• 2197
    (bkz: koç 2 jimnastik kulübü)

    koç 1 için (bkz: fenerbahçe)

    ali koç’un sahibi olduğu, iki kulüpten birisi. ancak küçükken babasına ‘’benim olacak fener, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı’’ sözlerinden sonra, jimnastik, bale gibi spor dallarına pek bir düşkün rahmi koç beyefendiye kalmıştır.

    bu yüzden ki, başkan yardımcıları ahmet nur çebi, fener maçlarından sonra dut yemiş bülbüle dönüyor.
  • 3509
    şampiyon olsalar yoğun tiner koklamaktan kendilerini dev aynasında görür, türkiye'nin en büyüğü olduğunu iddia eder. hadi fenerbahçe'den büyük olduğunu iddia edersin de, ki bence değilsin, galatasaray'dan büyük olduğunu iddia edebileceğin tek bir argümanın var mı?

    şampiyonluk yarışından kopsalar 90'larda kaptırdıkları şampiyonlukların hırsıyla galatasaray düşmanı kesilirler. haftalarca alakası olmayan her maçta galatasaray'a ve kurucusu ali sami yen'e küfür ederler. bunların çirkinleşmesinin haddi hududu yoktur, fenerbahçeliler'den beterdir.

    son zamanda bu huylarına koç vasıtasıyla fenerbahçe yalakalığını da eklediler. 2 kuruş sponsorluk kapmak için ''fenerbahçe holding''in taşeron firmalığına soyundular. benim nazarımda kendileri paravan şirket statüsündedir.
  • 3259
    galatasaray ile fenerbahçe'nin kitleselliği ve ekonomik büyümesine yetişebilmesi için mütemadiyen ittirilen, bundan sebep üzerinde her şeyin eğreti durduğu takım.

    millet birbirine sazlı sözlü gönderme yaparken bunların gönderme adına becerebildiği, yanlış bir bilgiyle sapla samanı karıştırıp alçakça iftira atabilmek oldu. bundan önceki gönderme denemelerinde de stadlarının konumu ile aldıkları futbolcunun bir önceki takımının şehrinin konumunu karşılaştırmaya çalışıp onu da hakaretimsi bir yere götürmüşlerdi.

    bu kadar eğretilik çalışmayla falan imkansız...
  • 3344
    sürekli kayırılma sürekli torpil isteyen kulüp. en ufak bir acabada hemen maç tekrarı isterler, liglerin ertelenmesini gerektiren bir durumda eğer liderlerse “ligi bu şekilde tescil edelim.” derler, deprem zamanı insanlar daha enkaz altındayken tüm maçlar sıfırlansın derler, en ufak bir maddi problemde beşiktaş’a torpil yapın derler vs. böyle yapacaksanız ne diye büyüklere kafa tutuyorsunuz o zaman? birazcık fırsatları olunca da hemen transfer çalımına girerler. değişik bir camia ben anlamadım şahsen.
  • 2841
    ciddiye alınmaması gereken güruh.
    fenerbahçe'nin direkt kendilerini hedef alan gönderisine sırf koç grubuna bak bizde aslında sizin gibi düşünüyoruz, konu galatasaray olmalı tadında cevap veren spor kulübü. ne oldu koç grubu yılladır süre gelen sponsorluğunu çeker diye mi korktunuz? konunun galatasarayla hiçbir alakası olmadığı halde 11'de 11 yapmış bir takıma karşı bu kadar saldırgan bir metin yayınlanmalarının başka bir manası yok.
  • 2638
    bundan yıllar evvel bir kuaförüm vardı, tamer abi. kendisi inanılmaz iyi bir beşiktaşlı ve aşırı derecede galatasaray antipatisi olan biriydi. anlam veremezdim. bir beşiktaşlı neden galatasaray'a bu kadar nefret duysun. o zamanlar çevremde tek tük beşiktaşlı vardı ve hepsi de uygun tiplerdi. fanatik olanlar dahil bize böyle nefretle bakanına hiç rastlamamıştım. bu böyle devam etti. okul, farklı çevreler ve iş hayatı derken hayatıma belli bir yaş üzeri beşiktaşlılar akın akın girmeye başladı ve gerçeklerle yüzleştim. ve tabii ki sosyal medya. özellikle belli bir yaşın üzerinde olanlarda inanılmaz bir nefret oluyor. öyle böyle değil. 14 sene sonra şampiyon olduğumuz sezon, 8-0, sonrasında 4 sene üst üste şampiyon olurken beşiktaş'la daha çok çekişmemiz vs.

    aslında her şey o 4 senelik şampiyonlukta başlıyor. çünkü 96 senesinde şampiyonluklar fb 13, gs 10, bjk 9 şeklinde. tabii bir de sonradan 2 şampiyonluk verilecek beşiktaş'a...
    yani kafa kafayayız. o dönem biz alıp yürümüşüz ve arada olan 100. yıl şampiyonluklarıyla koca 13 yıla 1 şampiyonluk sığdırmışlar.

    ben takım yüzünden insanlardan nefret eden biri hiç olmadım. çok kızdım, hatta bazen kendime zarar verdim belki ama kimseye bundan dolayı kin nefret duymadım. ama bunlarda olan nefreti de ben kimsede görmedim. bir de taraftar grupları var malum çarşı. bizim grubu devamlı eleştiririm ve asla sevmem ama en azından ne olduğu belli. bunlar hem sosyal konularda duyarlı takılırlar -ki tamamen şov üzerinedir- hem de devamlı ırkçı, cinsiyetçi, ayrımcı paylaşımlar yaparlar. yani gerçek yüzleri ortaya dökülür. beşiktaş da aynen böyledir işte. bir insan tanırsın, bakarsın entelektüel mesleği çok şaşalı falan, konu futbola gelince içinden canavar çıkar. daha doğrusu konu galatasaray'a gelince.

    bu beşiktaş yönetimine gelirsek de ben bu kadar bilerek arsızı oynayan yönetim daha önce görmedim. sözlükte entrylerimde de ortadadır, hep sahayı konuşurum ve hakem işlerine asla girmem. her ne kadar -bana göre- geçen sezon şampiyon olmayı hak etseler de, 20-25 yıllık bilinçli futbol serüvenimde ben, hiçbir takımın bu kadar kollandığını, rakibine de bu denli çifte standartlar uygulandığını görmedim. inanılmaz bir 2. devre oynanmıştı. öyle ki pozisyonlar hala aklımda, tek tek sayarım. mhk başkanı siyah beyaz kravatıyla şampiyonluk kutlamasına katılmış. bir devlet bakanı gelip fotoğrafa girdi diye 20 senedir kafa ütüleyen güruh, acaba art arda aldığımız şampiyonluklarda başımızda eski mitçi bir adam olsaydı şu an üzerine ne kitaplar yazmışlardı merak ediyorum.

    daha henüz 1 hafta olmamış, rakibin tüm beklentilerin aksine çıkıp senin galibiyetini kutlamış bir nevi, sen çıkıp rakibinle alakası olmayan bir pozisyonu resmi hesaptan paylaşıp algı yapıyorsun. rakibini yeniyorsun, gidip onun daha önce bir avrupa maçı öncesi kullandığı bir oyun temalı dizi üzerinden mesaj gönderiyorsun. çok net söylüyorum, ben aziz yıldırım ve ali koç yönetimi dahil bu kadar pişkin bir yönetim hiç görmedim.

    sene başında dört büyük başkanın katıldığı bir yayın olmuştu. bakın orada bile bu belliydi. burak elmas ve ali koç ve zaman zaman ahmet ağaoğlu da futbolun paydaşları olarak gayet güzel açıklamalar yapıp, öneriler sundular. ama beşiktaş başkanı ağzını bile açmadı. adamın umrunda değil. her ne olursa olsun da bizim lehimize olsun, yeter ki biz kazanalım psikolojisi. her şey zaten benim lehime, aman işleyen düzene çomak sokulmasın boşverin tavırları.

    o yüzden yaptıkları açıklamalara da paylaşımlara da şaşırmamamak lazım. çünkü insan; aklıyla, mantığıyla, vicdanıyla şaşırır. bunların yaptıkları bilinçli pişkinlik, başka bir şey değil. beşiktaş hakkında da bu kadar yazı yazdım ya, o da ayrı mesele.
  • 2370
    ağlak ve iftiracı bir camiadır. bunlar şerefli ikincilik veya üçüncülük diye ağladıkları sezonlarda da aslında hakem kollamasıyla oldular. her sezon tt arena'ya gelmeden önce haftalarca hakem tarafından itelenerek maç kazanırlar, sonra arenada küsküyü verince şampiyonluğumuzu çaldınız diye ağlarlar. beşiktaş küçüktür ve mide bulandırır sözünü ilk kim söylediyse gerçekten ağzına sağlık.
  • 3402
    https://twitter.com/.../1711714371972239698

    dayanılmaz seviyede küçükçe muhabbetleri en üst seviyeden, en yetkili ağızlardan sürdüren camia. aynı zamanda stadyumunun çatısından istanbul boğazını görebilirsiniz.

    yıllardır otoyol kenarı, boğaz manzaralı stadyum muhabbeti aldı başını gitti. birkaç sene önce ligi domine eden beşiktaş camiası, küçüklük refleksleriyle kendisini tekrar ait olduğu konuma getirmeyi başardı. boğaza komşu stadyumu olduğu için beşiktaş camiasının haklı iftiharına katılıyor, kendilerini bu üstün başarıdan ötürü kutluyorum.

    işin gerçeklerine gelecek olursak; tüpraş stadyu munun tam kapasite hali 42 bin seyirciye ev sahipliği yapabiliyor. istanbul'dan euro 2032 için ismi verilen diğer 3 stadyumun en küçüğü olan şükrü saraçoğlu stadyumu ise 50 bin 600 kişiye ev sahipliği yapabilecek kapasiteye sahip. rams park 52 bin 600, atatürk olimpiyat stadyumu ise yenileme çalışması yapılmasa dahi 75 bin kişiye ev sahipliği yapabiliyor.

    işin ikinci gerçeği ise beşiktaş'ın stadyumu drone ile yükseklerden çekildiğinde gerçekten harika bir konuma sahipmiş gibi gözükse de, 40 bin kişinin tahliye edilebileceği toplu taşıma imkanlarına ve sosyal çevreye sahip değil. hele ki şehirde aynı anda veya yakın saatlerde iki müsabakanın gerçekleşeceği durumlarda bu stadyumdan çıkacak seyircileri o yoğunluğa entegre etme şansınız neredeyse hiç yok. olimpiyat stadyumu, şükrü saraçoğlu stadyumu, rams park üçlüsünün hepsinin çok kısa mesafe içerisinde maçtan çıkan seyircilerin taşımasını sağlayacak metro-metrobüs-marmaray-otobüs terminali gibi opsiyonlar mevcutken beşiktaş stadyumunun çevresinde yoğun araç trafiğinden, sahil yolundan ve dik/yokuşlu/dar sokaklardan başka bir şey yok. (kabataş-bağcılar tramvayı da bu trafiğe dahil ve kapasitesi belli)

    rams park'tan çıkan seyirciler vadi istanbul tarafına, otoyol üzerinden otobüs durakları vasıtasıyla ve şahsi araçlar ile diğer ilçelere ve metro sayesinde doğrudan hacıosman-yenikapı hattına tahliye edilebilmekte. şükrü saraçoğlu stadyumu da benzeri şekilde seyircilere yaya olarak araç trafiğinin yoğun olmadığı yolların kullanılması suretiyle kadıköy'e, yakınındaki metrobüs-metro-marmaray istasyonları sayesinde de şehrin geri kalan her yerine rahatlıkla ulaşım kabiliyeti sağlamakta.

    son olarak da beşiktaş stadyumunun çevresi geniş bir güvenliğin sağlanmasının diğer alternatiflere göre çok daha zor olduğu bir konum. doğrudan sokağa bağlanan, çevre alanı olmayan ve bağlandığı yerlerin kapatılması halinde şehrin o alanında müsabaka harici akmakta olan hayatı felç edebilecek bir yer. rams park ve olimpiyat stadyumu bu alanda çok daha güvenli yerler. şükrü saraçoğlu için de kenan evren lisesinin yıkımı ile birlikte böyle bir alan açılacağı uzun zamandır bahsedilen bir şey. beşiktaş'ta ise bunun gerçekleşmesi için dolmabahçe sarayının yıkılması gerekli.

    bugün ve bundan önceki günlerde yapılan boğaz manzaralı stadyum goygoyu ile üstüne eklenen mağduriyet sosu mide bulandırıcı. beşiktaş taraftarını aklıselime ve rasyonel düşünmeye davet edeceğim fakat ümidim pek yok. düz mantık yapıldığında dahi neden 5-10 stadyumdan birinin tüpraş stadyumu olmayacağı saniyeler içerisinde anlaşılacak bir durumken şu tweete gülmekten başka bir tepki vermek mümkün değil.
  • 3008
    ne tesadüf ki şampiyonluk ihtimalleri matematiksel olarak bitince böyle* açıklamalar yapıyorlar. sizden öyle çok nefret ediyorum ki kuş kardeşiniz falan sizin yanınızda hafif kalıyor. umarım bu ligden düştüğünüz günleri görmekte nasip olur. başınızdaki çakma filozof* zaten tam olarak size yakışmakta. ligde rahatlayıp 2-3 maç kazanınca karga gibi ötmeye başlamanız çok normal zaten. o kadar küçük ve mide bulandırıcı bir kulüp ki sadece vızıltı sesleri geliyor. hele bir de asbaşkanları var*, o sürekli günaşırı ağlamasıyla meşhur. sürekli tv programlarına katılıp ne olur bizi de ciddiye alın diye ağlıyor. gerek yönetim, gerek taraftar, gerek teknik kadrosuyla ezikler ordusu.
  • 2210
    fenerbahçe kadar vizyonsuz ve karaktersiz bir kulüp olabilir mi diye düşünürken hep aklıma gelen renksiz jimnastiği bile beceremeyen jimnastik kulübü. adamlar haketmedikleri şampiyonluklara sahip fakat bu da yetmiyor senelerce insanları yanlış bilgilerle manipüle ederek "yaa galatasaray ankaragücü'nü 8-0 yendi üstelik averaj için tam 8 gol gerekiyordu" diyorlar ve milyonlar inanıyor buna çünkü inanmak istedikleri bu. oysa gerçekler şunlar ki; son haftaya girilmeden evvel birlikte maç yapıyorlar ve maç 1-1 bitiyor. iki takım arasında 2 averaj fark var ve galatasaray önde. son hafta beşiktaş gençlerbirliğini 3-1 yeniyor ve galatasaray'ın bir önceki haftadaki averajına anca gelebiliyor. aynı saatlerde oynanan galatasaray ankaragücü maçını galatasaray berabere kalsa bile yetiyor çünkü atılan gol sayısında beşiktaştan çok çok önde ancak 8-0 kazanıyor. üstelik aynı galatasaray o sezon dakika 27'de 9 kişi kalarak trabzonspor ile 1-1 berabere kalıyor. deplasmanda beşiktaşı 3-1 yeniyor. 43. dakikada 10 kişi kalmasına rağmen deplasmanda fenerbahçe'yi 4-1'lik tarihi bir skorla yeniyor. bunlar öyle sever ki manipülasyonu neredeyse herkes tam 8-0'ın yettiğine inanır. tabi allah öyle büyük ki dillerinden düşürmedikleri 8-0'ı liverpool acı bir şekilde tattırdı bunlara.

    bu mesut bakkal olayına geleceksek de, teşvik primi tabi doğru olabilir buna kimse karşı çıkamaz fakat o dönem teşvik primi suç değildi ve bu gayet doğal bir şekilde yapılıyordu. yapıldığı dönem suç olmayan bir şeye bugün ceza veremezsiniz, verilmesini istiyorsanız da hemen hemen her takımın ceza alması gerekir. böyle boş ve salak salak konuların gündeme gelmesi falan hikaye, bu aptal kulübün tek derdi 3 milyar liralık borç konusunun üstünü örtmek. taraftar böyle keklenir, böyle yenir. umarım daha beter günler görürler.

    her zaman ezik kalmaya devam edecek cimnaaaastik kulübü.

    edit: galatasaray'a beraberlik yetmiyor tabi şampiyon olması için tek farkla kazanması yeterli oluyor ancak, orada belirtmek istediğim beraberliğin averaj için yeterli olmasıydı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın