75
2019|2020 sezonuna başlarken, rizespor maçından itibaren, hatta daha federasyon ve kurullar oluşturulurken (nisan 2019) neler olduğunu bir düşünelim.
önce kurullardan başlayalım; federasyon başkanlığı’na eski fenerbahçe ikinci başkanı nihat özdemir, mhk başkanlığı’na eski bjk kaptanı ve ali yıldırım koç’un taşeronu zekeriya alp, mhk başkanvekililiğine de fanatik fenerbahçeli oğuz sarvan getirilmiş demiyorum yerleştirilmiş, pfdk ve tahkim kuruluna ise fenerbahçeli ve beşiktaşlı avukatlar yerleştirilmiş.
rizespor başkanı galatasaray’a öfke kusarken, “tabancam olsa hakemi vururdum” derken, (aslında tabancasının olduğunu ve maç esnasında açıkça hakemi vurmakla tehdit ettiğini, maç sonunda sorulunca da kıvırarak söylemini hafiflettiğini belirtelim) sadece uyarı cezası almış, sezon boyunca hakkı yenen galatasaray lehine hata yapan, yaptığı iddia olunan iki hakem afaroz edilip galatasaray’ı doğrayan hakemler ödüllendirilmiş, ali yıldırım koç-nihat özdemir-fikret orman-erol bedir-göksel gümüşdağ işbirliği her alanda devam etmiş, galatasaray’a transfer çalımı atmak ve psikolojik savaşta üstünlük kurmak için, türk futbol tarihinde ilk kez olan iki olay gerçekleşmiş, bir kulüp başkanı sahip olduğu şirketler vasıtasıyla rakibi iki kulübe sponsor olmuş yetmemiş galatasaray’a verilmeyen futbolcu fenerbahçe’ye bedava gönderilmiş.
peki bunlarla iş bitmiş mi? tabi ki hayır. daha ilk maçta kırmızı ve sarı kartlar havalarda uçuşmuş, fatih terim’in dozunda yaptığı aeleştiriler bahane edilerek önce dört sonra lütfedip üç maç ceza verilmiş, geçen sezon ortasında arabistan’a transfer edilen rodrgues’in hülle yolu ile ve federasyon başkanı nihat özdemir’in ortağı olduğu bir şirket vasıtasıyla transfer edildiği ve sonra da fenerbahçe’ye aktarıldığı, hatta yamyam arap kulübünün ödemesi gereken beş milyon euro’yu hala ödemediği ortaya çıkmış, ikinci başkanımız abdurrahim albayrak’a kumpas kurulmuş, telefon numarası bir meczuba (deli) verilerek o transfer hengamesinde ağır hakaretlere maruz bırakılmış, a. albayrak dayanamayıp cevap verince yapılan kayıt sosyal medyada yayınlanmış vesaire vesaire.
şimdi bu kadar organize ve profesyonel kötülüğü ben görüyorum da fatih terim görmüyor mu? fatih terim bunların ciğerini bilir hem de türkiye’deki herkesten daha iyi bilir. fatih terim bunları bilecek de söylemeyecek mi? tabi ki söyleyecek hem de bağıra bağıra söyleyecek ama onu da susturmak için ellerindeki yargı kılıcını acımasızca kullandılar kullanacaklar. işte fatih terim bütün bu adaletsizlikleri ve haksızlıkları açık etmiş, bütün türkiye’nin gözleri önüne sermiştir.
şimdi ilahi adalet bütün bu olanların neresinde diye soracaksınız? hemen söyleyeyim;
yedi puan aldığımız son üç maçımıza bir bakın. yeterince iyi oynadık mı hayır. peki rakiplerin koşu mesafesinde rekor kırdığı bu maçlarda nasıl aldık bu yedi puanı? tamamen ilahi adaletin tecellisi olarak attığımız üç golle. her üç şut da gol olmayacak şutlar olmasına rağmen, rakip futbolcuların ayağına çarpıp kalecileri terse düşürerek gol oldu. bunu herhangi bir insan ayarlayabilir mi? isteyerek yapabilir mi? asla yapamaz. işte ilahi adalet diyor ki, size inkar edemeyeceğiniz, görmezden gelemeyeceğiniz öyle pozisyonlar yaratırım ki ağzınız açık kalır.
yine hakemlerin taraflı olduğunu ve galatasaray’ı doğramak için hareket ettiğini bütün türkiye’nin gözleri önüne seren birçok pozisyon yaşandı.
bunlardan birincisi konyaspor maçında seri’nin kırmızı kart gördüğü pozisyon ile beşiktaş rizespor maçında nkoudu’nun sarı kart gördüğü pozisyon. pozisyonlar tamı tamına birbirinin aynı ama seri’ye hem de var kullanılarak kırmızı verilirken, beşiktaşlı futbolcu’ya sarı kart.
emre mor’a kayserispor maçında arkadan yaptığı basit bir harekete komik bir ikinci sarıdan kırmızı verilirken, trabzonspor maçında rakibini arkadan bir dakika boyunca tutan fenerbahçeli futbolcuya yeşil kart.:)
galatasaraylı futbolculara her iki faulde bir sarı kart çıkarılırken, rakiplere on pozisyonda sadece bir sarı kart çıkarılması. galatasaraylı üç futbolcuya kırmızı çıkarılırken rakiplerimize sıfır kırmızı kart çıkarılması. hem de faul sayıları bire-iki fazla sayıda iken.
bütün bu olanlar tüm türkiye’de galatasaray’a karşı nasıl bir organizasyon kurulduğunu çok net bir şekilde ortaya çıkarmış ve görmek istemeyen gözlere dahi sokmuştur. nitekim fanatik ve amigo olmayan tüm futbol yorumcuları bunu açıkça ifade etmiştir etmektedir.
daha neler neler var ama uzatmak istemiyor, özetle şunu söylemek istiyorum. bu adaletsizlikler yapılmaya devam edecek öyle görünüyor, ancak ilahi adalet de hükmünü icra edecek o da öyle görünüyor. yani siz yılmadan mücadele ederseniz ilahi adalet hep yanınızda olur. yani allah imhal eder (mehil verir) ama asla ihmal etmez. dolayısıyla bütün bu olup bitenleri unutmadan ve şeytanları taşlamayı bırakmadan yolumuza devam etmeliyiz. biz şeytanları taşlarken, fatih hoca ve yönetim takımın psikolojisini, kondisyonunu ve motivasyonunu en yüksek seviyeye çıkarmalı. bu konuya odaklanmalı. çünkü gerçekten şu anda birinci önceliğimiz bu.
önce kurullardan başlayalım; federasyon başkanlığı’na eski fenerbahçe ikinci başkanı nihat özdemir, mhk başkanlığı’na eski bjk kaptanı ve ali yıldırım koç’un taşeronu zekeriya alp, mhk başkanvekililiğine de fanatik fenerbahçeli oğuz sarvan getirilmiş demiyorum yerleştirilmiş, pfdk ve tahkim kuruluna ise fenerbahçeli ve beşiktaşlı avukatlar yerleştirilmiş.
rizespor başkanı galatasaray’a öfke kusarken, “tabancam olsa hakemi vururdum” derken, (aslında tabancasının olduğunu ve maç esnasında açıkça hakemi vurmakla tehdit ettiğini, maç sonunda sorulunca da kıvırarak söylemini hafiflettiğini belirtelim) sadece uyarı cezası almış, sezon boyunca hakkı yenen galatasaray lehine hata yapan, yaptığı iddia olunan iki hakem afaroz edilip galatasaray’ı doğrayan hakemler ödüllendirilmiş, ali yıldırım koç-nihat özdemir-fikret orman-erol bedir-göksel gümüşdağ işbirliği her alanda devam etmiş, galatasaray’a transfer çalımı atmak ve psikolojik savaşta üstünlük kurmak için, türk futbol tarihinde ilk kez olan iki olay gerçekleşmiş, bir kulüp başkanı sahip olduğu şirketler vasıtasıyla rakibi iki kulübe sponsor olmuş yetmemiş galatasaray’a verilmeyen futbolcu fenerbahçe’ye bedava gönderilmiş.
peki bunlarla iş bitmiş mi? tabi ki hayır. daha ilk maçta kırmızı ve sarı kartlar havalarda uçuşmuş, fatih terim’in dozunda yaptığı aeleştiriler bahane edilerek önce dört sonra lütfedip üç maç ceza verilmiş, geçen sezon ortasında arabistan’a transfer edilen rodrgues’in hülle yolu ile ve federasyon başkanı nihat özdemir’in ortağı olduğu bir şirket vasıtasıyla transfer edildiği ve sonra da fenerbahçe’ye aktarıldığı, hatta yamyam arap kulübünün ödemesi gereken beş milyon euro’yu hala ödemediği ortaya çıkmış, ikinci başkanımız abdurrahim albayrak’a kumpas kurulmuş, telefon numarası bir meczuba (deli) verilerek o transfer hengamesinde ağır hakaretlere maruz bırakılmış, a. albayrak dayanamayıp cevap verince yapılan kayıt sosyal medyada yayınlanmış vesaire vesaire.
şimdi bu kadar organize ve profesyonel kötülüğü ben görüyorum da fatih terim görmüyor mu? fatih terim bunların ciğerini bilir hem de türkiye’deki herkesten daha iyi bilir. fatih terim bunları bilecek de söylemeyecek mi? tabi ki söyleyecek hem de bağıra bağıra söyleyecek ama onu da susturmak için ellerindeki yargı kılıcını acımasızca kullandılar kullanacaklar. işte fatih terim bütün bu adaletsizlikleri ve haksızlıkları açık etmiş, bütün türkiye’nin gözleri önüne sermiştir.
şimdi ilahi adalet bütün bu olanların neresinde diye soracaksınız? hemen söyleyeyim;
yedi puan aldığımız son üç maçımıza bir bakın. yeterince iyi oynadık mı hayır. peki rakiplerin koşu mesafesinde rekor kırdığı bu maçlarda nasıl aldık bu yedi puanı? tamamen ilahi adaletin tecellisi olarak attığımız üç golle. her üç şut da gol olmayacak şutlar olmasına rağmen, rakip futbolcuların ayağına çarpıp kalecileri terse düşürerek gol oldu. bunu herhangi bir insan ayarlayabilir mi? isteyerek yapabilir mi? asla yapamaz. işte ilahi adalet diyor ki, size inkar edemeyeceğiniz, görmezden gelemeyeceğiniz öyle pozisyonlar yaratırım ki ağzınız açık kalır.
yine hakemlerin taraflı olduğunu ve galatasaray’ı doğramak için hareket ettiğini bütün türkiye’nin gözleri önüne seren birçok pozisyon yaşandı.
bunlardan birincisi konyaspor maçında seri’nin kırmızı kart gördüğü pozisyon ile beşiktaş rizespor maçında nkoudu’nun sarı kart gördüğü pozisyon. pozisyonlar tamı tamına birbirinin aynı ama seri’ye hem de var kullanılarak kırmızı verilirken, beşiktaşlı futbolcu’ya sarı kart.
emre mor’a kayserispor maçında arkadan yaptığı basit bir harekete komik bir ikinci sarıdan kırmızı verilirken, trabzonspor maçında rakibini arkadan bir dakika boyunca tutan fenerbahçeli futbolcuya yeşil kart.:)
galatasaraylı futbolculara her iki faulde bir sarı kart çıkarılırken, rakiplere on pozisyonda sadece bir sarı kart çıkarılması. galatasaraylı üç futbolcuya kırmızı çıkarılırken rakiplerimize sıfır kırmızı kart çıkarılması. hem de faul sayıları bire-iki fazla sayıda iken.
bütün bu olanlar tüm türkiye’de galatasaray’a karşı nasıl bir organizasyon kurulduğunu çok net bir şekilde ortaya çıkarmış ve görmek istemeyen gözlere dahi sokmuştur. nitekim fanatik ve amigo olmayan tüm futbol yorumcuları bunu açıkça ifade etmiştir etmektedir.
daha neler neler var ama uzatmak istemiyor, özetle şunu söylemek istiyorum. bu adaletsizlikler yapılmaya devam edecek öyle görünüyor, ancak ilahi adalet de hükmünü icra edecek o da öyle görünüyor. yani siz yılmadan mücadele ederseniz ilahi adalet hep yanınızda olur. yani allah imhal eder (mehil verir) ama asla ihmal etmez. dolayısıyla bütün bu olup bitenleri unutmadan ve şeytanları taşlamayı bırakmadan yolumuza devam etmeliyiz. biz şeytanları taşlarken, fatih hoca ve yönetim takımın psikolojisini, kondisyonunu ve motivasyonunu en yüksek seviyeye çıkarmalı. bu konuya odaklanmalı. çünkü gerçekten şu anda birinci önceliğimiz bu.