65
sönmedi ve hala yanıyor. siz o küme düşme cezasını almadığınız her sezon, daha da beter rezil olacaksınız.
84
ünal aysal'ın efsanevi o sözü yeniden gündemde...
dursun özbek bu sözü yeniden ali koç'a seslenişinde kullanmıştır. fetö ve şike vurgusu yapmıştır.
açıklamanın tamamı:
"google'a ananas deyin, şike deyin, halı sahada dostluk maçları deyin bir girin bakın ne çıkıyor karşınıza... hiç boşuna uğraşmayın çünkü; içinde bulunduğunuz ateş, üfleyerek sönmez. bunu kafanıza yazın."
52
bugün ünal aysal'ın taşaklarının ne kadar büyük olduğunu daha iyi anladığımız cümle. kendisinden sonra gelen hiçbir başkan ya da şu anki genel kurul üyelerinin %95'inin falan cesaret edemeyeceği bir cümle, duruş.
71
bu ateş üfleyerek söndü maalesef. doğru düzgün ne bir ceza var, ne lig düşme falan filan. adamlar üstelik tff’ye dava açacaklar, cumhuriyeti kurtaracaklar falan filan.
53
3 temmuz 2011’de patlayan şike skandalından sonra, ülkedeki futbol patronlarının yan yollara sapacağını ve şikeyi cezalandırıyormuş gibi yapıp es geçeceğini anlayan ünal aysal’ın vecizidir. başkanımızın o dönem söylediği bu vecizin ne kadar önemli olduğunu biz zaten hemen söylediği gün anladık da, anlamayan varsa 7 yıl sonra belki idrak edebilir. ateşin söndüğünü düşünen var mı? koskaoca türk sporu ne hallere düştü... itibarımız yerle bir oldu. ne ülkede turnuva düzenleyebiliyoruz onca stadyum yatırımına rağmen, ne milli başarı yakalayabiliyoruz. bunların elbette başka sebepleri de var ancak majör sebebi fenerbahçe’yi kurtarma operasyonudur, şikenin örtbasıdır. yozlaşmadır. ülke sporunun altına dinamit döşeyenler, fenerbahçe’sini aklayanlardır.
83
sıklıkla anmamız gereken ünal aysal söylemi. karşı taraf tam olarak bundan anlıyor.
82
maalesef altı daha sonraki yönetimler tarafından doldurulamamış bir sözdür. gerçi geçici başkanımız aziz yıldırım’ın da avukatlığını yapmıştı.
galatasaray’ı sahipsiz bırakanlar mutludur. taraftar mutsuz.
70
bu ateş üfleyerek sönmez… sönmedi de…
58
söylenmesinin üzerinden 8 yıl geçmiş. bugün bir kez daha akla düşen efsane söz.
51
şikecileri en çok tahrik eden cümledir. bu ateş üfleyerek sönmemiştir, sönmeyecektir.
59
bugün söyleyen kişinin karakter ağırlığını özlememize sebep olan can alıcı cümle.
keşke mevcut yönetimde "sakın yanlış anlamayın, bize de size de yanlışlar olur, hocama hedef varmıydı sordum" gibi mavi boncuk dağıtan, zeytin dalı uzatan cümleler yerine bu cümleyi dile getirselerdi. en azından bant yayınını izletselerdi daha iyi olurdu.
senin hocana suçsuz yere ceza verilmiş millet silah falan anarken, hala nasıl naif ifade ederim derdindeler.
bu cümleyi kullananda tabi fatih hocamla çatıştırıldı oda ayrı mevzu. ikiside birlikte devam edebilseydi çok farklı olurduk.
66
milan, juventus küme düştü bu gezegende, gözünün yaşına bakılmadan. sadece bizde var bu badem gözlülerden. suç cezasız kalırsa, herkes teşebbüs eder tabi korkmadan.
62
yıllar geçtikçe ne kadar büyük söz olduğu anlaşılıyor.
85
ilk günkü ruhuyla, etkisiyle gündemden düşürülmemesi gereken ünal aysal vecizesidir. tüm ülke genelinde şikeci olarak anılan, farklı şehirlerdeki stadyumlarda bu yönde tepki gören bir camia, yavuz hırsızın ev sahibini bastırdığı bir moda geçmiştir. bahsettiğimiz o dönemlerde anadolu kulüpleri camia olarak fenerbahçe'ye tepkili bir tutum içindeydi.
ancak koç holding'in finansal katkılarıyla beraber bu rüzgar tersine döndü. sivas, rize gibi camialara alışkındık. ancak bunlara yenileri de eklenmeye başladı. özellikle basın ve medya kolları çok güçlü. klasik spor programlarındaki sözcülerinden acun ılıcalı'ya, sokrates gibi kaliteli addedilen yayıncıların mehmet demirkol gibi sinsi odaklarından saç gibi bağırıp çağırarak baskın çıkmaya çalışan tehlikeli karakterlerine, ahmet çakar ve erman toroğlu gibi spor medyasında her daim gündemde yer alan isimlere kadar say say bitmez.
netice olarak goebbels'in de bir taktiği olan, aynı yalanı defalarca tekrar ederseniz inanılır anlayışı ile ilerliyorlar. sosyal medya da bunun bir diğer kolu. sıradan bir vatandaş da tv'de, twitter'da, youtube'da bunlara maruz kaldıkça algısı değişiyor. mağdur sıfatına sokulan, 15 temmuz süreci olmasaydı dünya devi olacaktı denilen, fetö-himmet-hakan şükür-arif erdem gibi anahtar kelimeler ile çamur at izi kalsın niteliğinde gözü dönmüş saldırılara tutunan, 96-2000 hegemonyasını dahi farklı dış unsurlara bağlamaya çalışan bir anlayış peydah oldu. ve işin kötüsü de biz sessiz kaldıkça bu anlayış kabul görüyor.
bu nedenle bu anlayışa karşı her daim sert bir tutum sergilemek durumundayız. barış çubuğu uzatarak bu işler düzelmeyecek. bakın bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta da bunların yandaşları. şerefli ikincilik mevzuları, 8-0'lık ankaragücü galibiyeti ile gelen şampiyonluğu lekeleme çalışmaları da aynı uğurda yapılıyor. geçmişten bugüne kadar birçok iftirayı sürekli öne çıkarıp, tekrarlayıp toplum nezdinde bizi yalnızlaştırma politikası bilinçli ve sinsi bir şekilde güdülüyor.
bunlara karşı sürekli olarak teyakkuzda olmamız gerekiyor. kardeşlik, dostluk, ezeli rekabet gibi kavramları sözlükten çıkarmak gerekiyor. anlıyorum bizim camiada aristokrat bir anlayış hakim. ancak işler öyle yürümüyor. o anlayış bir karşılık bulmuyor ne yazık ki.
tüm bu süreçte, göte göt demekten asla vazgeçmeden ilerlemek lazım. fener'in her sözüne karşı bir söz, beşiktaş'ın her hamlesine karşılık bir hamle gerekiyor. sessiz kaldığımız anda halk nezdinde haksız bir duruma düşüyoruz. anadolu'yu kaybetmememiz lazım. neyin ne olduğunu gerekli olduğu anda herkese hatırlatmamız lazım.
dursun özbek'in de bugünkü açıklamasını ve bu ünlü sözü tekrar gündeme getirmesini olumlu bulmakla beraber daha vurucu cümlelerle, daha etkin bir hitabetle devam etmemiz gerekiyor. başkanda bu hitabet yok, olmayabilir. bunu yapabilecek yöneticimiz var, faydalanmaktan çekinmenin anlamı yok.
49
ünal aysal'ın büyüklüğünü hergün daha iyi anlıyoruz dedirten vecizesi.
79
türk futbolunun ve hakem camiasının çalkalandığı bu günlerde tekrar akla gelen ünal aysal vecizesi.
57
tarihe geçen bir ünal aysal vecizi.
sönmedi, sönmeyecek.