46
bu kitledenim.
şunun anlaşılması lazım; böyle düşünen taraftar, "hakem kararlarının bilinçli şekilde aleyhimize verildiği akşamda bile hakemi eleştirmemeliyiz" demiyor. bu şekil bir bakış açısı pek mümkün değil zaten, neticede hepimiz taraftarız ve belli ölçüde irrasyoneliz. böyle düşünen taraftarın esasen demek istediği, "x hakemi yerin dibine sokalım, x hakemi giyotine gönderelim ama önce kendimizi sorgulayıp otokritiğimizi yapalım", bu kadar basit.
kendi adıma 21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçı özelinde konuşursam; alper ulusoy'u asalım fakat önce yediğimiz ilk golde djilobodji'nin o kafayı nasıl o kadar rahat vurabildiğini tartışalım. alper ulusoy'u kezzaplayalım fakat önce yediğimiz ikinci golde twumasi'ye nasıl o kadar rahat şut imkanı verdiğimizi masaya yatıralım. alper ulusoy'u sallandıralım fakat önce ahmet'in rezilliğini, hatalı ya da değil oyuncu seçimlerini irdeleyelim.
kemalettin şentürk'ün meşhur bir dizesi vardır, der ki: "hakemler hakkında konuşmak istemiyorum ama hepsinin allah belasını versin..." - hakem savunulur mu, sevilir mi, kollanır mı abi, hele hele türk futbol (hatta basketbol) hakemleri; ancak önce öz eleştiri, sonra başka faktörler. hakem kararları yüzünden maç(lar) kaybedilir ama şampiyonluk kaybedilmez. biz bu sezonu şampiyon tamamlayamazsak bunun "öncül" nedeni sezonun ilk yarısındaki kepaze halimizdir. ne kadar berbat durumda olduğumuzu şampiyonlar ligi'nde daha bi' net görmedik mi.
dün akşamdan beri benim gibi düşünen yazarlara tuhaf tuhaf imalarda bulunuluyor sözlükte. ne politik yönelimimiz kaldı, ne galatasaray'sızlığımız. garip sosyolojik çıkarımlar ve bu çıkarımları takip eden trajik saptamalar da cabası. çoğu yazar öfkeli, anlayabiliyorum; ancak böyle düşünen insanların da galatasaraylı olduğunu, olayları farklı açılardan ele aldıklarını unutmayalım. öte yandan, ad hominem güzel bir şey değil, basitlik göstergesidir. basit olmamak lazım.
şunun anlaşılması lazım; böyle düşünen taraftar, "hakem kararlarının bilinçli şekilde aleyhimize verildiği akşamda bile hakemi eleştirmemeliyiz" demiyor. bu şekil bir bakış açısı pek mümkün değil zaten, neticede hepimiz taraftarız ve belli ölçüde irrasyoneliz. böyle düşünen taraftarın esasen demek istediği, "x hakemi yerin dibine sokalım, x hakemi giyotine gönderelim ama önce kendimizi sorgulayıp otokritiğimizi yapalım", bu kadar basit.
kendi adıma 21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçı özelinde konuşursam; alper ulusoy'u asalım fakat önce yediğimiz ilk golde djilobodji'nin o kafayı nasıl o kadar rahat vurabildiğini tartışalım. alper ulusoy'u kezzaplayalım fakat önce yediğimiz ikinci golde twumasi'ye nasıl o kadar rahat şut imkanı verdiğimizi masaya yatıralım. alper ulusoy'u sallandıralım fakat önce ahmet'in rezilliğini, hatalı ya da değil oyuncu seçimlerini irdeleyelim.
kemalettin şentürk'ün meşhur bir dizesi vardır, der ki: "hakemler hakkında konuşmak istemiyorum ama hepsinin allah belasını versin..." - hakem savunulur mu, sevilir mi, kollanır mı abi, hele hele türk futbol (hatta basketbol) hakemleri; ancak önce öz eleştiri, sonra başka faktörler. hakem kararları yüzünden maç(lar) kaybedilir ama şampiyonluk kaybedilmez. biz bu sezonu şampiyon tamamlayamazsak bunun "öncül" nedeni sezonun ilk yarısındaki kepaze halimizdir. ne kadar berbat durumda olduğumuzu şampiyonlar ligi'nde daha bi' net görmedik mi.
dün akşamdan beri benim gibi düşünen yazarlara tuhaf tuhaf imalarda bulunuluyor sözlükte. ne politik yönelimimiz kaldı, ne galatasaray'sızlığımız. garip sosyolojik çıkarımlar ve bu çıkarımları takip eden trajik saptamalar da cabası. çoğu yazar öfkeli, anlayabiliyorum; ancak böyle düşünen insanların da galatasaraylı olduğunu, olayları farklı açılardan ele aldıklarını unutmayalım. öte yandan, ad hominem güzel bir şey değil, basitlik göstergesidir. basit olmamak lazım.