• 9561
    normalde maç sonraları saat 00.00'a kadar girmediğim platformdur. ancak bugün maçtan sonra kayışdağı'ndan beylerbeyi'ne gittiğim için yolda bulunduğum süre zarfında maç ve dahası hakkında yazılanları okudum.

    kayışdağı'ndan bindiğim otobüs çok havasızdı ve eskiydi. burnuma kötü kokular geldi ve başım ağrıdı. üstüne bir de burada yazılan bazı yazıları okuyunca çok kötü oldum, alaksız bir durakta kendimi otobüsten dışarıya zor attım ve uzun bir süre boyunca yürüdüm. yürüyünce biraz rahatladım ve midemin bulantısı azaldı. düşündüm, "insanlar neden böyle? ülke, dünya neden böyle bir yer? düzelir mi yoksa gittikçe daha mı kötü olur?" diye.ünalan'da metronun tuvaletine girdim. aynaya bir baktım rengim atmış. ceketimi çıkardım, elimi yüzümü yıkadım, biraz rahatladım.

    sonra tuvaletten çıktım. ünalan durağı'nda yürürken sivasspor maçından gelen galatasaralılar ile karşılaştım. en küçüğü 17-18 en büyüğü 30-35 yaşlarında olan bir grup taraftarımız bir futbolcu hakkında bağıra bağıra çok iğrenç kelimeler kullanıyorlardı. tekrar midem bulanmaya başladı. dışarıya zor çıktım ve kuzenimi aradım. "ben kötüyüm. gel beni al" diye. adam neden diye bile sormadan arabaya atlamış ve geldi aldı beni sağ olsun. iyi insanlar da var yani, hiç yok değil. kendisi fenerbahçelidir bu arada. geçenlerde burada "hiçbir fenerbahçeli'nin ölümüne üzülmem" yazan bir entry okumuştum.

    her şey üst üste mi gelir yoksa iç içe midir bilinmez. bunları yazmadan önce de bir karar aldım. bugünden itibaren bir süre boyunca (belki 2 hafta, belki 2 ay, belki takım puan farkını kapatana kadar) sözlüğe takım ve futbolcular hakkında sadece teknik taktik detaylar hakkındaki fikirlerimi yazacağım. bundan başka da avrupa futbolu ve milli takımlar hakkındaki fikirlerimi yazacağım. bireysel konular, taraftar yada futbolcu özelindeki olaylar için tek kelime yorum yapmayacağım.

    bunu bir tepki, bir yakınma, bir yılma gibi düşünebilirsiniz. ismini ben de bilmiyorum. bir olay hakkında buraya kendi fikrimi, yorumumu yazmak içimden gelmiyor. bazı yazarlar "çok da umrumdaydın" diyebilir. ama ben hem umurunda olanlar hem de olmayan için söylüyorum bunu. yorumlarımı yazdığım yazılarımı beğenen, beğenip destan yazdıklarım kısmına girmesini sağlayan ve bana mesajla geri dönüş yapan kıymetli yazar arkadaşlar oldu her zaman. bana ve yazılarıma değer verdikleri için onlara teşekkkür ediyorum. mesajlara, konuşmaya fikir alış-verişine her zaman açığım. twitter, facebook'tan falan da ekleşebiliriz.

    bugüne kadar kimseyi engellemedim. bazen çok sinirlenip beynim tüttüğünde engellemek istedim ama nasıl yapacağımı bilmediğimi fark edince kimseyi engellememeye karar verdim. çünkü engellemek, görmezden gelmek bir çözüm değil. her yazılanı, her söyleneni "belki de doğrudur" diye düşünerek değerlendirdim. bir daha izledim, bir daha araştırdım. lakin bazen öyle şeyler okuyorum ki her zaman saygıyı ön planda tutan birisi olmama rağmen bana yakışmayan şeyler yazıyorum mesaja ya da başlığa ama yollamıyorum. 3-5 dakika sonra sakinleşince okuyup siliyorum. belli ki herkes benim gibi yapamıyor.

    son olarak; sözlüğü daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan arkadaşları biliyorum. umarım başarılı olursunuz, oluruz. bu konuda üzerime düşen neyse yaparım.

    saygılar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın