4898
5 temmuz 2020 galatasaray trabzonspor maçı'ndaki kırmıza kart gördüğü pozisyonda öncelikle hatalı olduğunu, gerekli cezayı zaten alacağını söyleyelim. fakat suç kadar suçu oluşturan unsurları da gözden kaçırmamak gerektiğini düşünüyorum. son bir kaç sezondur galatasaray'a kolaylıkla çıkan kartlar, daha sert oynayan rakiplere çıkmıyordu. bunun üzerine son bir kaç maçtır göstere göstere hakemlerin üzerimize oynadığı konusunda da çoğunluk olarak hemfikirizdir. galatasaray üzerine oynanan ve adaletsizlik üzerine kurulu bu oyunbazlıklara dair tff tarafından hiç bir yaptırım yok. bunun üzerine yönetim de bir kaç göstermelik açıklama yapıp geçiştiriyor ve üstüne bir de mustafa cengiz çıkıp kendilerini eleştirenlere çıkışıyor.
biz ekran başında bu olanları izlerken yerimizde duramıyoruz, kendimize yediremiyoruz ve evin sağına soluna bağıra çağıra saldırıyoruz. bir de maçın içinde olan, fiziksel olarak oldukça fazla güç harcayan adamın psikolojisini düşünelim isterseniz. 27. hafta maçında adem büyük'ün ve söz konusu maçta kendisinin gördüğü kırmızı kartlar birbirinden bağımsız olmayabilir.
her toplum gibi tek tek bireyler de kendilerine yapılan görece haksızlıkların faillerine karşı yaptırımlar uygulandığını görmek ister. bu gerçekleşmediği taktirde kendi savaşını kendi vermeye, adaleti kendisi sağlamaya başlar.
evet, feghouli yanlış bir hareket yapmıştır. hatta yaptığı hareket kasıtlı ya da kasıtsız rakibin kalbine geldiğinden oldukça kötü sonuçlar da doğurabilecek potansiyelde iken neyse ki kimsede kalıcı bir sorun oluşmamıştır. bu olay, feghouli'nin öfke kontrol sorunu ile değil, feghouli gibi normal bir adama bile öfke patlaması yaşatan birikmiş mağduriyetlerle ilgilidir. ortada bir suç varsa, suçlu sadece son eylemi gerçekleştiren değildir.
son olarak, öncelikle adaletin hukuki kurumlar tarafından olması gerektiği gibi sürdürüldüğü ve sonrasında da bireylerin kendi adaletlerini kendilerinin sağlamaya çalışmadığı bir dünya diliyorum.
biz ekran başında bu olanları izlerken yerimizde duramıyoruz, kendimize yediremiyoruz ve evin sağına soluna bağıra çağıra saldırıyoruz. bir de maçın içinde olan, fiziksel olarak oldukça fazla güç harcayan adamın psikolojisini düşünelim isterseniz. 27. hafta maçında adem büyük'ün ve söz konusu maçta kendisinin gördüğü kırmızı kartlar birbirinden bağımsız olmayabilir.
her toplum gibi tek tek bireyler de kendilerine yapılan görece haksızlıkların faillerine karşı yaptırımlar uygulandığını görmek ister. bu gerçekleşmediği taktirde kendi savaşını kendi vermeye, adaleti kendisi sağlamaya başlar.
evet, feghouli yanlış bir hareket yapmıştır. hatta yaptığı hareket kasıtlı ya da kasıtsız rakibin kalbine geldiğinden oldukça kötü sonuçlar da doğurabilecek potansiyelde iken neyse ki kimsede kalıcı bir sorun oluşmamıştır. bu olay, feghouli'nin öfke kontrol sorunu ile değil, feghouli gibi normal bir adama bile öfke patlaması yaşatan birikmiş mağduriyetlerle ilgilidir. ortada bir suç varsa, suçlu sadece son eylemi gerçekleştiren değildir.
son olarak, öncelikle adaletin hukuki kurumlar tarafından olması gerektiği gibi sürdürüldüğü ve sonrasında da bireylerin kendi adaletlerini kendilerinin sağlamaya çalışmadığı bir dünya diliyorum.