1932
fatih terim öncesi dönemde geriye düştüğümüz maçı çeviremezdik, golü yediysek o maç bizim için biterdi, izlemeyi falan bırakırdık, sonrasında fatih terim döneminde bu hastalığı yendik, ancak o dönemde de süren, hatta daha da büyüyen bir sorun vardı, skoru korumak. hiçbir zaman farka gidemeyen, son dakikalarına 1 farkla önde girilen maçları bize diken üstünde izleten bir takıma sahiptik. bu hem fiziksel yetersizlik, hem de taktiksel hatalardan kaynaklanıyordu. bu noktada roberto mancini devreye girdi ve önde olmasına rağmen rakibe maçın son dakikalarında pozisyon vermeyen, sağlam bir takımımız oldu.