22258
sürekli bahaneler arkasına sığınmaktan yorulup yorulmadığını merak ettiğim hocamız. sürekli bir gizem yaratmaktan artık vazgeçmeli. en son geldiğimiz nokta "futbolcunun geçmişine değil geleceğine para vermeliyiz" saçmalığı. hocam sen geçmişine de para veremiyorsun şu an futbolcunun. ancak maaş verebiliyorsun. geleceğine yatırım yapabileceğin futbolcuyu transfer edemiyorsun. onyekuru'yu kiralayamadın bile.
sürekli oyuncu istemesi tat kaçırdı artık. elindeki kadro gayet iyi. madem köprüyü geçene kadar sabretmeliyiz, madem uefa cezası nedeniyle 2 sene daha bu durumdayız o zaman neden ayıya dayı demiyoruz? neden köprüyü geçmeye çalışmak yerine köprüde ayıyla boğuşup duruyoruz. "eyvallah dayı" diyelim, köprüyü geçelim. sonrasına bakarız.
sorun kötü futbol filan değil. sorun kendi söyledikleriyle yaptıklarının çelişmesi. şimdi de "söyleyemediklerim var" diyor. nedir hocam söyleyemediklerin? söyle. kim engelliyor seni? sorun çıkartan oyuncu mu var? varsa söyle. kadro dışı bırak. geniş kadron var. alternatif bulursun merak etme. kimse senin sahadaki başarını engelleyen, gönder altyapıya. engelleyen kim seni? zaten takımın yarısı kiralık. devre arasında "ben bunu istemiyorum alın geri" desen takımları alır, merak etme. zira gayet iyi oyuncular bunlar.
bir de kinayeli kinayeli "bunları yönetemiyorsam sorun bende demek ki" diyor. elbette sende hocam. yönetici sensin. florya'da senden izinsiz çişe gidemez insanlar. demek ki antremanlarda ayak tenisinden fazlasını yapman gerekiyor. demek ki antremanları tribünden izleyerek hasan ve ümit'e yaptırmaman, kendinin sahaya inmesi gerekiyor. demek ki "çalışmaya gerek mi var, benim söylemem olması için yetmeli" düşüncesi işe yaramıyor.
galatasaray'ın geleceği, türk futbolunun hali, eksikler ve yapılması gerekenler filan bunlar güzel şeyler. ama hocam bunlar senin galatasaray teknik direktörü olarak görevlerin içerisinde değil. sen galatasaray'ın teknik direktörüsün ve öncelikle galatasaray'ın mevcut durumunu düzeltmen lazım. sonra kurtarırsın türk futbolunu.
sürekli oyuncu istemesi tat kaçırdı artık. elindeki kadro gayet iyi. madem köprüyü geçene kadar sabretmeliyiz, madem uefa cezası nedeniyle 2 sene daha bu durumdayız o zaman neden ayıya dayı demiyoruz? neden köprüyü geçmeye çalışmak yerine köprüde ayıyla boğuşup duruyoruz. "eyvallah dayı" diyelim, köprüyü geçelim. sonrasına bakarız.
sorun kötü futbol filan değil. sorun kendi söyledikleriyle yaptıklarının çelişmesi. şimdi de "söyleyemediklerim var" diyor. nedir hocam söyleyemediklerin? söyle. kim engelliyor seni? sorun çıkartan oyuncu mu var? varsa söyle. kadro dışı bırak. geniş kadron var. alternatif bulursun merak etme. kimse senin sahadaki başarını engelleyen, gönder altyapıya. engelleyen kim seni? zaten takımın yarısı kiralık. devre arasında "ben bunu istemiyorum alın geri" desen takımları alır, merak etme. zira gayet iyi oyuncular bunlar.
bir de kinayeli kinayeli "bunları yönetemiyorsam sorun bende demek ki" diyor. elbette sende hocam. yönetici sensin. florya'da senden izinsiz çişe gidemez insanlar. demek ki antremanlarda ayak tenisinden fazlasını yapman gerekiyor. demek ki antremanları tribünden izleyerek hasan ve ümit'e yaptırmaman, kendinin sahaya inmesi gerekiyor. demek ki "çalışmaya gerek mi var, benim söylemem olması için yetmeli" düşüncesi işe yaramıyor.
galatasaray'ın geleceği, türk futbolunun hali, eksikler ve yapılması gerekenler filan bunlar güzel şeyler. ama hocam bunlar senin galatasaray teknik direktörü olarak görevlerin içerisinde değil. sen galatasaray'ın teknik direktörüsün ve öncelikle galatasaray'ın mevcut durumunu düzeltmen lazım. sonra kurtarırsın türk futbolunu.
