8391
21 senelik hayatımda emre belözoğlu ve okan buruk ikilisi gittikten sonra ondan daha iyisini görmedi bu gözler. her sene transfer dönemi başlar ve tüm gazete sayfaları '' galatasaray' ın ön libero sorunu'' adlı manşetlerine başlardı. kimler kimler yazılırdı. hep kim kallström gelecek denirdi. sonra bir bakardık inamoto gelirdi. mustafa sarp gelirdi. barış özbek gelirdi. sanki doğru düzgün bir ön libero gelse herşey tam olacaktı. bir ara aralarında en futbolcuya benzeyen saidou gelmişti. hemen şampiyon olmuştuk. o da hemen gitmişti sonra. çok bekledik. sene 2011 di. selçuk inan galatasaray' ı seçmişti. sonra felipe melo kiralanacak gibi haberler çıkmıştı. o kadar büyük tepki göstermiştim ki. yılın bidonu, brezilyayı dünya kupasında yakan adamın bizim takımda ne işi vardı? çok biliyorum ya. sonra futbol maçları başladı falan. derbiler falan oldu. adamın biri vardı orta sahayı silip süpüren. resmen yanıyordu. derbilerde yan bile bakamıyordu herhangi bir fenerli. rakipten birisi bizden bir oyuncuya sert bir faul yapsın, hakem görmezden gelsin, sarı kart falan göstermesin. oradan geniş omuzlu, hafif kavruk bir arkadaş gidip cezayı kendi kesiyordu. bu olay bir değil, iki değil, yüz kere olmuştur herhalde. o kısa boylu, vik vik öten emre belözoğlu adlı arkadaşı o malum derbide rezil edişin var ya o günden sonra ilk defa o malum emre belözoğlu adlı arkadaşa acımaya başladım. oğlum insan insana bunu yapar mı ? sen kesinlikle sahadaki bizsin. sen senelerdir hem derbilerde dayak yiyen, hem kırmızı gören galatasaraylı oyuncuların tek tek öcünü alansın. bizim derbilerdeki baskın gücümüzsün. orta sahadaki meteorsun. kornerlerde sigortasın. sen bana brezilyalıları sevdiren adamsın. sen başarılarımıza yenilerini etkileyeceğimiz bu takımın bir parçası oldun, olmaya devam edeceksin. sen şampiyon olacaksın.