2424
yabancı oyuncu sayısı, yabancı oyuncu kuralı ya da yerli oyuncuya kol kanat germe adına her ne dersek diyelim, 1951 yılından bu yana tamı tamına 18 kez değişen, ve haliyle futbolu yönetenlerin ya da yönettiğini zannedenlerin elinde çocuk oyuncağına dönen kısıtlamalar, yasaklamalar.
hepimizin malumu başkan ünal aysal gerginliği sonrası milli takımın başına getirilen hocamıza o dönem 'türkiye futbol direktörlüğü' ünvanı verilmişti. türkiye futboluna yön ver bizi bu bataklıktan kurtar hocam demişti demirören ve avaneleri, tabi egosunu okşamak için yeni bir ünvan da bulmuşlardı. konuyla asıl ilgisi olan kısma gelirsek, 2015 yılında hocamız tarafından onun danışmanlığında tff sitesinde bu yeni sistem açıklandı ve yeni sistemde kulüpler 14 yabacı oyuncu alabilecek herhangi bir artı eksi hesabı olmadan hepsinden yaralanabilecek, fakat can alıcı detayı şuydu, alınan her bir yabancı oyuncu için kurulan fona para aktarılacak ve bu toplanan para daha çok yerli oyuncu bulunduran takımlara ve yerli oyuncu yetiştirmek, alt yapıda kullanmak üzere verilecekti. aslında yabancı oyuncu kuralından ziyade yerli oyuncu teşvik sistemi idi. nedense çok geçmeden kulüpler birliği kararıyla türk futbol direktörünün kararı değiştirildi ve yerli teşvik kısmı sistemden çıkarıldı, hal böyle olunca sadece 14 yabancı kuralı olarak kaldı maalesef. sonra ki yıllarda da hocamız milli takımdan gönderildikten sonra defalarca bu sistemi tekrar tekrar anlatmaya çalıştı.
geçen 5 sene içerisinde bu sistemin artıları eksilerinden çok çok fazlaydı. en önemlisi ligimizin yayın hakları türk futbol tarihinin rekoru kırılarak yüksek bi bedelle katar'lı yatırımcılara satıldı. kulüpler de ilk defa bu yüklü gelirlerin sahibi oldular. uygun maliyetli kaliteli yabancıları takımlarına kazandıran anadolu kulüpleri de ilk defa 3 büyüklerle arada makası bu kadar daralttı. premier lig tecrübesi olan cisse'ler, kone'ler, eto'o'lar, nasri'ler, rodallega'lar, asamoah gyan'lar, varela'lar, gouffran'lar, cissokho'lar anadolu kulüplerinde fark yaratmaya başladılar. 3 büyükler için gerçekten her deplasman sorun teşkil etmeye başladı. ilk defa bir ilçe takımı türkiye kupasını kazandı.
sistemin asıl meyvesini vereceği yerli oyuncu mevzusunda ise gerçekten milli takımı 8-10 sene rahat taşıyabilecek avrupa'nın önemli kulüplerinde yarışmacı olan gençlerden kurulu jenerasyon yine bu dönemde yakalandı ve ön eleme dahi oynamadan avrupa şampiyonasına gitmeye hak kazandık. çağlar söyüncü, enes ünal, zeki çelik, ozan kabak, merih demiral, umut meraş, cenk tosun, yusuf yazıcı, okay yokuşlu, cengiz ünder, mert çetin, ertuğrul ersoy avrupa'nın en büyük liglerine transfer oldular. hatta ismail köybaşı, serdar gürler gibi genç sayılmayan oyuncularımız dahi avrupa'ya transfer yaptılar. önceki yabancı oyuncu kısıtlamalarıyla kıyak sözleşmeleri kapan alper potuk, tarık çamdal gibi yerliler ise eski sistemin, kısıtlamanın ne kadar hatalı olduğunu bas bas bağırıyolardı.
mevcut durumda ffp kıskacıyla boğuşan asırlık kulüplerin ya da iflas eden tarihten silinen köklü anadolu kulüplerinin girdiği çıkmazda asıl sebebi yabancı oyuncu sayısına bağlamak tam anlamıyla aymazlıktır. bunun tek sebebi kulüpleri hiç bir sorumluluk almadan har vurup harman savurarak, aslen kendi şahsi işlerine menfaat sağlayıp kapıları aralamak için kullanan ve ne acıdır ki futboldan anlamayan siyasetle işli dışlı iş adamlarının yönetmesidir.
hal böyleyken doğru düzgün nedenleri dahi açıklanmadan ve türk futbolunun paydaşlarına ve asli taraflarına söz hakkı dahi sunmadan böyle bir karar alınması kesinlikle ihanettir. varsayımlar üzerine geniş çerçeveden resme bakıldığında bunun 2 sebebi olduğu konuşuluyor. birincisi kalitesiz ve değersiz yerlileri ve bunların menajerlerini kurtarmak, ikincisi mümkün olduğunca yabancı oyuncuya döviz vermeyerek para dışarı gitmesinle ekonomik olarak bir dayanak oluşturmak.
kesinlike ve kesinlikle 18 kulüp bir hareket ederek bu kurala karşı çıkmalı ve direnmelidir.
hepimizin malumu başkan ünal aysal gerginliği sonrası milli takımın başına getirilen hocamıza o dönem 'türkiye futbol direktörlüğü' ünvanı verilmişti. türkiye futboluna yön ver bizi bu bataklıktan kurtar hocam demişti demirören ve avaneleri, tabi egosunu okşamak için yeni bir ünvan da bulmuşlardı. konuyla asıl ilgisi olan kısma gelirsek, 2015 yılında hocamız tarafından onun danışmanlığında tff sitesinde bu yeni sistem açıklandı ve yeni sistemde kulüpler 14 yabacı oyuncu alabilecek herhangi bir artı eksi hesabı olmadan hepsinden yaralanabilecek, fakat can alıcı detayı şuydu, alınan her bir yabancı oyuncu için kurulan fona para aktarılacak ve bu toplanan para daha çok yerli oyuncu bulunduran takımlara ve yerli oyuncu yetiştirmek, alt yapıda kullanmak üzere verilecekti. aslında yabancı oyuncu kuralından ziyade yerli oyuncu teşvik sistemi idi. nedense çok geçmeden kulüpler birliği kararıyla türk futbol direktörünün kararı değiştirildi ve yerli teşvik kısmı sistemden çıkarıldı, hal böyle olunca sadece 14 yabancı kuralı olarak kaldı maalesef. sonra ki yıllarda da hocamız milli takımdan gönderildikten sonra defalarca bu sistemi tekrar tekrar anlatmaya çalıştı.
geçen 5 sene içerisinde bu sistemin artıları eksilerinden çok çok fazlaydı. en önemlisi ligimizin yayın hakları türk futbol tarihinin rekoru kırılarak yüksek bi bedelle katar'lı yatırımcılara satıldı. kulüpler de ilk defa bu yüklü gelirlerin sahibi oldular. uygun maliyetli kaliteli yabancıları takımlarına kazandıran anadolu kulüpleri de ilk defa 3 büyüklerle arada makası bu kadar daralttı. premier lig tecrübesi olan cisse'ler, kone'ler, eto'o'lar, nasri'ler, rodallega'lar, asamoah gyan'lar, varela'lar, gouffran'lar, cissokho'lar anadolu kulüplerinde fark yaratmaya başladılar. 3 büyükler için gerçekten her deplasman sorun teşkil etmeye başladı. ilk defa bir ilçe takımı türkiye kupasını kazandı.
sistemin asıl meyvesini vereceği yerli oyuncu mevzusunda ise gerçekten milli takımı 8-10 sene rahat taşıyabilecek avrupa'nın önemli kulüplerinde yarışmacı olan gençlerden kurulu jenerasyon yine bu dönemde yakalandı ve ön eleme dahi oynamadan avrupa şampiyonasına gitmeye hak kazandık. çağlar söyüncü, enes ünal, zeki çelik, ozan kabak, merih demiral, umut meraş, cenk tosun, yusuf yazıcı, okay yokuşlu, cengiz ünder, mert çetin, ertuğrul ersoy avrupa'nın en büyük liglerine transfer oldular. hatta ismail köybaşı, serdar gürler gibi genç sayılmayan oyuncularımız dahi avrupa'ya transfer yaptılar. önceki yabancı oyuncu kısıtlamalarıyla kıyak sözleşmeleri kapan alper potuk, tarık çamdal gibi yerliler ise eski sistemin, kısıtlamanın ne kadar hatalı olduğunu bas bas bağırıyolardı.
mevcut durumda ffp kıskacıyla boğuşan asırlık kulüplerin ya da iflas eden tarihten silinen köklü anadolu kulüplerinin girdiği çıkmazda asıl sebebi yabancı oyuncu sayısına bağlamak tam anlamıyla aymazlıktır. bunun tek sebebi kulüpleri hiç bir sorumluluk almadan har vurup harman savurarak, aslen kendi şahsi işlerine menfaat sağlayıp kapıları aralamak için kullanan ve ne acıdır ki futboldan anlamayan siyasetle işli dışlı iş adamlarının yönetmesidir.
hal böyleyken doğru düzgün nedenleri dahi açıklanmadan ve türk futbolunun paydaşlarına ve asli taraflarına söz hakkı dahi sunmadan böyle bir karar alınması kesinlikle ihanettir. varsayımlar üzerine geniş çerçeveden resme bakıldığında bunun 2 sebebi olduğu konuşuluyor. birincisi kalitesiz ve değersiz yerlileri ve bunların menajerlerini kurtarmak, ikincisi mümkün olduğunca yabancı oyuncuya döviz vermeyerek para dışarı gitmesinle ekonomik olarak bir dayanak oluşturmak.
kesinlike ve kesinlikle 18 kulüp bir hareket ederek bu kurala karşı çıkmalı ve direnmelidir.