594
fatih terim gittikten sonra bayağı bayağı düşmüş olan hattır. her rakibin gol atabileceği bir savunma hattı oldular.
riera-semih-dany-eboue'den
hakan-semih-chedjou-eboue'ye oradan da ;
telles-semih-chedjou-sabri'ye oradan da ;
carole-hakan-chedjou-sabri'ye evrilmiştir.
birer birer ele alacak olursak ;
sol bekte 4 sezon boyunca sabit birisi durmamış ve sürekli değişim olmuş. negatif yöndeki gelişmeyse iyi olduğumuz zamanlardan şimdiye kadar ki fark olan tecrübeli isimden, tecrübesiz isimlere kaymamız olmuş. demek ki sol bek'e ya ölüsü bile iş yapan tecrübeli birisini monte etmeliyiz ya da adam akıllı gerçekten de olmuş diyebileceğimiz bir sol bek koymalıyız.
stoper ikilisine baktığımızda fazla değişkenlik olmadığını görüyoruz. ilk 3 yıl semih, son 3 yıl chedjou düzenli forma giymekte. farklı özellikte stoperler olmadıklarını da söyleyelim. tek fark bomba diye nitelendirdiğimiz dany yanındaki eşinden daha hızlı olduğu için ve eksiklerini giderebiliyordu ve muhtemelen bu yüzden daha başarılı oldular.
sağ beke gelecek olursak. öncelikle allah sabri'nin belasını versin :( * emirates'te yendiğimiz arsenal'in artık beğenmediği, yerlerde yatan eboue bile tecrübesiyle çok iş yaptı ve bizi iyi şımarttı bu ilk 2 sezonda. gerçekten sağ bek nasıl olur gösteriyordu bize. pasları, çalımları, mücadeleleri hatta şutlarıyla bize futbolcu nasıl olur onu gösteriyordu. giden gelmiyor acep nedendir türküsünü dinlettirmiyordu en azından :( sabri terim'in gitmesiyle şans bulmaya başladı. sabri için biz bunca zamandır hiçbir zaman "ya çok iyi top kapıyor, çok iyi orta açıyor, çok iyi pas atıyor, kademede çok iyi" gibi laflar kurmadık. sabri'nin tek artısı vardı bana göre o da hızıydı. tabi sabri zamanla oldu sarbi sonra oldu reiz ve bir de üstüne göbek yaptı. artık giden gelmiyor acep nedendir türküsü bütün galatasaraylıların müzik listesinde yer alır hale geldi. ribery geldiğinde çok iyi hatırlıyorum adamı şöyle övüyorlardı "yav bu ribery denen adam çok hızlı. sabri'den bile hızlı o derece." amma velakin artık reizimiz koşamaz hale geldi. son nefesiyle hücuma giderken olmayan futbol aklıyla top kayıpları yaratıp kaybettiği topu almak için geri dönemez hale geldi.
ve sonuç olarak ortaya afedersiniz şu bombok defans hattı kaldı. arkadaşlar hepiniz gibi ben de biliyorum koşan ortasaha, pres yapan hücumcular da gerektiğini. o yıllarda melo daha bi melo'ydu. elmander vardı vs. ancak lütfen unutmayalım golcü takımda en büyük pay forvet hattındaysa, gol yiyen takımda da bu pay en çok defanstadır. artık ne yapıp ne edip toparlamamız gerekiyor bu defans hattını. yabancı sınırı da kalkmışken yapın transferleri rahatlasın şu takım. kardeşim ben yıllardır neden fener kadar gol atamıyoruz derdim, fenerden çok gol atıyoruz şimdi de çok yiyoruz ya. dellendirmeyin lan bu taraftarı.
edit: imla.
riera-semih-dany-eboue'den
hakan-semih-chedjou-eboue'ye oradan da ;
telles-semih-chedjou-sabri'ye oradan da ;
carole-hakan-chedjou-sabri'ye evrilmiştir.
birer birer ele alacak olursak ;
sol bekte 4 sezon boyunca sabit birisi durmamış ve sürekli değişim olmuş. negatif yöndeki gelişmeyse iyi olduğumuz zamanlardan şimdiye kadar ki fark olan tecrübeli isimden, tecrübesiz isimlere kaymamız olmuş. demek ki sol bek'e ya ölüsü bile iş yapan tecrübeli birisini monte etmeliyiz ya da adam akıllı gerçekten de olmuş diyebileceğimiz bir sol bek koymalıyız.
stoper ikilisine baktığımızda fazla değişkenlik olmadığını görüyoruz. ilk 3 yıl semih, son 3 yıl chedjou düzenli forma giymekte. farklı özellikte stoperler olmadıklarını da söyleyelim. tek fark bomba diye nitelendirdiğimiz dany yanındaki eşinden daha hızlı olduğu için ve eksiklerini giderebiliyordu ve muhtemelen bu yüzden daha başarılı oldular.
sağ beke gelecek olursak. öncelikle allah sabri'nin belasını versin :( * emirates'te yendiğimiz arsenal'in artık beğenmediği, yerlerde yatan eboue bile tecrübesiyle çok iş yaptı ve bizi iyi şımarttı bu ilk 2 sezonda. gerçekten sağ bek nasıl olur gösteriyordu bize. pasları, çalımları, mücadeleleri hatta şutlarıyla bize futbolcu nasıl olur onu gösteriyordu. giden gelmiyor acep nedendir türküsünü dinlettirmiyordu en azından :( sabri terim'in gitmesiyle şans bulmaya başladı. sabri için biz bunca zamandır hiçbir zaman "ya çok iyi top kapıyor, çok iyi orta açıyor, çok iyi pas atıyor, kademede çok iyi" gibi laflar kurmadık. sabri'nin tek artısı vardı bana göre o da hızıydı. tabi sabri zamanla oldu sarbi sonra oldu reiz ve bir de üstüne göbek yaptı. artık giden gelmiyor acep nedendir türküsü bütün galatasaraylıların müzik listesinde yer alır hale geldi. ribery geldiğinde çok iyi hatırlıyorum adamı şöyle övüyorlardı "yav bu ribery denen adam çok hızlı. sabri'den bile hızlı o derece." amma velakin artık reizimiz koşamaz hale geldi. son nefesiyle hücuma giderken olmayan futbol aklıyla top kayıpları yaratıp kaybettiği topu almak için geri dönemez hale geldi.
ve sonuç olarak ortaya afedersiniz şu bombok defans hattı kaldı. arkadaşlar hepiniz gibi ben de biliyorum koşan ortasaha, pres yapan hücumcular da gerektiğini. o yıllarda melo daha bi melo'ydu. elmander vardı vs. ancak lütfen unutmayalım golcü takımda en büyük pay forvet hattındaysa, gol yiyen takımda da bu pay en çok defanstadır. artık ne yapıp ne edip toparlamamız gerekiyor bu defans hattını. yabancı sınırı da kalkmışken yapın transferleri rahatlasın şu takım. kardeşim ben yıllardır neden fener kadar gol atamıyoruz derdim, fenerden çok gol atıyoruz şimdi de çok yiyoruz ya. dellendirmeyin lan bu taraftarı.
edit: imla.
