292
gençlerbirliği maçında olduğu gibi, önceki maçlarımızda da birçok maçın bu kadar zor geçmesinin belli başlı bazı sebeplerine dair çözüm önerilerimi sıralamak isterim.
1- en az bir tane uzun boylu, hava hakimiyeti olan güçlü bir stoperimiz olsa, yan toplarda ve hava toplarında bu kadar sıkıntı yaşamayız.
(bkz: joost van aken) - uzun boylu, hava hakimiyeti olan, üstelik solak stoper.
zaten serdar aziz'i neden aldık ki? hiç anlayamadım bunu.
2- oyundan düşen orta saha. önceki maçlara göre nispeten biraz kıpırdayan selçuk inan halen yeterli performansı göstermiyor. performansını biraz daha arttırmalı. antalya maçındaki frikik golünden sonra yeniden ümitlenmiştim. hala ümidimi yitirmedim ama sanırım bunun olması için selçuk'u tehdit edecek bir merkez orta saha oyuncusuna ihtiyacımız var. (bkz: benjamin andre) - pres yapan, top kapan, orta boylu bir oyuncu olmasına rağmen hava hakimiyeti de olan, etkili bir oyuncu.
selçuk; de jong ve hamit'in kendisini kesemeyeceğini, josue'nin ise o pozisyon için fazla yumuşak kalacağını biliyor.
3- çift forvetli oyun sistemi. podolski form tutunca eren'le birlikte çift forvet oynarlar diye tahmin ediyorum, ki bence de olması gereken bu. bu sayede rakibi çıkartmamak, önde baskıyı daimi kılmak, bu sayede baskı yememek ve takım savunmasının zaafiyet vermesini azaltmak veya tamamen önlemek.
15 ekim 2016 gençlerbirliği galatasaray maçı'nı kazandığımız için mutluyum, çünkü uzun yıllardır gençlerbirliği deplasmanı bize ters gelen ve genelde puan kaybettiğimiz bir deplasman idi. burayı kayıpsız geçmek şampiyonluk yolundaki en önemli adımlardan biri idi. nedense feldkamp'lı ve cevat güler hoca ile tamamladığımız sezon aklıma geldi. o sezon da yanlış hatırlamıyorsam ligin bitimine 7 hafta kala çok zor bir gençlerbirliği deplasmanını kazanıp sonraki haftalarda da seriyi sürdürüp şampiyon olmuştuk.
bence önemli bir deplasmanı kayıpsız geçtik. iyi oynamasak da kazandık. buna sevinelim, ve önümüzdeki haftalarda daha iyi futbol için sabredip bekleyelim.
bu bir geçiş dönemi, bunu unutmamak gerek. sabırla bekliyorum devre arası transfer dönemini.
1- en az bir tane uzun boylu, hava hakimiyeti olan güçlü bir stoperimiz olsa, yan toplarda ve hava toplarında bu kadar sıkıntı yaşamayız.
(bkz: joost van aken) - uzun boylu, hava hakimiyeti olan, üstelik solak stoper.
zaten serdar aziz'i neden aldık ki? hiç anlayamadım bunu.
2- oyundan düşen orta saha. önceki maçlara göre nispeten biraz kıpırdayan selçuk inan halen yeterli performansı göstermiyor. performansını biraz daha arttırmalı. antalya maçındaki frikik golünden sonra yeniden ümitlenmiştim. hala ümidimi yitirmedim ama sanırım bunun olması için selçuk'u tehdit edecek bir merkez orta saha oyuncusuna ihtiyacımız var. (bkz: benjamin andre) - pres yapan, top kapan, orta boylu bir oyuncu olmasına rağmen hava hakimiyeti de olan, etkili bir oyuncu.
selçuk; de jong ve hamit'in kendisini kesemeyeceğini, josue'nin ise o pozisyon için fazla yumuşak kalacağını biliyor.
3- çift forvetli oyun sistemi. podolski form tutunca eren'le birlikte çift forvet oynarlar diye tahmin ediyorum, ki bence de olması gereken bu. bu sayede rakibi çıkartmamak, önde baskıyı daimi kılmak, bu sayede baskı yememek ve takım savunmasının zaafiyet vermesini azaltmak veya tamamen önlemek.
15 ekim 2016 gençlerbirliği galatasaray maçı'nı kazandığımız için mutluyum, çünkü uzun yıllardır gençlerbirliği deplasmanı bize ters gelen ve genelde puan kaybettiğimiz bir deplasman idi. burayı kayıpsız geçmek şampiyonluk yolundaki en önemli adımlardan biri idi. nedense feldkamp'lı ve cevat güler hoca ile tamamladığımız sezon aklıma geldi. o sezon da yanlış hatırlamıyorsam ligin bitimine 7 hafta kala çok zor bir gençlerbirliği deplasmanını kazanıp sonraki haftalarda da seriyi sürdürüp şampiyon olmuştuk.
bence önemli bir deplasmanı kayıpsız geçtik. iyi oynamasak da kazandık. buna sevinelim, ve önümüzdeki haftalarda daha iyi futbol için sabredip bekleyelim.
bu bir geçiş dönemi, bunu unutmamak gerek. sabırla bekliyorum devre arası transfer dönemini.