18338
manisa’ya giderken kendini, madrid’e giderken bizi burdu. galatasaray manisa’ya gittiğinde efsane oynadığı bir maçta fenere çelme takmasının da etkisiyle şampiyonluğu kazandı. atletico’ya gitti yine kupalara ambargo koydu. ardından ise galatasaray’dan uzakta hatalarıyla ve doğrularıyla yürüdü de yürüdü. iz bıraktı ve barçaya geçti. yalnız bekarlık, gençlik, toyluk, sonradan görmelik gibi gibi daha bir sürü şeyle olmayacak hatalar yaptı. bugün ise yeniden yuvam dediği yerde. bu sefer hata yapma lüksü yok, hata yaptığında onu en çok savunacak kişiler de... belki galatasaray’a yapmadım dese de aslında galatasaray’a çok hata yaptı. oyun, oyun, oyun... tam konsantre o oyunu yaşaması, tadını da almadan önce tat vermesi gerekiyor. hem sahanın içinden hem dışından. baba gibi gördüğü ve gördüğümüz hocaya da kırgındık, kızgındık, küskündük. çıksın ve oynasın, oynayacak kapasitede değil mi koşu bandına çıksın, salona gitsın, kendi kendine kalıp düşünsün. sadece galatasaray’ı düşünsün. çünkü düşünürse ve çabalayıp sonuç verirse eşi, çocukları, ailesi gururlanır. bu taraftar da 66’yı sahiplenir. olacaksa 66’nın 2006-2007, 2007-2008’deki hali olsun. sakın ama sakın 10 numara olmasın. çamurlarla boyansın forması, o zaman kişi olarak farklılıklar bir kenara bırakılır. yaptığı büyük hatalar unutulmaz ama ikinci şans herkese verilmeli denir. yalan yok kendisini istemedik, beklemedik ama 66’yı çok aradık ve özledik. galatasaray’ı yaşasın, olduğunca galatasaray’a yakışsın. başka seçenek mi? florya kapısından girdiğinden itibaren kendisi için varsa, lütfen geri çıksın o kapıdan.