engel olamaz. yani kollarıyla rakibin geçiş yolunu kapatamaz. kapatırsa rakip oyuncuda gelip o kola çarparsa faul kazanır.
unarım ve dilerim faydalı olur bu açıklamalarım.
(bkz: 28 kasım 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı)
trt spor’da, emre akbaba’ya yapılan hareket için bana göre penaltı değil diyen tümer ve tuncay’a, yine rize-fenerbahçe maçında valencia lehine verilen penaltı pozisyonunu hatırlatan ayhan akman da olmasa beni bile sinirlendireceklerdi. tümer de tuncay da valencia’nın pozisyonuna penaltı demişlerdi. buna rağmen dünkü pozisyona bu penaltı kararı futbolun ruhuna aykırı diyebildiler. komik ama güldüren cinsinden değil.
penaltı, elle oynama ve ele çarpma pozisyonlarını sözlükte birkaç kez açıkladım ve örneklerle detaylandırdım. kanaatimce artık bu konularda bir standart yakalanmaya başlandı. hakemlerimiz artık ele çarpma ile elle oynamayı birbirinden ayırmaya başladı. penaltı kararlarında da istikrar yakalama yoluna girildi. ama hakem eskileri bu konuyu bile hala anlayamadıklarından hala kafaları karıştırıyorlar. örneğin bünyamin gezer hala yapılan faullerde, faulü yapan oyuncunun niyetini dikkate alıyor. yani açık kasıt arıyor. kaçırdığı çok önemli bir şey var. kasıt ikiye ayrılır. açık kasıt, gizli (zımni) kasıt. açık kasıt herkesin kolayca anlayabileceği bir şeydir ve izahtan varestedir. gizli kasıt ise biraz zor bir konudur. işte fifa bu gizli kasıtı dikkate alarak, oyuncuların zamanlama hatası yaparak, dengesini kaybederek, hızını kontrol edemeyerek vesair şekilde rakibe faul yapması halinde gizli kastın varlığını kabul edilerek faul kararı verilmesini istemiştir ve bu yıllardır uygulanmaktadır. oyuncu faul yapma kastı olmaksızın, yani sadece topu almak için kaymış ve rakibini düşürmüşse faul verilmeyecek mi? tabi ki verilecek. bu durum hızın kontrol edilememesi, zamanlama hatası yapılması vesair şekilde rakibe faul yapılması hallerinde de geçerlidir. açık kasıt ise ek bir cezayı gerektirir. peki ne zaman devreye girer? faullü hareket sonucu karta başvurulduğunda devreye girer. o futbolcuya pfdk’nın vereceği cezalarda devreye girer. o zaman açık kasıtlı hareketler rakip oyuncunun sağlığını ciddi şekilde tehlikeye düşürecek cinstense ceza ağırlaştırılır.
burada bir parantez açmak istiyorum. biliyorsunuz haftalarca tartışılan bir valencia pozisyonu var. 7 kasım 2020 fenerbahçe-konya spor maçında valencia’nın pozisyonu için ahmet çakar, bünyamin gezer ve daha birçok yorumcu, ali şansalan’ın bu kararının yanlış olduğunu söyledi. hatta erman toroğlu bile pozsiyon net gözükmüyor diyerek topu taça attı. çünkü oluşturulan iklim korkunçtu ve toroğlu bile inandığını söylemeye cesaret edemeyip topu taça attı. (erman toroğlu da kurallar konusunda çok eskilerde kalmış ama vicdanı diğerlerine göre daha temiz) fenerbahçeliler pozisyon kola çarpmış olsa da üzerinden iki paslaşma geçtiğinden yeni kural gereği gol verilmeliydi diye kıyameti kopardılar. halbuki bu kural elle oynamalarda değil ele çarpmalarda geçerliydi. ama bu farka hiçbir yorumcu dikkat çekmedi. valencia o pozisyonda resmen kolu ile oynuyor. özetlerde sıkça gösterilen görüntü net değil ama bir açı netti. net olan açıyı bir kez gösterip sonra yok ettiler. ancak görüntü olmasa bile, topun geliş yönüne göre, valencia’nın göğsüne çarpan topun o açıyla gitmesi fizik kurallarına aykırıydı. sadece buna dikkat etselerdi kolla oynamanın net olduğunu ve tartışmaya gerek bile olmadığını görebilirdiler. nitekim pozisyonu ulenberg’e sorduklarında, ulenberg de aynı konuya dikkat çekmiş ve o bir kez gösterilen (sonra buharlaştırılan) net açının hakeme ve kamuoyuna gösterilmesi gerekirdi demiş. ancak bünyamin gezer, ulenberg’in söylediğini bile çarpıtmış ve pozisyonun görüntülerinin net olmadığını söylediğini iddia etmiştir.
şimdi dönelim asıl konumuza. maçta emre akbaba’ya yapılan hareketi penaltıdır, hatta tariflere uygun tam bir penaltı örneğidir. aynı gün oynanan başakşehir-denizli spor maçındaki mustafa yumlu’ya yapılan hareket de penaltıdır. neden? bu sorunun cevabını vermek için, bir oyuncu topa kafa vurmak için sıçrarken kolları hangi pozisyonda olmalıdır. yani topa sıçrarken kolların doğal konumu nedir sorusunun cevaplandırılması gerekir. bu konuda aşağıdaki video açık bir fikir vermektedir.
https://youtu.be/DSnr3Ei6KyA
videoda da görüldüğü gibi, topa kafa vurmak için sıçrandığında kollar vücuttan fazla açılmaksızın dirseklerden bükülmekte ve topa vurulduğu anda önden aşağı indirilmektedir. işte doğal konum budur. bu konumun dışında kolları yanlara açarak sıçranmış ise rakibi engellem kastı (gizli kasıt) vardır ve hareket fauldür. emre akbaba’ya yapılan harekette de mustafa yumlu’ya yapılan harekette de, kollar doğal konumun çok üzerinde açılarak rakibin yüzüne ve kafasına vurulmuştur ve hareket tartışmasız faul ve ceza alanı içinde olduğunda da penaltıdır. bu pozisyonları tartışmak bile abestir. çünkü her iki pozisyonda da oyuncular kollarını vücutlarıyla 90 derecelik açı yapacak şekilde açarak rakibi engellemek istemiş ve yüze ve kafaya vurmak suretiyle rakiplerinin sağlıklarını tehlikeye atmışlardır.
aynı kural, boldrin’in ilk sarı kart gördüğü pozisyon için de geçerlidir. boldrin o pozisyonda topu kontrol etmek için kollarını açıyor ama marcao’nun gelişini engelleme kastıyla gereğinden fazla açıyor ve yüze müdahale ediyor. bu faulün de futbolun ruhuna aykırı olduğunu söylüyorlar. ne alakası var. kolları gereğinden fazla açıp rakip oyuncuya müdahale ederseniz bu fauldür.
bu yorumcular iki şeyi birbirine karıştırıyor. şöyle; bir oyuncu etrafı tamamen boşken kollarını istediği kadar açabilir, istediği konumda topa müdahale edebilir ama yanında rakip oyuncu varken onun sağlığını tehlikeye düşürecek harekette bulunamaz. yani kollarını vücuduyla 45-50 dereceden fazla açı yapacak şekilde kaldıramaz. (fifa’nın saat kadranı tavsiyesini hatırlayın) bu iki konumu birbirine karıştırıyorlar ve rakip oyuncu o alana girmesin demek istiyorlar. halbuki futbol oyun kurallarında oyuncular, birbirlerinin koşu alanını daraltmamak koşuluyla omuz-omuza yapışarak mücadele edebilirler. bu durumlarda kollar doğal konumda olmak zorundadır.
bu konuda bir hususu daha açıklamak gerekir. bazı yorumcular, şöyle diyor; oyuncu topu kontrol etmiş, kolları da açık. arkadan gelen rakip oyuncu kafasıyla gelip kola çarparsa faul verilmemeli. böyle düşünenler de yanılıyor. çünkü öndeki futbolcu kollarını vücuduyla 45-50 dereceden fazla açı yapacak kadar açarak arkadan gelen futbolcunun yandan geçmesine engel olamaz. yani kollarıyla rakibin geçiş yolunu kapatamaz. kapatırsa rakip oyuncuda gelip o kola çarparsa faul kazanır.
unarım ve dilerim faydalı olur bu açıklamalarım.
(bkz: 28 kasım 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı)