futbol oynama ve mücadele etme istek ve arzusundan yoksun olan tarafın fark yediği karşılaşma. hollanda o kadar kolay kalemize geldi, pozisyon buldu ve gol attı ki sanırım san marino ile oynasalardı bundan daha fazla efor sarfetmiş olurlardı.
sahadaki oyuncu topluluğu, sanırım milli takımda oynadıkları bilincini yitirmişler veya henüz bilmediğimiz çok daha büyük bir sıkıntı var. sahadaki görüntü kalite farkından olamaz asla, bu isteksizliğin başka bir sebebi olmalı.
jeneriklerde yer alacak bir golle 2-0 yaptı hollanda ne yazık ki.
122
milli takımın tam 34 yıl sonra bir maçta 5+ gol yediği maç oldu. tek farkı 34 yıl önce avrupa'nın en kötü takımları seviyesinde idik. şimdi tarihimizin en değerli kadrosuna sahibiz. iki kadro arasındaki dengeyi sağlayan da şimdi ki kadronun başındaki çakma teknik direktör tabii ki.
şu maçta yaşanan hezimete değinmek bile istemiyorum. bu skorun gelişi 3 aydır oynanan oyunlardan belli zaten. ama bu skora rağmen halen grup liderliğimizi sürdürüyor olabilirdik. kendi sahamızdaki letonya ve karadağ maçlarında alınan skorlar teknik direktörü kovmak için yeterli sebep iken gelinen durumun sorumluluğu sadece zımbarator lakaplı şenol efendi de değil aynı zamanda tüm federasyondadır. onlar da teknik direktörlerini alıp gitmelidir.
56
okay, orkun ve kenan isimli futbolcuların neden ilk 11'de olduklarını anlamadığım maç.
130
bu maçı amsterdam'da yenseydik bile uzun vadede türkiye futbol federasyonu a milli takımı adına iyi şeylerin olmasını beklemezdim. muhtemelen o galibiyet tesadüfi bir galibiyet olmuş olurdu. zaten maçı izlemeyip, istatistliklere bakmayıp skora bakınca da ne kadar aldatıcı bir skor olduğunu görüyoruz. 30 şut var; kaçan en az 5 tane %100'lük hollanda pozisyonu var ve üzerine virgil van dijk'in yılda bir defa yapacağı konsantre eksikliğinden, halil dervişoğlu'nun da kurnazlığı sayesinde atılan bir gol var. bu maçı ben kendime şöyle yorumluyorum: iyi ki teknik direktör değişti ( keşke türkiye futbol federasyonu da değişseydi.) ve yerine kısmen de olsa kendi kararlarını veren bir alman teknik direktör geldi ve bizlere az zamanda açık ve şeffaf şeyler anlatıyor. tercüman vasıtasıyla da olsa dediklerini anlayabiliyorum. diğer türk olanın saatlerce süren konuşmalarını anlamıyordum. bu eleştiriyi yaparken; sözlüğümüze yazar olduktan sonra girdiğim ilk entryimde de anlaşılır olduğumu umuyorum.