onu bunu bilmem; son yılların en iyi tribün performansıyla galip geldik. maçta en az basketbolcular kadar terlemeyen bir sözlük yazarı varsa çıksın yazsın. bir ara rakip ıslıklanırken beynime resmen demirler saplandı, o derece rahatsız edici bir gürültü vardı...
bence basketbol taraftarı olmayı yavaş yavaş öğreniyoruz. maç boyunca sürekli tezahürat söylemek yerine, direk oyunla beraber hareket ediyoruz. ama ne zaman? salon dolu olunca. normal maçlarda 2 bin ortalamaya oynuyor bu takım. oysa bu takım ve bu hoca
* desteği ve dolu tribünleri fazlasıyla hakediyor.
sabah akşam futbolla yatıp futbolla kalkanlar, sanki galatasaray sadece bir futbol kulübüymüş gibi davrananlar, futbolcusunun ruhsuzluğundan dem vuranlar, galatasaray basketbol takımı kendisine oranla 3-4 kat daha yüksek bütçeli 2 takımın olduğu ligte 10. hafta itibariyle lider konumda. bunu bu noktadan sonra sonuca vardırmak bu takımın olduğu kadar bizim de elimizde.
dün sadece hırsımızla kazanmadık, sadece isteğimizle kazanmadık, sadece mükemmel savunmamızla kazanmadık. dün taraftarımızla berber kazandık. bundan sonra da taraftarımızla beraber kazanacağız.
velhasılıkelam, sizin olan bir şeye sahip çıkın, takımınızın maçlarına gidin.