transfer sezonlarına taraftarlar bayılır da teknik adamların hiç hoşlanmadığı dönemlerdir, hele ki maçlar devam ederken gelen ve gidenler olunca, kadro kurmak da bir o kadar sıkıntılı olur... oyuncuların kafa yapısı "karışık" olur, konsantrasyonu sağlamak zorlaşır...
nelsson "forza roma" derken, batshuayi "gidecek rota "ararken, yunus sakat, barış da ağrılar içinde kulübede "hamle" oyuncusuna dönüşmüşken, okan hoca zor bir antep deplasmanında eksik oyuncularla sahaya çıkıyordu...
iyi haber taze transfer moratta kulübedeydi, 25 dakika kadar forma giyecekti...
yenilerden, "çocukluk aşkına" kavuşan ahmed'in de jeneriklik golüyle galatasaray, daha taraftarların bir kısmı stada girmeden antep deplasmanına önde başlıyordu. bu yıl eyüpspor formasıyla "uzaktan" attığı gollerle transferin gözdesi olan ahmed kutucu, dries abisiyle idmanda çalıştığı golle hayallerini gerçekleştiriyordu.
kaan-sanchez ve abdülkerim üçlüsüyle savunmaya başlayan galatasaray, hücumda çok adamla rakip sahada baskı yapıp, top kapıyor, selçuk inan'ın takımını oynatmıyordu. ikinci gol gelse rahatlayacak ama osimhen'in kafa pasında ahmed ıska geçiyor, devamında mertens'in plasesinde genç kaleci burak ortaya çıkıyordu. ev sahibinin kalecisi devre biterken kaan'ın bomboş kafasını öyle bir çıkardı ki, takımını da oyunda tutan oyuncu oluverdi birden...
"oyunda tutmak" demişken, maç öncesi "galatasaray'ın avrupa maç dönüşlerinde galatasaray maçı yönetiyor" diye yalan üzerine algı oluşturulan kadir sağlam, sarı kartı olan lungoyi'ye torreira'nın yüzüne vurduğu için sarı kart vermiyor ama torreira'ya kart gösteriyordu. ne de olsa "torreira'ya kart göstreme" modası başlamıştı... bununla yetinmeyen maçın hakemi "f.ck off" diyen sorescu'ya da kayıtsız kalıyordu... derler ya "futbolcu milleti cin gibidir" diye, sorrescu hakemin kart göstermeyeceğini anlayınca sallai'ye öyle bir bastı ki 62. dakikada, yine hakem ve var "üç maymunu" oynadı...
ev sahibinin penaltı beklediği pozisyonda ise muslera'dan seken top sanchez'in eline çarpıyor lakin kural penaltıyı işaret etmiyordu...
selçuk hocanın takımı ilk devre pek muslera'nın kalesine gelemese de ikinci devre orta sahalar kolay geçilince yeterli derecede pozisyon buldu ama karşılarında "hata yapsın da linçleyip etkileşim alayım" diye beklenen fernando muslera vardı. özellikle sorescu'nun sallai'yi geçip çaprazdan çektiği şutu uruguaylı kaleci başarıyla kornere çeliyordu.
galatasaray taraftarına alıştırdığı oyunu pek izletemese de, yine de maçı koparacak pozisyonları buldu rakip kalede, özellikle sallai'nin harika bacak arası pasında osimhen ahmed'e gol servisi yaptı, genç topçu güçlü vuramadı, üç dakika sonra yine aynı kanatta sallai sara'ya verdi, brezilya bu kez cılız vurdu... 5 dakika sonra ise kornerden ahmed bir kez daha attığı golün aynısı denedi, seken topta sanchez iki adımda kaleciyi geçemedi...
maç kopmayınca, son dakikalarda ev sahibi beraberlik için daha da ümitlendi, selçuk hoca elinde gol atabilecek kaç eleman varsa saha sürdü ama maçın kahramanı olma şansı savunmacı arda'nın önüne düştü de onun şutu auta gidiyordu...
galatasaray, zor olması beklenilen bir deplasmandan üç puan alırken, iç sahada oynayacağı adana demirspor maçı öncesi de sarı kart cezası sınırında olan torreira, barış alper, muslera ve abdülkerim de kart görerek cezalı duruma düştü, bir bakıma "kartları temzilediler"...
galatasaray'ın konyaspor maçı sonrası antep'te de gol yemediği konuşulmayacak ama muslera'nın ilk devre kalesini terkedip, topu kaptırdığı pozisyon-ki hakem hocaları faul olduğunu beyan etti- bolca konuşulacaktır. bu da maalesef bizim acı gerçeğimiz olarak devam edecek...
oysa ki, iki hafta önce konya'da, sonra göztepe karşısında,bir gün önce de kadıköy'de fenerbahçe "yuh artık, bu kadar da olmaz" dedirten kararlarla üçer üçer puanları alırken, hala muslera'nin hatası, mertens'in yaşı, sallai'nin parası, yunus'un çalımları, osimhen'in golcülüğü, okan buruk'un hocalığı konuşmak nasıl bir taraftar kafası anlamış değilim...
,
galatasaray bu deplasmanda aldığı üç puanla fenerbahçe ile arasındaki 6 puanlık farkı korurken, muslera en fazla galatasaray forması giyen oyuncu rekorunu bir daha arttırıyor, ahmed kutucu ilk golünü atıyor, barış alper yılmaz sarı-kırmızı forma ile 100 maçına çıkıyor ve moratta da taraftara ilk selamını veriyordu...
kaynak ve maçtan fotoğraflar:
https://ultrasmovement.blogspot.com/...k0-1galatasaray.html