• 986
    izlerken en çok eğlendiğim galatasaray maçıdır.

    üniversiteye gidiyordum o zaman. maça kardeşim diyebileceğim, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen 2 fenerli dostumla gitmiştik. tabi maç öncesinde gergindim. hem maçın ağırlığı, hem de ikiye tek oluşum hafif bir tedirgin etmedi değil.

    her neyse maç başladı. gümbür gümbür gidiyoruz. kazım, emre çolak, elmander falan net fırsatlar kaçıyor, volkan yine derbi modunu açmış. biz bastırdıkça ben hem gaza gelmeye başlıyorum hem ulan yoksa yine mi diye içimden geçiriyorum. derken eboue attı. ben o an kendimi kaybettim. yanımdaki çocuğun kolunu yumrukluyorum gol ulan gol diye. yanımdaki çocuk dediğim de 120 kilo var, üflese yıkar beni. çok babacan bir arkadaşımdı. neyse o anki üzüntüyle çok üstünde durmadı, maç kaldığı yerden başladı. daha sonra elmander attı. golde hem bilica’nın hem volkan’ın hatası vardı. ben hem ikisine de antipati beslediğim için, hem de iki farklı galibiyetin getirdiği rahatlıkla daha bir abartarak arkadaşı hem hırpalıyorum hem yumrukluyorum bu sefer. bu bir bozuldu tabi oğlum bak git moduna girdi. ben bulmuşum fırsatı kaçırır mıyım? arada provoke ediyorum bunları playoff mu kurtaracak ulan sizi diye. bunlar bin pişman geldiğine. sonra üç geldi işte. ben arkadaşa baktım elini yumruk yapmış. o an yemedi tabi fiziksel temas kurarak sevinmek. zaaaa yine soktuk tadında sevindim, bunlarda reaksiyon gösterecek hal falan kalmamıştı zaten. maç bitmeye yakın bunlar salladı bir tane. fenerli topçular bile sevinmedi, bunlar alkışlıyor. hadi dedim biraz amatör eğlendireyim, show olsun diye alkışladım yalandan. bunların da gönlü olmuş oldu işte. daha sonra izlediğim hiç bir maçta bu kadar eğlenmedim.
  • 731
    galatasarayın özellikle ilk yarı muhteşem oynadığı, 2.yarının 15 dakikalık bölümü haricinde yine çok güzel oynadığı ama buna rağmen tarihi bir fark yerine 3 golle yetinip 3-1 galip geldiği, 3 puanı ve liderliği aldığı maç.

    -öncelikle staddaki o muhteşem taraftara, 55 bin kişiyi arkasına alıp aslanlar gibi oynayan bütün oyunculara, ünal başkana, grande terime sonsuz teşekkürler.

    -maç öncesinde süper bir kareografi vardı. trübünler hem gözlerimizin pasını sildi hem kulaklarımızı sağır etti ki maç boyunca da böyleydi. helal olsun diyorum. millet kareografi görsün, taraftarlık görsün!

    -terim maça semih, emre çolak ve çift forvet başladı. çok cesurcaydı bu. bu dörtlüden baros haricindekiler çok iyi oynadı. yani terimin tercihleri çok doğruydu.

    -maçta galatasarayın en büyük avantajlarından birisi de sahada yer alan neredeyse hiçbir oyuncunun fenerbahçe fobisinin bulunmamasıydı. ebue, melo, ujfa vs. sadece hakan balta vardı sanırım. bir de sonlarda giren ayhan, servet vs. bu da galatasarayın dominasyonunda önemli etkendi.

    -melo namahrem yeriyle mi gol attı bana mı öyle geldi. neresiyle attı anlamadım ama iyi ki de attı. helal pitbull'a.

    -daha önceden de söylediğim üzere fenerbahçe pres yapan takımları sevmiyor ve galatasaray sürekli olarak pres yaptı fenere. sayısız top kazandı ve orta saha ile fenerin yobo haricinde berbat olan savunmasını yerle yeksan etti.

    -terim (ki kendisinin o olduğunu anlamadım ilkin kapşonu yüzünden) ile alex'in tokalaştığı an süperdi.

    -galatasarayın 2 büyük de kazancı oldu derbi galibiyeti ve 3 puan haricinde ; emre çolak ve semih. bu iki genci kazanmak çok ama çok anlamlıydı.

    -maçın bir diğer özelliğiyse taraftarlar bir gs-fb derbisinde uzun zaman sonra ilk futbol izlediler. cidden uzun zamandır bu kadar iyi bir galatasaray ve derbi futbolu görmüyordum. kavga gürültü değil futbol izledik.

    -fırat aydunus şaşırtıcı şekilde iyi bir maç yönetti. kartlar ve düdükler hep doğruydu.

    -lamı cimi yok. galatasaray bu sene türk takımlarının yaptığı maçlardaki en mükemmel futbolu oynadı. sonuçtan bile daha değerli olan buydu benim için. ilk yarı ağlattılar resmen. zaten markus merk'in nette gördüğüm bir sözü de bunu anlatır özellikte ;

    --alıntı--
    ilk defa böyle bir maçta bir tarafın bu kadar ezildiğini ve diğer tarafın maçı bu kadar domine ettigini gördum! - markus merk
    --alıntı--

    maçtan güzel fotolar :
    http://www.facebook.com/...p;type=1&theater
    https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/...509_2115522747_n.jpg

    dip not :
    --alıntı--
    eboue’nin bakkala gönderdiği yobo’dan haber alınamıyor!
    --alıntı--*
    *

    (bkz: koyduk mu)
  • 750
    henüz kendime gelebildim sözlük. * madem kendime geldim bir şeyler yazayım bari. önce maçın öncesine gideyim. tabi derbilerde genel olarak heyecanlardım maç öncelerinde. ama dün bir tuhaftı benim için. yerimde duramadım 5e kadar. sonra birden kendimi dışarda buldum galatasaray formasıyla. gez gez. sonra arkadaşlarımla maçı izleyeceğim yere geldim 2 saat önceden. in cin top atıyordu haliyle. tek başıma oturdum. içtim biraz ama içim kıpır kıpır. son 1-1.5 saatin nası geçtiğini anlamadım...

    kadroları gördüğümde şok oldum. kafamda çakma teknik adam edasıyla maçı oynamaya çalıştım. 4-5-1 beklerken terim'in cesur 4-4-2'si mantıklı gelmeye başlamıştı. kocamanın saçma kadrosu derbinin tansiyonunu düşürebilecek top yapma becerisinde değildi. ayrıca sağ kanatlarında neredeyse sadece gökhan gönül vardı, forvetteyse ujfalisi ile semih arasında kalacak bir alex.

    maç başladı. üst üste ataklar, kaçan goller. çok endişelendim o anda sözlük. fener balı tutar da yine saçma sapan bir gol yeriz diye. ama tarih silik fener kalemize şut atmayı geçtim yaklaşamıyordu bile. sonunda goller de geldi ve ilk yarı 2-0 önde kapattık. maç aslında orada bitmişti. ikinci yarı kontrolümüz altında geçti ve enfes bir derbi oldu.

    fernando muslera: kendisine hiç iş düşmese de insana verdiği güven bile yeterdi. sevinçleri ve gülen yüzü ile gönlümü fethetti. 8/10*

    emmanuel eboue: geldiği günlerde oynatıldığı tuhaf pozisyonlarda veriminin ne kadar düştüğünü bir kez daha gördük. bu adam tam bir sağ bek. dün de kiliti açan adamdı. defansta yaptığı müdahaleler, hücuma verdiği destek ve girdiği verkaçlar enfesti. 9.5/10*

    semih kaya: kendisinin değerini servet girdiğinde bir kere daha anladım. * sen ne kadar soğuk kanlı, zeki, ayaklarına hakim, ilk müdahalelerde başarılı, hava toplarında hata yapmayan, hızlı, pozisyon bilgisi yüksek bir adamsın. sanki yıllardır oynuyorsun. seni altyapıda yetiştiren her antrenöre kurban olayım emi. 10/10*

    tomas ujfalusi: tam bir profesyonel. her tarafından tecrübe akıyor. böyle büyük maçları oynadığı o kadar belliydi ki... fakat bir o kadar da rahattı, sanki türkiye kupasında giresunsporla oynuyormuşcasına sakindi adam. :o 9/10

    hakan balta: her ne kadar bu maçtaki formu kocamanın saçma kadrosuna bağlı olsa da günün iyilerindedi. hücuma hiç olmadığı kadar destek verdi. defansta bir kaç pozisyon haricinde de iyiydi. maçı izlerken kendi içimde geçen sene flashbackler ile gözümün önüne geldi. bir oyuncu 1 sene içinde bu kadar mı evrim geçirir sözlük. 7.5/10

    colin kazım-richards: günün idare edenlerinden biriydi. ama en azından hırslıydı. elinden geldiğini yaptı. maçın sonunda her ne kadar saçmalasa da skora verdik biz onları. 6/10

    selçuk inan: onu beğenmeyen galatasaray taraftarına inat takımı yönlendirmeye devam ediyor. meloya golü attırarak da bu maçtaki görevini fazlasıyla yerine getirdi. ah bir de şutları biraz isabetli olsa demedik değil. 8/10

    felipe melo: adeta duvar ördü galatasaray kalesine. onun galataray için ne anlama geldiğini olmadığı maçlarda göreceğiz.* 30 kişilik fener ortasahasını durdurdu. golünü de attı. birtanesin pitbull. 9/10

    emre çolak: kimse onun ilk 11de oynayacağını beklemiyordu. fakat imparator ona güvendi ve görevini fazlasıyla yerine getirdi. kendisini eskiye göre çok daha diri ve kuvvetli buldum. attığı paslar isabetliydi,defansına yardım etti,top kaptı, diğer maçlarına göre topu ezmedi. * tabi en önemlisi gururlandırdı. iyi yoldasın çocuk çalışmaya devam. 8/10

    johan elmander: yine çok etkiliydi. tam bir modern forvet. hücumun bütün gereklerini yaptığı gibi bir de defansına pres yaparak rahatlattı. bu maçta yine enerjisi, pas kabiliyeti, zekası ile dikkati çekti. sonuç olarak 1 gol, 1 asist. 9.5/10

    milan baros: aslında çok çabaladı fakat girdiği pozisyonları hoyratça harcadı. müsait pozisyonlarda her zaman ki bitiriciliğini göremedik. ama çapraz koşuları fener defansının başını döndürmeye yetti. ama bana göre maçın kötülerindendi. 6.5/10

    sonuç olarak koyduk mu?!
  • 379
    sirket ust yonetiminin izin talebime olumsuz cevap vererek ali sami yen'de izlememi engelledigi musabakadir. * yurt disinda calisiyor olmanin zorluklari boyle malesef.

    musabakaya gelince, siradan bir galatasaray-fb maci olmadigi ortada. hos, hic bir galatasaray-fb maci siradan degildir. gerek arada bulunan puan farki, gerek fb'nin şikeciligi, gerek uzun suren fb'ye karsi kazanamama durumu bu maci bu sezonun simdilik en onemli musabakasi konumuna getirdi.

    ne oynayacak futbolculari sececek ne de taktik verecek kadar bilgiliyim. zaten oyle bir yetkim de yok. ben taraftarim, her zaman galibiyet istiyorum. kenar yonetimimiz ve futbolcularimiz bu maci kazanacak deneyim ve yetenege sahipler. taraftarimiz ilk dakikadan son dakikaya kadar destekleyecek.

    son sozum sudur: n.k.f.v.a.s.
  • 156
    hiç kimseyle uğraşmamamız gereken maç. biz şimdi sahaya şişe atarız, koltuk parçalarız, söver dayarız küfrü ee sonra?
    onlara en büyük ceza kazım'ın volkanın bacak arasını görmesi, melo'nun 25 metreden golü, selçuk'un buz gibi ortasına elmander'in sokacağı kafa olacaktır.

    bırakalım bunlarla ölsün ibneler, küfür adamı öldürmez ama atacağımız 3-4 gol süründürür.

    düzeltme: ha demiyorum ki küfür etmeyelim, edelim de ayarında. yoksa alayının...
  • 777
    bir başka olan benim memleketim yeni bir güne uyanırken bakkalı manavı kahvecisi herkes birbirine aynı soruyordu bu akşam maç nolur ? verilen cevaplar memleketimin insanının ince mizahını ortaya koyuyordu.maç saati yaklaştıkça heyecanlar bir kat daha artıyordu.değişik bir derbi olacağı sabah açılan gazetelerde fenerbahçe'de gökhan gönül şoku veya emre belözoğlu kasığı çektiği için oynamayacak yazmamasıyla belli oluyordu.

    arenada maça gidecek olan galatasaraylılar buldukları mekanlarda ufak ufak demlenirken fenerbahçeliler bende arenadayım bu akşam takımımı yalnız bırakmamayalım gibi triplere girerek twitler atıyordu.uyanık galatasaraylılar bak bu herif böyle yazmış diyerek onu deşifre ediyordu.arena'ya gidemeyen yurdumun dört bir köşesindeki galatasaray taraftarları arena'yı gidemessek arena'yı buraya getiririz düstüruyla kahvelere toplanıp tezahüratlar ediyor kahvenin önünde meşaleler yakıyor sarı lacivert ne görse ona laf atıyorlardı.yoldan arabayla geçen galatasaraylılar da kornayla desteklerini iletiyordu.iddaa bayinde galatasaray 5 tane atar handikaplı oynayın diyen sigaradan bıyıkları sararmış dayıya bayidekiler duygusal düşünüyosun salih abi diye cevap veriyolardı.uzakta ki öğrenci evlatlarını arayan anne babalar oğlum bugün derbi var dışarıya çıkma diyerek nasihat ediyorlardı.evlatta tamam baba merak etme evden çıkmam internetten izlerim zaten diyerek dışarıya çıkarken alacağı emanetleri düşünüyordu.arena düğün evi gibi süsleniyor stada giden 50 yaşında ki amcam ne gerek var bu kadar masrafa diyerek etrafındaki gençlerin dayı bugün yapmayacaz da ne zaman yapacaz tepkisiyle karşılaşıyordu.arenaya giden arkadaşlar gidemeyenleri telefonla arayarak volkan demirel'e ettiği küfürleri dinletiyordu.

    ve hayat durdu derbi başlıyordu.açılan kareografiye gitme zamanı,artık gitme zamanı,gidenin dostu olmaz,siktirgit gibi yorumlar getirilerek yurdum insanının ingilizce bilmesekte uydururuz mantığı yine işliyordu.afyon'da maçı yayınlayan iddaa bayi sahibi socrates'in anılmasına amk sanki bizden bir futbolcu ölse brezilyalıların mikinde olacak diye isyanını dile getiriyordu.maç başlıyor daha bismillah demeden fırat aydınus eboue'ye sarı kart çıkarınca tüm galatasaraylılar yine maçı ince ince katledecek korkusu yaşıyorlardı yanında ki fenerlilerede aziz yine içeriden ayarlamış hakemi diyerek takılıyolardı.

    ilk 25 dakika insan üstü baskı kuran galatasaray golle tanışamayınca kütahya'da kır beyin kahvede maçı izleyen kalın çerçeve gözlük fular takıp takımımızın defans varyasyonları çok güzel işliyor kanat organizasyonları harika bloklar arası bağlantı hebele hübele derken onun önüne çayı koyan kır beyin kahvesinde sırf derbi var diye bir günlüğüne çalışan selpakçı metin depemiyolar abe depemiyolar bizim takımın tek sorunu bu diyordu...galatasaray eboue'yle golü bulunca memleketimin dört bir köşesinden eboue'nin cinsel organına sevgi sözcükleri yükseliyor.ben koyu galatasaraylıyım diyerek sadece derbilerde maça giden kızlar bunları duyunca utançlarından nereye bakacaklarını bilemiyordu.gol sevinçlerinde yaralananlar hafiften acil servisin yolunu tutuyordu.galatasaray'ın önde olmasına hazmedemeyen lig tv spikerleri 1300 1300 derken elmander bilica'dan çarptığı topu volkan'a monteliyor lig tv spikerlerine de sus ve yalamaya devam et mesajı veriyorlardı.bu arada denizli'de öğrenci evinde 10 kişinin ortak olduğu lig tv'den maçı izleyen siverek'li zülfikar bilica taca at kornere at hadi hiç bir yere atamadın ananın damına at diyerek bilica'ya olan isyanını dile getiriyordu.ve iyice rahatlayarak devre arasına kahve önüne çıkan galatasaray'lılar sigaralar eşliğinde 5 atsak 6 atsak muhabbeti çevirirken bu muhabbeti duyan eski tüfeklerden hasan amca 3-0dan 4-3 yenildiğimiz maçı anlatarak temkinli olmalarını istiyordu.

    2.yarı başlarken baharı bekleyen kumrular gibi volkan'ı bekleyen kuzey tribünü gel gel gel hiç acımayacak diyerek hem volkan'a hem tarkan'a selamlarını iletiyordu.çok geçmeden melo'nun pipisiyle attığı gol galatasaraylıları insanlıktan çıkarıyor.tutunup mekik çekeyim melo sarılıp uyuyayım melo boynuma dolayayım melo aynı zamanda volkan'ada öyle göte böyle tarak diyerek yaratıcılığını en üst seviyeye çıkarıyordu.artık galatasaray taraftarı galibiyetten emin keyif sigaralarını içerken giresun'lu olduğu için arkadaşları tarafından finduk diye çağırılan gökhan adriana lima'yla kaysam bu kadar zevk alamazdım ha diyerek fenerbahçe'yi ne kadar sevdiğini söylüyordu.maç biterken alex'in golüne iddaada karşılıklı gol oynayan beşiktaşlılar sevinirken tribünlerden fener gol gol gol şampiyonluk geliyor tezahüratı yükseliyor galatasaray taraftarı taşağın zirvesine ulaşıyordu.

    maç sonunda imparatore grande terim istenilen beklenilen galatasaray'dan bir pasaj sunduk diyerek önümüzdeki sene tam bugün arenada milan'ı yenerek şampiyonlar ligi b gruptan lider çıkacağının hayalini kurduyordu taraftara.maç sonunda denizli'de bardaktan boşanırcasına yağan yağmura aldırmayan galatasaraylılar kyk yurdu karşısında ki anfide sevinçlerini yaşarken bunu hazmedeyen fenerbahçeliler galatasaraylılara saldırıyor.galatasaraylıların her biri sanki bir spartacus oluyor.mohaç meydan savaşının sonunda galatasaray taraftarları fenerbahçelileri püskürtüyor onları joplamaya gelen polisin elinden jopu çalıp fenerlilere saldıran keşanlı iktisat okuyan erşah ise günün kahramanı oluyordu.aynı anda kütahya'da vazoyu işgal eden galatasaray taraftarları zafer şarkıları söylüyordu.aynı anda kadıköyde sarı kırmızı formayla gezenlere fenerliler saldırıyor anadolu'dan arena'ya gelip saat 00,15 trenine yetişmeye çalışan galatasaraylılarla haydarpaşa tren garında kıyasıya kapışıyorlardu.van'da kurulan lig tv çadırında maçı izleyen galatasaraylılar galibiyetin getirdiği içlerinde ki ateşle bir nebze olsun ısınıyor acılarını unutuyordu.ama galatasaraylılar uzun süre aradan sonra fenerbahçeye koymanın tadını alıyor hiç bir olay moralini bozmuyordu.eve gelip ayaklarını uzatıp tam uykuya dalacakken gözünün önüne eboue'nin yoboyu bakkala gönderen görüntü gözünün önüne gelince o değil de eboue ne koydu be diyerek mutlu bir şekilde uykusuna dalıyordu.

    not:hepsi yaşanmış hikayelerdir bazılarına ben tanık oldum bazılarını eşten dosttan.
  • 476
    normal şartlar altında çok rahat bir galibiyet almamız gerek. normal şartlar derken neyi kastediyoruz peki? dış etkenlerin maça karışmadığı, maçın gidişatını kenardaki 2 teknik direktör ve sahadaki 22 oyuncunun belirlemesi. hepimizin bildiği üzere ligimizde fazlaca yaşanan hakem hatalarının çok büyük bölümü bizim aleyhimize, fenerbahçe'nin lehine oluyor. ligde henüz hiçbir şey belli değil fakat bizim futbol kültürümüzde derbi maçlarının yeri apayrıdır, takımların o ana kadar ortaya koydukları performans, ligdeki konumları bu maç öncesi geçersiz kalır. ligin geri kalan 33 maçından da apayrı bir önemi vardır ve hakemlerin ufacık hataları, anlık konsantrasyon kayıpları maçın sonucuna direkt etki edebilir.

    örnek olarak geçtiğimiz sezon oynanan 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçını gösterebiliriz, o maçta yan hakem olarak görev yapan aleks taşçıoğlu'nun kaldırdığı hatalı bayraklar galibiyete uzanamamızda büyük pay sahibidir. bu maçı somut örnek olarak göstermek için vermekle birlikte aleks taşçıoğlu ismi bana bir hayli şüpheli gelmektedir. maçı katlederse bu adam katledecek, normal şartlarda rahatlıkla kazanırız derken aklıma takılan ilk soru işareti de taşçıoğlu'ydu.

    maç öncesi gözümüze çarpan diğer bir detay da son 13 lig maçında yalnızca 1 kez kazanabilmiş olmamız, o da hepimizin hatırladığı üzere edu ve volkan'ın shabani nonda'nın 30 cmliğinden dolayı hataya düşüp gole sebebiyet verdikleri ve 1-0 kazandığımız karşılaşma idi. fenerbahçe ile karşı karşıya geldiğimiz son 13 lig maçında galibiyet coşkusunu yalnızca o maçta yaşamıştık. 2005-2006 sezonunda ise her iki maçta da fenerbahçe'ye yenilmemize rağmen ligi zirvede tamamlamıştık. benim için fenerbahçe maçlarının önemini anlatan sezon olarak öne sürmek istiyorum o sezonu; koymuşum fenerbahçe maçlarına, bana şampiyonluk lazım. fakat pek tabii fenerbahçe'yi yenerek şampiyon olmak da ballı kaymak tadında olur. derbinin heyecan dolu havasını yaşamak, takımına galibiyet alması için güvenmek ve kazandığı takdirde bunu doyasıya kutlamak, rakip takıma sataşmak güzel şeyler, fakat şampiyonluk her şeyden güzel.

    son 13 maçta 1 kez kazanabilmişiz dedik, şu da bir gerçek ki her fenerbahçe maçında iyi oynayan, üstün oynayan taraf biz oluyoruz. genelde çok iyi başlıyoruz, ilk 15-20 dakika oyuna hükmediyoruz; bu dilimde tıpkı lincoln'ün golü ile 2. dakikada üstünlüğü yakaladığımız 9 kasım 2008 fenerbahçe galatasaray maçında olduğu gibi gol de bulabiliyoruz; lakin maçın geneline yaymayı başaramıyoruz bu görüntümüzü. her fenerbahçe maçında olduğu gibi bu maçta da galatasarayımız'ın rakipten daha iyi oynayacağına şüphem yok, temennimiz ve beklentimiz ise iyi oyunumuzun karşılığını artık almak. bildiğim kadarıyla iyiler daima kazanırdı.

    maç öncesi fenerbahçe'nin ligin ilk sırasında bulunması benim için pek anlam ifade etmiyor. fenerbahçe'nin bu sezon izlediğim tek maçı 19 kasım 2011 fenerbahçe eskişehirspor maçı olmakla birlikte ligin genelinde sahip oldukları çizgiyi biliyorum. o maçta da eskişehirspor savunması ve kalecisinin armağanı olan golle 1-0 öne geçmelerinin ardından hakemin bir pozisyonda çok abartı duran kırmızı kartını kullanması ve eskişehirspor'u 10 kişi bırakması maçın düğümünü de çözen nokta olmuştu. geçtiğimiz sezonki fenerbahçe'ye göre bir hayli güç kaybetmiş durumdalar, niang'ın yerine kadroya dahil alan bienvenü sıradan anadolu topçusu gözümde. geçtiğimiz sezona göre güçsüz durumda diyorum da 2010-11 sezonunda da ne türlü kirli işler döndüğünü hepimiz biliyoruz.

    rakibin başında vizyonu dar bir adam duruyor, internette, gazetelerde okuduğum kadarı ile defansif ağırlıklı bir kadro çıkaracakmış sahaya. fenerbahçe'nin geçtiğimiz sezon kazandığı(!) şampiyonlukta %75 şike payı varsa %25 de orta sahasının payı vardır. birçok maçta orta sahadaki oyuncularının (emre - baroni - selçuk) topa hakim olması ve oyunu yönlendirmesi dikkat çekiciydi. bir de alex faktörü var tabii ki, 85 dakika sahada gezinip kalan 5 dakikalık bölümde maçı aldırabilecek bir adam. biraz onun kurnazlığından, biraz da takım ve adam savunmasının yaptıkları hatadan doğuyor bu durum. bu maçta ise ibreyi bize çeviren nokta melo - selçuk ikilisidir. orta sahamız gerçekten kaliteli, büyük iş düşüyor onlara bu maçta.

    günlerdir bu maçı bekliyordum fakat aklımdan herhangi bir düşünce geçmiyordu. o yüzden de maçla ilgili karalama fırsatı bulamadım. şimdi de abarttık sanırım biraz, söyleyeceklerim bu kadar. maçla ilgili yukarıdaki uzun ve detaylı yorumlarımı bir kenara bırakacak olursak çok rahat alacağız gibime geliyor.

    bunu söylemek ve farklı galibiyet beklentisi içine girmek için deli olmak lazım, biliyorum,
    evet, yaratıcı oyuncu eksikliğimiz var,
    evet, kanatlarımızdan herhangi bir fayda alamıyoruz,
    fakat bu maçı teknik ekibiyle, taraftarıyla ve sahaya çıkan her oyuncusu ile daha çok isteyen, arzulayan taraf biz olacağız.
    şeytanın bacağını kırıp önce galibiyet sonra da liderlik koltuğunu almanın vakti geldi.

    hayırlısı olsun,
    allah utandırmasın cimbomum.
  • 510
    hakan şükür ve metin oktay'ın çift forvet oynamasını, sol açıkta da hasan şaş'ın oynamasını istediğim maç. kral hakan şükür golünü attıktan sonra gözleri yaşlı tribünlere koşar her zamanki gibi, hasan şaş gökhan gönül'e sol açık izle kardeşim der ve yardırır maç boyunca, arada bir futbolcuya da dalar ama bu emre mi olur volkan mı bilmiyorum. kral metin oktay volkanın üzerine vurur topu, volkan plonjon yapıp kurtarmak isterken topla beraber içeriye girer, ve sonra taçsız kral omuzlarda..
  • 513
    ulan medya mensupları "7 kasımda 7 olabilir heheh" modunda, her kime sorsan "fener galatasarayı her daim yeniyor be" diye cevap veriyor, etrafdaki liseli yorumlarına zaten hiç değinmeyeceğim bile... lan arkadaş allah aşkına arzulu göreyim sizi. yine maç başından mala bağlayıp aptal bir gol yiyerek hiç etmeyin bizi, kendinizi... siz bu stresi 90 dk. yaşıyorsunuz, ekmek çarpsın biz 1 ay kendimize gelemiyoruz. bu kadar aşağılanmak ne galatasaray armasına ne de bu büyük camiaya yakışıyor. bu hırsımızla şu sözlükten random 11 kişi seçilsin; fenerin mına koyarız. hadi çıkın aslanlar gibi mücadele edin, kazanın şu mına koyduğumun maçını. ayrıca fener kim arkadaşım yaa, fener kim!! deli etmeyin adamı... son olarak da taraftara sesleniyorum. bu akşam gırtlağını patlatmayan da rüyasında nondanınkini görsün, bu kadar net!
  • 449
    önce elimde 2 adet gs bonus olmasına hatta 1 tanesini başkası alıp, bilet almayı denemesine rağmen bilet alamadım bu maç için. biletix sisteminin verebileceği bütün hataları yedim, karaborsacıların asla bilemeyeceği hatalar... 2,5 saat bilet almaya çalışmamın sonunda baba... neyse. tabii ki yılmadım. karaborsadır, arkadaştır, iyi insanlardır bir şeyler oluyor işte. sonuçta fener maçı bu, şevk kırılmaz öyle cam gibi.

    sonra 2. muhteşem haberi aldım. izmir-istanbul seferlerinin bazılarının iptal edildiği. lodos dolayısıyla bik bik bik... ben bu bileti haftalar öncesinden almışım. allahın salı günü gibi abidik bir haftaiçi günü. yine allahın aralık ayının 6'sı gibi abidik bir gün. normalliğin sıkıcılığa döndüğü herhangi bir günden bahsediyoruz. tabii düzen için herhangi bir gün. yoksa biz galatasaraylılar için gece yatağa yatınca kalp çarpıntısı, heyecan, umut, umutsuzluk... diye saatlerce uyuyamayacağımız özel bir gün. ama çaktırmıyoruz, düzen bunu bilmiyor. zaten birileri hep, bu evrende cücük kadar yerimiz yok, çoooooook büyük çooooook diyor ya, evren çakmaz diyorum bizim özelimizi. ama çakmış. bütün aksilikleri üst üste getiriyor. bunu yapıyor ki zaferimiz daha da anlamlı, coşkulu olsun. önc kaybettiriyor eşeği sonra bulduruyor misali. şimdilik benim seferimde bir sorun yok. bendeki bu şansla uçak şirketi bugün itibariyle yayım ve yapım hayatına son verse şaşırmam. iyi ki pipim yok diyorum, bu şanssızla kesin kuruyup düşermiş :(

    sonuç; bileti insan fiyatından alamadık, karası beyazı piyasa süren birinden alacağız en haşırtından. uçuş akıbeti belli değil. uçuş iptal olursa izmir tayfasından 1-2 kişiyi daha alıp arabayla geleceğiz. bunlar hallolacak şeyler ama yarın o sahada ezilirsek işte içimde sustuklarım kendime isyan ettirir. yine susarım çünkü galatasaraylıyım ama kırıklar kırıklar kırıklar... o yüzden ki benim gibi bir sürü talihsizliğe rağmen uzaktan gelecekler ya da aynı şehirde olup birçok şeyi göze alarak geleceklerin mutluluktan çıkış kapısına bir türlü gidemediği bir gece yaşanacak. çünkü bu taraftar bunu hak etti.

    not: olumlu gelişmeler de olmuştu. misal herhalde işten atılırım. bileti izin almadan aldım demiştim. atmadılar. gerçi dönüşümde sürprizli karşılama olacak gibi ama mukadderat...
  • 980
    stadyumda izlediğim bir maçtı.

    bayağı yağışlı bir akşamdı ve haftaiçi oynanmıştı. lige fena bir giriş yapmamıştık ama takımın oynadığı oyunun düzeyini en üst düzeyde test edeceğimiz maç, bu maç olacaktı.

    maça metroyla gitmiştik. daha metroda bile inanılmaz bir kalabalık vardı. daha metroya binerken bile herkesin ciddi bir heyecan ve beklenti içerisinde olduğu görülüyordu.

    maça da çok iyi bir tempoyla başlamıştık. aslında yoğun yağış, sıkıcı bir 0-0'i işaret ediyor gibiydi ama taraftarın heyecanı belli ki fatih hoca ve takım tarafından da paylaşılıyordu. eboué'nin golüne gelinceye kadar pek çok pozisyon bulmuştuk, tabir-i caizse gol her anlamda "geliyorum" demişti. elmander'in bilica'dan topu söküp alarak attığı gol ve melo'nun erkeklik uzvuyla attığı golle de maçı bitirmiştik. kaç tane gol atmak istesek o kadar atabileceğimiz tarz bir maçtı. fener'in reaksiyon gösterebilecek bir hali yoktu kesinlikle. ama alex yine alex'liğini yapıp skorun fiyakasını kısmen de olsa bozmuştu.

    bu maçla birlikte, derbilerde fener'in bize karşı kaç yıldır süren üstünlüğüne çok ciddi bir son vermiş ve 1996-2000 dönemi sonrası yeni bir galatasaray hegemonyasının resmen başladığını dosta düşmana duyurmuştuk.
App Store'dan indirin Google Play'den alın