28
(bkz: #2156904)
şiir kitabı çıkmış, günümüz türkiye'sini aşmış bir insan evladı.
--- alıntı ---
pazar sabahı
haftanın yorgunluğuyla uykumu alamadan kalktım
jennifer aniston gibi duran yatağı bırakıp
sonrasında iş için yola çıktım
bir pazar sabahı hava açıktı
birilerini zengin etmek için uyandım
herkese günaydın artık uyananın
trafik sıkışık gene geç kaldım
bak patron gene yanıldı yalanın
her gün aynı yolu gidip gelirken
birden durup sordum kendi kendime
metrobüsün farkı ne köle gemilerinden
onlar esirdi biz hür irademizler
durakta bir dayı yorgun yaşlı
3 liralık dolum dedi 5 lira uzattı
elleri titrek ve avuçları nasırlı
umutları görünmeyecek kadar uzaktı
emek bedava ekmek pahalı
görmedim daha karşılığını alanı
nefes almak dışında her şey pahalı
kimisi bahşiş verir senin ayda kazandığını
sistem üzerine kurulu sömürünün
her sabah yaşıyoruz bu kısır döngüyü
siyasetçiler her fırsatta övdüğün
muhtaç ederler ne varsa sövdüğün
--- alıntı ---
öncelikle tarzı çok hoş. ne cemal süreya gibi serbestliğin-kafiyesizliğin dibine vurmuş ne de kalıplarda sıkışıp kalmış. ben de bir şiir düşkünü-yazarı olduğum için
tunnel vision'un emeklerini, yazarkenki hislerini çok iyi anlayabiliyorum.
bazen saat gecenin 3'ü olmuştur ve aklına bir satır gelir. kıvılcımlar çakmışken potansiyel bir yangın sönsün istemez hemen kalemin dibinde bulursun kendini.
bazen bir şarkı çalar arka planda, bazen yaşlarını tutamazsın.
şiirle yaşamak ne demek biliyor musunuz? insanların üzgün suratlarını gördüğünde senin de yüzünün düşmesi, ihtiyar bir insanla aynı duyguları hissedebilme yeteneği, bir çocukla konuşurken onun masumiyetini en derininden yaşayabilmektir. şiirlere sahip çıkamazsak geriye neyimiz kalır ha?
çaresiz kalınan zamanların panzehiridir şiir, elinden kağıt kalemi alınmış bir şair eminim ki yaşayamaz. çünkü şairler yalnızdır genellikle. derdini dökebildiği şeyse bir adet kağıttan başkası olamaz. tüm günümü şiir yazmaya harcadığım oldu benim de, demek vaktinde öyle dolmuşuz. ya şiir yazamasaydık, korkulacak iş bu korkulacak. çünkü şiir yazanlar bilir ki şairler kahramandır! adaletsizliğin, hırsızlığın, zulmün, hastalıkların, acıların gırla gittiği dünyayı yazdıklarıyla kurtarmış olan kahramanlar... elbette kendi çapımızda.
onun için bir şiir kitabı hazırlamak büyük iş, en büyüğünden. harcanan zamanı tahmin edebiliyorum. tunnel vision'un kitabı 57 sayfadan oluşuyormuş.
sayfa başı minimum 1 saatin gitmesi demektir. ancak bu süre kelimelerin akla yıldırım hızıyla düşmesi halinde geçer. kalem kağıtın veya bilgisayar'ın başındaki vaktin en fazla 5'te 1'i verimlidir.
hatırı sayılır bir şiir kısacası ortalama 2-3 saati bulabilir. tabii ki bu değişedebilir. tahmini
171 saat. en az!
yani 171 saat acı çekmek demektir bu. hislerinin içinde boğulmak demek. kendi kendini boğmak veya belki de bir boğuntudan kurtulmaya çalışmak...
ellerine, emeğine, hislerine sağlık.
okumak için sabırsızlanıyorum.
şiir kitabı çıkmış, günümüz türkiye'sini aşmış bir insan evladı.
--- alıntı ---
pazar sabahı
haftanın yorgunluğuyla uykumu alamadan kalktım
jennifer aniston gibi duran yatağı bırakıp
sonrasında iş için yola çıktım
bir pazar sabahı hava açıktı
birilerini zengin etmek için uyandım
herkese günaydın artık uyananın
trafik sıkışık gene geç kaldım
bak patron gene yanıldı yalanın
her gün aynı yolu gidip gelirken
birden durup sordum kendi kendime
metrobüsün farkı ne köle gemilerinden
onlar esirdi biz hür irademizler
durakta bir dayı yorgun yaşlı
3 liralık dolum dedi 5 lira uzattı
elleri titrek ve avuçları nasırlı
umutları görünmeyecek kadar uzaktı
emek bedava ekmek pahalı
görmedim daha karşılığını alanı
nefes almak dışında her şey pahalı
kimisi bahşiş verir senin ayda kazandığını
sistem üzerine kurulu sömürünün
her sabah yaşıyoruz bu kısır döngüyü
siyasetçiler her fırsatta övdüğün
muhtaç ederler ne varsa sövdüğün
--- alıntı ---
öncelikle tarzı çok hoş. ne cemal süreya gibi serbestliğin-kafiyesizliğin dibine vurmuş ne de kalıplarda sıkışıp kalmış. ben de bir şiir düşkünü-yazarı olduğum için
tunnel vision'un emeklerini, yazarkenki hislerini çok iyi anlayabiliyorum.
bazen saat gecenin 3'ü olmuştur ve aklına bir satır gelir. kıvılcımlar çakmışken potansiyel bir yangın sönsün istemez hemen kalemin dibinde bulursun kendini.
bazen bir şarkı çalar arka planda, bazen yaşlarını tutamazsın.
şiirle yaşamak ne demek biliyor musunuz? insanların üzgün suratlarını gördüğünde senin de yüzünün düşmesi, ihtiyar bir insanla aynı duyguları hissedebilme yeteneği, bir çocukla konuşurken onun masumiyetini en derininden yaşayabilmektir. şiirlere sahip çıkamazsak geriye neyimiz kalır ha?
çaresiz kalınan zamanların panzehiridir şiir, elinden kağıt kalemi alınmış bir şair eminim ki yaşayamaz. çünkü şairler yalnızdır genellikle. derdini dökebildiği şeyse bir adet kağıttan başkası olamaz. tüm günümü şiir yazmaya harcadığım oldu benim de, demek vaktinde öyle dolmuşuz. ya şiir yazamasaydık, korkulacak iş bu korkulacak. çünkü şiir yazanlar bilir ki şairler kahramandır! adaletsizliğin, hırsızlığın, zulmün, hastalıkların, acıların gırla gittiği dünyayı yazdıklarıyla kurtarmış olan kahramanlar... elbette kendi çapımızda.
onun için bir şiir kitabı hazırlamak büyük iş, en büyüğünden. harcanan zamanı tahmin edebiliyorum. tunnel vision'un kitabı 57 sayfadan oluşuyormuş.
sayfa başı minimum 1 saatin gitmesi demektir. ancak bu süre kelimelerin akla yıldırım hızıyla düşmesi halinde geçer. kalem kağıtın veya bilgisayar'ın başındaki vaktin en fazla 5'te 1'i verimlidir.
hatırı sayılır bir şiir kısacası ortalama 2-3 saati bulabilir. tabii ki bu değişedebilir. tahmini
171 saat. en az!
yani 171 saat acı çekmek demektir bu. hislerinin içinde boğulmak demek. kendi kendini boğmak veya belki de bir boğuntudan kurtulmaya çalışmak...
ellerine, emeğine, hislerine sağlık.
okumak için sabırsızlanıyorum.
