10
cevabı çok basittir. hepsinin egoları öyle tavan yaptı ki iyi bir takım olarak kazandıkları kupaların ardından bireysel olarak dünya yıldızı olduklarını düşünmeye başladılar. türk futbolunda hiç yapılmamış olanı yapmak her şeyin en iyisini onların bildiği algısı oluşturdu hem kendilerinde hem kamuoyunda. ne futbolu tadında bırakabildiler, ne son senelerinde güzel hatırlandılar. egoları öylesine büyüdü ki onlara futbol hayatlarının sonuna kadar kucak açmalıydı galatasaray. galatasaray bunu yapmadığı için de kuyruk acıları devam etmektedir. sürekli galatasaray eleştirmelerinin sebebi budur. yerli seviciliği yapmalarının sebebi budur. içten içe kendilerinin dünya yıldızı olmadıklarının farkındalar (hakan şükür'ü tenzih ediyorum), taraftar da farkında her şeyin. hagi, taffarel, popescu gibi oyuncular olmadıklarını biliyorlar. ama onlar kadar saygı hatta daha fazla saygı bekliyorlar. egoları galatasaray'ın üstüne çıktığında anadolu takımlarında kim ne yapabildi? hakan ünsal? ergün? okan? vaktiyle bırakıp tam anlamıyla efsane olmayı bile beceremedi çoğu. hala kendilerini üstün gördüklerine eminim. hagi'nin bu kadar sevilmesini kaldıramadıklarına eminim. bu üstün görmeleri teknik direktörlük kariyerlerinde de yollarını tıkıyor. kendilerini geliştirmek için hiçbir çaba göstermediğine eminim çoğunun. çünkü kendileri türkiye'nin yetiştirdiği en büyük başarıları kazanmış oyuncular, nasıl bilmesinler? onlardan iyi kim bilecek ki? ben şaşırmıyorum açıkçası iyi teknik direktör olamamalarına. daha doğrusu futbolu bilmiyorlarmış gibi geliyor. aklı başında insanın yapmayacağı yorumlar yapıyorlar. kendilerinin gördüğü en büyük teknik direktör fatih terim'in çok çok başarısız birer kopyası olmaktan ileri gidemiyorlar, gidemeyecekler. beni hayal kırıklığına uğratan sadece tugay ve ümit davala'dır şu ana kadar. hagi'nin o kadar da başarısız bir teknik direktör olduğunu düşünmüyorum özellikle romanya'da yaptığı işleri çok beğeniyorum.