galatasaraylı rüyalar

galatasaraylı değil ama bu rüyayı yazmasam içimde ukte kalır. arkadaşla pes oynuyoruz ama bu pes bambaşka bir pes. elimizde kollar. komşu iki liseyi gören bir yerde oturuyoruz. iki liseden birisi benim kalem birisi onun kalesi. aslında okulların içinde bir yerde iki tane kale var. amaç bu kaleleri bulup gol atmak. takım seçiyoruz. ben chelsea'yi alıyorum arkadaşım bayern münih'i. 22 tane gerçek futbolcu karşımızda dizili. hepsini kolla yönetiyoruz. maç başlıyor kıran kırana. herkes birer kasap olmuş rakibin kıymasını çift çekiyor. bir de tenefüs zili çalmıyor mu? öğrenciler de dışarıda. bizim topçular çocukların arasında savaşıyor. nasıl oluyorsa okulun dışından okulun içini görüyorum. hazardla kaleyi bulup gol atıyorum. maç devam ediyor. robben topu alıyor yardıra yardıra gidiyor bahçede. okula girmek üzere. dedim sıçtık. herkesi çalımlıyor. girişteki merdivenlere geliyor ki o da ne? 5 tane chelsea savunmacısı okulun reislerinin tikileri dövmek için beklediği gibi merdivenlerde robben'i bekliyor. robben içlerine giriyor ve çıkamıyor tabi. ben bütün press tuşlarına basıyorum. orada kalıyor. sonra uyanıyorum. bu kafayı nasıl yaşadım artık bilmiyorum.

şimdi bu rüyalardan bir çıkarım yapmak gerekirse;
1. pes oynadığımız arkadaşım en yakın arkadaşlarımdan birisi ve şu an askerde. bir süredir düşünüyordum ne yapıyor diye.
2. kütüphanede çalışırken lise arkadaşlarımı görüyorum birkaç haftadır.
3. pes/fifa vb. oyunlarda genelde chelsea'yi alırım.
4. rakibim robben'i aldı mı daima yardırır. senelerdir durduramıyorum şu bayern'deki kel adamı.

işte tüm bunlar bilinç altı ve rüyalara sebep olan şeyler.