30
maç öncesi kız arkadaşımla beşiktaş'ta bir mekânda karşılaştım bu arkadaşlarla. bu sene kombinem olmadığı için maça gidemeyecektim ama kız arkadaşım gideceği için yanımızda atkı vardı. kendi çapımda bir atkı koleksiyonum olduğu için * kendileriyle atkı değişiminde bulunmak istedim. sağolsunlar, büyük bir sıcakkanlılıkla teklifimizi kabul ettiler ve beraber bir de hatıra fotoğrafı çektirerek ayrıldık. https://twitter.com/...s/524930524583063552
akşam büyük bir şans eseri güney alttan gelen bir kombine sayesinde maça gittim. ben normalde kuzey altta oluyorum ama bu maçta güney altta ve deplasman tribününe bu kadar yakın olunca daha iyi anladım pek çok şeyi. benim arena'da bu zamana kadar gördüğüm en iyi 3 deplasman tribününden biriydi dortmund tribünü. tüm besteleri hep bir ağızdan ve coşkuyla söylediler. elbette bunda skorun getirmiş olduğu mutluluk da söz konusu ama biz önde olsaydık bile bu adamlar susmazdı, eminim.
maçtan sonra büyük bir çileyle taksim'e geldik. ben oradan gümüşsuyu'na iniyordum. tam o sıra dortmunlular da gümüşsuyu'ndan taksim'e çıkıyorlar. yaklaşık 500 kişilik bir grubun içinden geçtim. ne bir yan bakan vardı ne de bir laf atan... tam o sırada içlerinden 4-5 kişilik bir gruptan türkçe "dostum bize küsme, hayırlı geceler" diye bir ses yükseldi. ben de kendilerine ingilizce "tebrikler, hakettiniz" dedim. geldiler teker teker elimi sıktılar ve yollarına devam ettiler. tam tersini düşünüyorum da, yani bizim onların yerinde olduğumuzu falan... neyse :)
bu arada kendilerinde sağlam taşşak olduğunu belirtmekte de fayda var. muhtemelen duyan vardır, maçtan bir gün önce nevizade'de tek başına bira içen bir dortmundlu taraftara saldırıldı. saldıran şahıslar ve dortmundlu taraftar olaydan sonra karakola alındı. bunu duyan dortmundlular da karakolu basıp "kavga etmek istiyorsanız bekliyoruz" diye bağırıp beklemeye koyuldular. sonrası malum, saldıran arkadaşlar arazi!
biraz insan olmak çok da zor değil sanırım.
akşam büyük bir şans eseri güney alttan gelen bir kombine sayesinde maça gittim. ben normalde kuzey altta oluyorum ama bu maçta güney altta ve deplasman tribününe bu kadar yakın olunca daha iyi anladım pek çok şeyi. benim arena'da bu zamana kadar gördüğüm en iyi 3 deplasman tribününden biriydi dortmund tribünü. tüm besteleri hep bir ağızdan ve coşkuyla söylediler. elbette bunda skorun getirmiş olduğu mutluluk da söz konusu ama biz önde olsaydık bile bu adamlar susmazdı, eminim.
maçtan sonra büyük bir çileyle taksim'e geldik. ben oradan gümüşsuyu'na iniyordum. tam o sıra dortmunlular da gümüşsuyu'ndan taksim'e çıkıyorlar. yaklaşık 500 kişilik bir grubun içinden geçtim. ne bir yan bakan vardı ne de bir laf atan... tam o sırada içlerinden 4-5 kişilik bir gruptan türkçe "dostum bize küsme, hayırlı geceler" diye bir ses yükseldi. ben de kendilerine ingilizce "tebrikler, hakettiniz" dedim. geldiler teker teker elimi sıktılar ve yollarına devam ettiler. tam tersini düşünüyorum da, yani bizim onların yerinde olduğumuzu falan... neyse :)
bu arada kendilerinde sağlam taşşak olduğunu belirtmekte de fayda var. muhtemelen duyan vardır, maçtan bir gün önce nevizade'de tek başına bira içen bir dortmundlu taraftara saldırıldı. saldıran şahıslar ve dortmundlu taraftar olaydan sonra karakola alındı. bunu duyan dortmundlular da karakolu basıp "kavga etmek istiyorsanız bekliyoruz" diye bağırıp beklemeye koyuldular. sonrası malum, saldıran arkadaşlar arazi!
biraz insan olmak çok da zor değil sanırım.