363
bu dediklerim bu maç özelinde değil, genel olarak son birkaç seneyi kapsayan ve görünüşe göre en az birkaç sene daha sürecek olan bir dönemi kapsıyor. önceden belirteyim.
ucuz etin yahnisi bu kadar olur derler. oğulcan, taylan, emre x3, etebo, diagne, pili bitmiş feghouli, ömer gibi oyuncularla bu kadar olur. kimsenin emeğini veya mücadelesini yadırgamıyor, küçümsemiyorum. gördüğümüz şey tam olarak iyi futbolcu-kötü futbolcu kavramından ötürü geliyor. son 10-20 seneyi düşünün, iyi oynadığımız ve başarılı olduğumuz sezonlardaki oyuncu grubunu hatırlayın. dönem dönem hasan kabze, ümit karan, milan baros, albert riera gibi oyuncuların yedek kalabildikleri, yerlerinde oynayanların bu isimlerden çok daha iyi performans verdikleri bir takımdı bu. şimdiki oyuncu grubuyla daha ötesini beklemek zor.
burada elbette kötü kadro planlaması ve oyuncu grubu tercihlerinden ötürü teknik heyet ve yönetime eleştiri getirilecektir haklı olarak. ancak kazın görünen ayağı bu kadar değil. döviz kurlarının çok yüksek olduğu bu dönemde, borcun harcın kol gezdiği kulüplerde daha iyisini yapmak imkansıza yakın. kaldı ki elimizde diagne, babel, belhanda, feghouli, falcao gibi düşündükçe içimizi titreten kontratları olan oyuncular var. bugün her birinden sıfıra yakın maliyetle kurtulsan bile yerlerine yarısı kadar alabilecek oyuncular getirmen de çok zor. yönetime getirilecek en büyük eleştiri, bu kadar yüksek maliyetlerle bu kadar yaşlı ve hatalı isimleri kadroya dahil etmek olurdu. elalemin 400-500 bin eurolara ne transferler yaptıklarını görüyoruz. demiyorum ki kadroyu böyle adamlarla dolduralım -ki doldursak bile bundan daha kötü olmazdı diye düşünüyorum- ancak ayağımızı yorgana göre uzatıp, bütçemiz doğrultusunda oyuncular transfer edebilirdik. böyle olsa bile hem oyuncu hem de takım başarısının %100 olacağını garanti edemezsiniz. avrupa'da bir sürü takım atalanta gibi, bodo glimt gibi hamleler yapıyor, ancak kaç tanesini hatırlayabiliyoruz? kaçı başarılı olabiliyor?
fatih hoca'ya da eleştiri bir yere kadar oluyor bu bakış açısıyla. elinizdeki malzemeden üretebileceğiniz şeyler üç aşağı beş yukarı bunlar işte. kimse bu takımı 2012 model galatasaray'ı gibi oynatamaz. kaldı ki o kadronun teknik direktörü duruyor işte kulübede. belki maç kadrosunda, kaleci transferi tercihinde veya oyuncuların saha içerisindeki hatalarından ötürü birkaç eleştiri olabilir, ancak hepsi bu kadar işte.
bu ekonomik şartlarda galatasaray da bu kadar arkadaşlar. çünkü kaliteyi ucuza alamazsınız. gerçi biz kesenin ağzını açtığımızda da genelde doğru hamlelerde bulunmuyoruz, burası da ilginç tabi. ancak özellikle 2000'li yıllarda ve bilhassa fatih terim'le hatırladığımız o güzel oyunu ve kaliteyi tekrar yakalamamız artık biraz zor. ülkede ne zaman ekonomi düzelir, döviz girişi olur ve dolaylı olarak kurlar insani seviyelere gelir; o zaman galatasaray da eli yüzü düzgün oyuncular transfer edip eli yüzü düzgün top oynayan bir takım haline bürünür.
tabi o zamana dek ülkede futbola olan ilgi hala aynı kalır mı, pek emin değilim açıkçası.
ucuz etin yahnisi bu kadar olur derler. oğulcan, taylan, emre x3, etebo, diagne, pili bitmiş feghouli, ömer gibi oyuncularla bu kadar olur. kimsenin emeğini veya mücadelesini yadırgamıyor, küçümsemiyorum. gördüğümüz şey tam olarak iyi futbolcu-kötü futbolcu kavramından ötürü geliyor. son 10-20 seneyi düşünün, iyi oynadığımız ve başarılı olduğumuz sezonlardaki oyuncu grubunu hatırlayın. dönem dönem hasan kabze, ümit karan, milan baros, albert riera gibi oyuncuların yedek kalabildikleri, yerlerinde oynayanların bu isimlerden çok daha iyi performans verdikleri bir takımdı bu. şimdiki oyuncu grubuyla daha ötesini beklemek zor.
burada elbette kötü kadro planlaması ve oyuncu grubu tercihlerinden ötürü teknik heyet ve yönetime eleştiri getirilecektir haklı olarak. ancak kazın görünen ayağı bu kadar değil. döviz kurlarının çok yüksek olduğu bu dönemde, borcun harcın kol gezdiği kulüplerde daha iyisini yapmak imkansıza yakın. kaldı ki elimizde diagne, babel, belhanda, feghouli, falcao gibi düşündükçe içimizi titreten kontratları olan oyuncular var. bugün her birinden sıfıra yakın maliyetle kurtulsan bile yerlerine yarısı kadar alabilecek oyuncular getirmen de çok zor. yönetime getirilecek en büyük eleştiri, bu kadar yüksek maliyetlerle bu kadar yaşlı ve hatalı isimleri kadroya dahil etmek olurdu. elalemin 400-500 bin eurolara ne transferler yaptıklarını görüyoruz. demiyorum ki kadroyu böyle adamlarla dolduralım -ki doldursak bile bundan daha kötü olmazdı diye düşünüyorum- ancak ayağımızı yorgana göre uzatıp, bütçemiz doğrultusunda oyuncular transfer edebilirdik. böyle olsa bile hem oyuncu hem de takım başarısının %100 olacağını garanti edemezsiniz. avrupa'da bir sürü takım atalanta gibi, bodo glimt gibi hamleler yapıyor, ancak kaç tanesini hatırlayabiliyoruz? kaçı başarılı olabiliyor?
fatih hoca'ya da eleştiri bir yere kadar oluyor bu bakış açısıyla. elinizdeki malzemeden üretebileceğiniz şeyler üç aşağı beş yukarı bunlar işte. kimse bu takımı 2012 model galatasaray'ı gibi oynatamaz. kaldı ki o kadronun teknik direktörü duruyor işte kulübede. belki maç kadrosunda, kaleci transferi tercihinde veya oyuncuların saha içerisindeki hatalarından ötürü birkaç eleştiri olabilir, ancak hepsi bu kadar işte.
bu ekonomik şartlarda galatasaray da bu kadar arkadaşlar. çünkü kaliteyi ucuza alamazsınız. gerçi biz kesenin ağzını açtığımızda da genelde doğru hamlelerde bulunmuyoruz, burası da ilginç tabi. ancak özellikle 2000'li yıllarda ve bilhassa fatih terim'le hatırladığımız o güzel oyunu ve kaliteyi tekrar yakalamamız artık biraz zor. ülkede ne zaman ekonomi düzelir, döviz girişi olur ve dolaylı olarak kurlar insani seviyelere gelir; o zaman galatasaray da eli yüzü düzgün oyuncular transfer edip eli yüzü düzgün top oynayan bir takım haline bürünür.
tabi o zamana dek ülkede futbola olan ilgi hala aynı kalır mı, pek emin değilim açıkçası.