• 90
    favorimdir. tenise nicolai davydenko izleyerek baslayan biriyim. bundan 10-15 sene öncesi, roddick ve davydenko tv'de oldu mu maçlarını kaçırmazdım. ama bir bela vardı ki basimizda ismi federer. adam kazanılacak ne varsa kazandı, adeta bir jordan, bir messiydi tenis için. ama onu sevemedim, bir seyler fazlaydı hep onda.

    en büyük rakibi nadal'dı ama o da iticiydi. base-line'dan ayrılmayan oyunu, defansta her topa yetismesi sinirimi bozuyordu. bi de djokovic vardı. ilk baslarda ortalama bir tenisciydi. komik adamdı, yaptığı şaklabanlıklar herkesin favorisydi. ama birden bire bir şey oldu, djokovic bir makineye dönüştü. bırakın maç kaybetmeyi, hiç bir turnuvayı bile kaybetmiyor, dünyanın bir ucundan bir ucuna tüm turnuvalara gidiyordu. (ben hala nole'nin performans artirici kullandigini iddia ediyorum, er ya da gec ortaya çikar.)

    murray. genç yağız bir delikanlı. aklınızın alamayacağı kadar çok çalışıyordu. günde belki 8 belki 10 saat. ee kolay mı diğer 3 canavarı alt etmek. olmuyordu ama bi türlü, hep finallerde, yarı finallerde düşüyordu. 2012 yazı wimbledon finali sonrası döktüğü göz yaşları tüm britanya'yı hüzne boğmuştu. murray artık bir şeyler yapmak zorundaydı.. ve o gün geldi çattı. wimbledon finalinde kazanan vuruşu yaptıktan sonra andy, tarihi yazmaya başlıyordu. 80 küsür sene sonra bir wimbledon kazanabilen ilk britanyalı.. her şey bir anda hızlandı bu zaferle. evet djokovic kazanmaya devam ediyordu ama andy pes etmedi, hep daha cok calıstı ve daha cok istedi. ve istediği her şeyi elde etti.

    artık olgunluk çağına gelen murray, kariyerinin zirversine 30 yaşında ulaşabildi. dünya sıralamasında bir numara ulaşan öldürücü back-hand, çok daha büyük bir unvanı 2016 sene sonuna gelindiğinde kraliyet ailesinden alacaktı..

    sir andy murray. en iyi aktif tenisci. bahtın açık olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın