9045
%50 gerçek, kalan %50si rüzgara uyma amaçlı yapılan eleştirilere maruz kalan "futbolcumuz". "ya dur bugün belhanda'ya sallamadım" tarzında bir ruh hali mevcut. kar topu misali günlük belhanda başlığındaki yorumları sırasıyla okuyunca eleştiri dozunun kartopu gibi şiddetlendiğini görebiliyorsunuz. "kendini durduramama" gibi bir durum hasıl oluyor ki bunun adını da galatasaray sevgisi koyuyoruz.
bir diğer sıkıntı da aldığı para üzerinden yürüyor. nedense kulüpten çıkan para değil de futbolcuların cebine giren para bizim derdimiz oluyor. "avrupaya gitse kimse vermez" dediğimiz para. örneğin ispanyaya gitse yıllık net 2 milyon kazanacağı bir kulüp bulsa belhanda'nın o kulübe maliyeti vergi oranı yüzünden 4bucuk milyona yakın. yani belhanda'nın ispanyadaki bir kulübe maliyeti bize olan maliyeti kadar (gerçi matematiğim kötüdür yanılıyor olabilirim). bizim derdimiz gerçekten maliyeti mi? yoksa kazandığı paranın bize verdiği his mi?
oynadığı futbolu beğenmemek kişiye göre değişen bir durum. herkesin fikrine saygı duymak lazım ama öyle "eleştiri"ler okuyoruz ki insanın inanası gelmiyor.
eleştirinin şiddeti arttıkça etkisi azalır, ayarı tutturmak lazım.
bir diğer sıkıntı da aldığı para üzerinden yürüyor. nedense kulüpten çıkan para değil de futbolcuların cebine giren para bizim derdimiz oluyor. "avrupaya gitse kimse vermez" dediğimiz para. örneğin ispanyaya gitse yıllık net 2 milyon kazanacağı bir kulüp bulsa belhanda'nın o kulübe maliyeti vergi oranı yüzünden 4bucuk milyona yakın. yani belhanda'nın ispanyadaki bir kulübe maliyeti bize olan maliyeti kadar (gerçi matematiğim kötüdür yanılıyor olabilirim). bizim derdimiz gerçekten maliyeti mi? yoksa kazandığı paranın bize verdiği his mi?
oynadığı futbolu beğenmemek kişiye göre değişen bir durum. herkesin fikrine saygı duymak lazım ama öyle "eleştiri"ler okuyoruz ki insanın inanası gelmiyor.
eleştirinin şiddeti arttıkça etkisi azalır, ayarı tutturmak lazım.