7538
taraftarın aşırı iltifat veya aşırı hakaret arasında selçuk inan'la ilgili daha makul bir fikre sahip olması gerektiğini düşünüyorum. yapılan sözleşmede selçuk'un suçu var diyecek kimse yoktur sanırım. bana göre hamit'in oynamadığı yerde sonuna kadar parasını hakeden bir futbolcu. hiçbir futbolcu bana çok para verdiniz almayayım demez. çıktığı maç sayısına, kazandığı kupalara bakarsa aldığı parayı fazlasıyla hakettiğini düşünür.
dört senede üç şampiyonluk kazanmış bir takımın en önemli oyuncularından biridir selçuk inan. fener maçında formayı veriş şekli, ısrarla oyundan çıkmak istemesi elbette yanlıştı ama şu da var ki ıslıklamak daha büyük bir yanlıştı. türkiye şartlarında hatta dünya şartlarında futbolculara ödenen ücretler astronomik seviyede. yani oynamayan tarık çamdal, aydın yılmaz, yekta gibi oyuncular bile 1 milyon euro, dolar alıyorsa ortada garip bir durum vardır. fakir insanların sayısını, asgari geçinme sınırını düşününce futboldan değil 3 milyon, 5 milyon euro kazanmak 500 bin euro bile kazanmak göze batıyor ama dediğim gibi futbolcunun bunda bir suçu yok. futbolda dönen parayı düşününce futbolcunun payına düşeni alması gayet doğal.
selçuk inan'ın kaçak oynadığı, sorumluluk almadığı çok sayıda maç oldu. yine de terbiyeli, mütevazi bulduğum bir oyuncu. kimisine göre sinsi olabilir ama dediğim gibi hakarete varan eleştirileri hakedecek bir oyuncu da değil. trabzonspor'dan gelip, 3 şampiyonluk, şampiyon ligi çeyrek finali, gruplardan çıkmak gibi başarılarda rol oynamış bir oyuncu elbette başarısızlığı da yaşadı önemli tecrübeler edindi. schalke deplasmanında son dakikada musleranın topu oyuna hızlı sokmasıyla galibiyet golünün mimarı olmuştu. beraberlik yettiği halde galibiyet arzusunu duyan bir oyuncuydu kısacası. bunun üstüne belki 100-150 maç oynadı haliyle yıprandı insanın ve makinenin doğası bu.
yedeğe çekileceği dönemlerde gelecektir muhakkak ama ne olursa olsun takımda durması ve tecrübesini gençlere aktarması gereken bir futbolcu olduğunu düşünüyorum. hamit'e sempati duyup selçuk'u yerden yere vurmak ayıptır.
dört senede üç şampiyonluk kazanmış bir takımın en önemli oyuncularından biridir selçuk inan. fener maçında formayı veriş şekli, ısrarla oyundan çıkmak istemesi elbette yanlıştı ama şu da var ki ıslıklamak daha büyük bir yanlıştı. türkiye şartlarında hatta dünya şartlarında futbolculara ödenen ücretler astronomik seviyede. yani oynamayan tarık çamdal, aydın yılmaz, yekta gibi oyuncular bile 1 milyon euro, dolar alıyorsa ortada garip bir durum vardır. fakir insanların sayısını, asgari geçinme sınırını düşününce futboldan değil 3 milyon, 5 milyon euro kazanmak 500 bin euro bile kazanmak göze batıyor ama dediğim gibi futbolcunun bunda bir suçu yok. futbolda dönen parayı düşününce futbolcunun payına düşeni alması gayet doğal.
selçuk inan'ın kaçak oynadığı, sorumluluk almadığı çok sayıda maç oldu. yine de terbiyeli, mütevazi bulduğum bir oyuncu. kimisine göre sinsi olabilir ama dediğim gibi hakarete varan eleştirileri hakedecek bir oyuncu da değil. trabzonspor'dan gelip, 3 şampiyonluk, şampiyon ligi çeyrek finali, gruplardan çıkmak gibi başarılarda rol oynamış bir oyuncu elbette başarısızlığı da yaşadı önemli tecrübeler edindi. schalke deplasmanında son dakikada musleranın topu oyuna hızlı sokmasıyla galibiyet golünün mimarı olmuştu. beraberlik yettiği halde galibiyet arzusunu duyan bir oyuncuydu kısacası. bunun üstüne belki 100-150 maç oynadı haliyle yıprandı insanın ve makinenin doğası bu.
yedeğe çekileceği dönemlerde gelecektir muhakkak ama ne olursa olsun takımda durması ve tecrübesini gençlere aktarması gereken bir futbolcu olduğunu düşünüyorum. hamit'e sempati duyup selçuk'u yerden yere vurmak ayıptır.