1180
galatasaray futbol takımına dair tek keşke'min konusudur. uefa kupasının ellerinde yükselmemiş olması içimde bir uktedir. tugay galatasaray tarihinin en centilmen, en kibar ve en hassas isimlerinin başında gelir. malesef tugay'ı takımdan koparan şey de bu hassasiyeti ile bizim tribünlerin nobranlığının çatışması olmuştur. bugün sosyal medyada futbolcular hakkında söylenen ağza alınmayacak hakaretleri görünce, tribünlerdeki tepki insana çok naif gelse bile, o dönemde tugay'ı takımdan ayırmaya yetmişti. hafızam beni yanıltmıyorsa, sami yen'de geriye düştüğümüz bir trabzon maçında, takımın komple atakta iken verilen bir geri pası, en geride ayağının altından kaçırmış ve gol yememize neden olmuştu. o maçtan sonraki aşırı ve haksız tepkilerin bazı şeyleri koparttığını, dört sene üst üste şampiyonluk serisinin son senesinde, devre arasında iskoçya'ya gitmesinin nedeninin de temelde bu olduğunu düşünüyorum. 29 yaşında takımdan ayrıldı ve öyle bir futbol oynadı ki, ingiltere'de veda maçında onbinlerce taraftar, türk bayrakları ve tugay'ın maskeleriyle ona olan sevgilerini sunmak üzere stada geldi. 39 yaşında futbolu bıraktığında blackburn'un iki senelik kontrat teklifi masasının üstündeydi. futbolun önce para olmadığı dönemin son centilmeniydi.