97
bizleri kupalarla şımartan galatasaray'ın suçudur.
lakin şöyle de bir şey var;
sana bir seçenek sunuldu ve dediler ki, ya barbara palvin ile evleneceksin ya da x ülkesinden herhangi bir kızla. sen veya ben ne yaparız? ağzımızın suyu aka aka barbara palvin'e koşarız. hah işte transfer dönemi de böyle. sen bana drogba, falcao ve sneijder gibi futbolcuların isimlerini verirsen, benim gözüm artık diğerlerini görmez.
bizler, yani galatasaray taraftarları çoğu kez işin ekonomik boyutunu düşünmeden transfer istiyor olabiliriz ama bu çok masumca çünkü takımının her zaman mücadeleci, diğer takımlardan farklı ve iyi olmasını ister. bununda transferle olabileceğini düşünür, düşünürüz bu çok doğal. hani transfer istediler ve yapılmadı diye eleştirenlere şımarık damgası vurmak çok acımasızca bence.
her türlü organizasyonlar düzenleyen bir topluluğa sahibiz. yellowfriday, greyweekend veya takımın bir antrenmanına 30 bin kişi giden insanlarız. gsstore da kötü düşünülmüş ürünler olmasına rağmen 200-250 lira veren adamlar senin benim için vermiyor, galatasaray için veriyor. galatasaray sevgisinden dolayı karda kışta yağmurda en düşük 100 lira olan biletlerle maça gidiyor. yani taraftarların bir kısmı, sırf galatasaray var diye varını yoğunu veriyor kardeşim. bu adamlar tabiki de karşılığını isteyecek. karşılığını isterken, maddi yönden değil sadece manevi yönden istiyor. bir kupayla dünyanın en mutlu insanı oluverir.
fatih terim veya yönetimi eleştiriyor diye de şımarık damgası vuramazsın çünkü kimse eleştirilelemez değildir. arda turan'ı istedi veya takımı kötü oynatıyor diye fatih terim'i eleştirenlere saygı duymak lazım. tıpkı ara transfer dönemlerini beceremiyorlar, sürekli kendilerini ön plana katıyorlar deyip mustafa cengiz yönetimini eleştirenler gibi. 9 sezonda 8 kupa dile kolay ama o günün koşullarına göre durum değerlendirilmesi yapılıyorsa bu fatih terim düşmanlığı veya fatih terimcilik olmaz. sırf bunları yapanlara şımarık deniliyorsa ohoo bir ton işimiz var.
kendi fikirlerine uymayanları yaftalamak gerçekten çok kolay bir hale gelmiş. fetöcü, hırsız, putçu, düşman, şımarık... bir sürü kavram sıralamak yerine saygı duymak çok daha kolay değil midir? işin dozunu kaçıranlar var mı, tabi ki de var ama bunlar transfer isteyenler veya herhangi birisini ölçü dahilinde eleştirenler değildir.
lakin şöyle de bir şey var;
sana bir seçenek sunuldu ve dediler ki, ya barbara palvin ile evleneceksin ya da x ülkesinden herhangi bir kızla. sen veya ben ne yaparız? ağzımızın suyu aka aka barbara palvin'e koşarız. hah işte transfer dönemi de böyle. sen bana drogba, falcao ve sneijder gibi futbolcuların isimlerini verirsen, benim gözüm artık diğerlerini görmez.
bizler, yani galatasaray taraftarları çoğu kez işin ekonomik boyutunu düşünmeden transfer istiyor olabiliriz ama bu çok masumca çünkü takımının her zaman mücadeleci, diğer takımlardan farklı ve iyi olmasını ister. bununda transferle olabileceğini düşünür, düşünürüz bu çok doğal. hani transfer istediler ve yapılmadı diye eleştirenlere şımarık damgası vurmak çok acımasızca bence.
her türlü organizasyonlar düzenleyen bir topluluğa sahibiz. yellowfriday, greyweekend veya takımın bir antrenmanına 30 bin kişi giden insanlarız. gsstore da kötü düşünülmüş ürünler olmasına rağmen 200-250 lira veren adamlar senin benim için vermiyor, galatasaray için veriyor. galatasaray sevgisinden dolayı karda kışta yağmurda en düşük 100 lira olan biletlerle maça gidiyor. yani taraftarların bir kısmı, sırf galatasaray var diye varını yoğunu veriyor kardeşim. bu adamlar tabiki de karşılığını isteyecek. karşılığını isterken, maddi yönden değil sadece manevi yönden istiyor. bir kupayla dünyanın en mutlu insanı oluverir.
fatih terim veya yönetimi eleştiriyor diye de şımarık damgası vuramazsın çünkü kimse eleştirilelemez değildir. arda turan'ı istedi veya takımı kötü oynatıyor diye fatih terim'i eleştirenlere saygı duymak lazım. tıpkı ara transfer dönemlerini beceremiyorlar, sürekli kendilerini ön plana katıyorlar deyip mustafa cengiz yönetimini eleştirenler gibi. 9 sezonda 8 kupa dile kolay ama o günün koşullarına göre durum değerlendirilmesi yapılıyorsa bu fatih terim düşmanlığı veya fatih terimcilik olmaz. sırf bunları yapanlara şımarık deniliyorsa ohoo bir ton işimiz var.
kendi fikirlerine uymayanları yaftalamak gerçekten çok kolay bir hale gelmiş. fetöcü, hırsız, putçu, düşman, şımarık... bir sürü kavram sıralamak yerine saygı duymak çok daha kolay değil midir? işin dozunu kaçıranlar var mı, tabi ki de var ama bunlar transfer isteyenler veya herhangi birisini ölçü dahilinde eleştirenler değildir.