resim
Raúl José Trindade Meireles
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Merkez Orta Saha
Yaş:41
Boy:1.79
Uyruk:Portekiz
  • 289
    16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçı'nda yekta'ya yaptığı hareket fauldü - değildi, kart doğruydu - değildi, tükürdü - tükürmedi, aldığı ceza azdı - çoktu tartışmalarına girmeyeceğim.
    ülkedeki sporla ilgilenen tüm adamların (spor adamları demiyorum dikkat edin) bakmadığı bir açıdan bakalım biz.

    raul meireles, 16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçı'na kadar hiç kırmızı kart görmemiş, ne ala.
    ama bu maça kadar, hiç bu kadar tansiyonu ve sinir katsayısı yüksek bir maç da oynamamışsın be raulcuğum. oynadığın ligler türkiye'ye oranla daha az sert (yumuşak demiyorum yanlış anlaşılmasın, desem raul'un yaptığı işaretten yaparım) oynanan ligler. ayrıca o liglerdeki hakem yönetimlerinin bizim ülkemize oranla daha standartlı olduğu da kesin. (man. utd hariç. buradan da şampiyonlar ligi'nde 2.turda real madrid'le eşleşen manu'ya selamımızı esirgemeyelim)

    taktiksiz, düzensiz, sorumluluk alanın olmadığı bir avuç adamla oynuyorsun. dakikalar geçmiş, tatlılar yenmiş ve sahada işler hiç istediğin gibi gitmiyor.
    yanına kabasakal'ı ve beden eğitimi hocası'nı almışsın aslanın ini'ne giriyorsun. (ormana yeni göç etmiş bir kuş için sizce de fazla cesur değil mi?)

    sadece futbol değil sporla ilgilenenler bilirler. 80 dakika boyunca büyük efor harcamışsan ve yapmak istediklerini yapamamışsan, karakterinde de vurdumduymazlık yoksa ister istemez hırçınlaşırsın. (halısahada ne arkadaşlıklar bitti, soyunma odasında can ciğer olunan) raul'un durumu da o hesap. belki maçtan sonra hakemin yanına gidip özür dilese halis özkahya da ''blöfünü gördüm ve artırıyorum'' demeyip ''rest'' çekmeyecekti. (rest demişken, yılbaşı da gelmişken şimdi iyice dinlen)
    üstüne ''kontrolünü tamamen yitirmiş zat'' çıkıp ülkenin paraları dışarıya gidiyor demeyecek, engin'e verilen cezayla bir tutulmasını da engelleyecekti.
    özetle; onca yorgunluğun, gerginliğin, baskının ve stresin üzerine hakemle diyaloğa girdiğinde hiçbir takım arkadaşın seni ayırmaya gelmemişse kusura bakmasın kimse, ya kendini kontrol etmeyi bileceksin ya da seni kontrol etmelerine izin vereceksin.
    raul meireles gibi görev adamıysan, bir nevi askersen sahada liderin olur. (lider diyince herkesin aklına oyunu yöneten gelmesin. benim vurgulamak istediğim arkadaşlarını yöneten) liderin yoksa, iyi ya da kötü varolanın da heykelini dikip aslını brezilyalara kovalarsan, daha önce hiç kırmızı kart görmemenin sebebini de açıklamış olursun. 10 milyon euroluk şemsiyeyi yağmurda açmayı unutursun.

    şimdi bu yazıyı fenerbahçe'nin sahada lider oyuncu eksikliği'yle bitirirsek eğer, gs ve captano da sözlükten kovalar. hagi de 35 metreden monaco'ya atar.

    o yüzden toparlamak gerekirse;
    sahadaki lider oyuncunun vasıfları ne kadar çoksa, o kadar sahada kalırsın.
    kulübedeki ve yönetimdeki liderinin vasıfları ne kadar çoksa, işte o zaman sadece sahada değil, sokakta, evde, işte, gurbette kısacası her ortamda ayakta kalırsın. buradan fatih terim vs aykut kocaman başlığına göndermemizi yapıp yazımıza noktayı koyalım.

    galatasaray'ın lider oyuncularını da başka bir zaman anlatalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın