1200
röportajları kaleciliğinden daha güzel olan at kuyruğu abimiz. transferinden bir ay sonra galatasaray dergisine verdiği röportajda kibar bir şekilde ben beş yaşından beri kalecilik yapıyorum demişliği vardır. icraatlarından ya da anılarından ziyade işin teknik kısmından çok bilge bir tavırla bahseder hep. kaleciler dünyasının hikmet karaman'ı da denebilir bu yönüyle kendisine...
galatasaray'a transfer olmadan önce takımında 4. kaleci idi kendisi. simovic-taffarel-mondragon-muslera akışı arasında zayıf kalsa da kesinlikle kötü bir kaleci değildi. türkiye kariyerine bir anadolu takımında hatta bursaspor'da falan başlasaydı efsane bile olabilirdi. 2008 şampiyonluğundaki performansı hakikaten şampiyonluğu getiren detaylardandı.
ama işte kabus 2010-2011 sezonunda bazı kötü biten maçlarda kalede olması, bir dönem kulüpsüz kalıp sonra yeniden sözleşme imzalanması gibi birkaç detay kötü hatırlanabilmesine yol açmaktadır. yedekliği dert etmeyen, bu alandaki eksikliği bir fırsata hatta kariyer hedefine dönüştüren enteresan bir sima idi sadece. gamsızlık ve adanmışlık arasındaki çizgide bir o yana bir bu yana gidip gelmiştir.
gönül adamı demek belki abartı olur ama kesinlikle bir görev adamıydı kendisi.
galatasaray'a transfer olmadan önce takımında 4. kaleci idi kendisi. simovic-taffarel-mondragon-muslera akışı arasında zayıf kalsa da kesinlikle kötü bir kaleci değildi. türkiye kariyerine bir anadolu takımında hatta bursaspor'da falan başlasaydı efsane bile olabilirdi. 2008 şampiyonluğundaki performansı hakikaten şampiyonluğu getiren detaylardandı.
ama işte kabus 2010-2011 sezonunda bazı kötü biten maçlarda kalede olması, bir dönem kulüpsüz kalıp sonra yeniden sözleşme imzalanması gibi birkaç detay kötü hatırlanabilmesine yol açmaktadır. yedekliği dert etmeyen, bu alandaki eksikliği bir fırsata hatta kariyer hedefine dönüştüren enteresan bir sima idi sadece. gamsızlık ve adanmışlık arasındaki çizgide bir o yana bir bu yana gidip gelmiştir.
gönül adamı demek belki abartı olur ama kesinlikle bir görev adamıydı kendisi.