• 208
    taraftar şımarmış; 31000 kişi anca gelmiş ki bunu bekliyordum aslında. tüm iç saha maçlarımız cuma günü; sezonun ilk yarısında. taraftar sayısı düşecektir illa ki. rakip de zayıf olunca kesin kazanırız kafasıyla kimse gitmemiş herhalde. diğer maçlar dolar umarım.

    takım hem şımarmış hem de defoları ortaya çıkıyor. garry mendes rodrigues 0 bile oynamadı, bencilliği yüzünden eksilerdeydi. eren derdiyok desek forvetsiz oynuyoruz, ona alıştık artık. takımın geri kalanı iyiydi. genel olarak bir laubalilik de vardı.

    maçın kötü yanı fernando muslera, emre akbaba gibi isimlerin hafif / ağır sakatlıklar yaşamasıydı. ciddi bir şeyleri yoktur umarım. 3 puanı aldık işte, önemli olan buydu.
  • 209
    çok dekonsantre ve laubali oynayıp deyim yerindeyse yürüye yürüye 3 puanı almak çok iyi oldu. içerde şu maçta nasıl oynarsak oynayalım puan kaybı kötü olurdu. ama bu hava uzun sürmez, içerde nasılsa yeneriz havasında takılmaya devam edersek bu seri daha uzun sürmeyebilir. geçen yılki konya maçı dahil ilk kez bu kadar korktum puan kaybından. pozisyonlarımız var ama hepsi erzurum'un basit pas hatalarından dolayı. organize bir tane tehlikemiz yok neredeyse. golü anca duran toptan bulabilirdik, onu da bulduk 1-0 kazandık.
  • 211
    öncelikle bu maçı tribünde, çok güzel bir konumda izlememi sağlayan, hiç tanımadığı bir sözlük yazarına bu keyfi yaşatmak için çırpınan pivot santrfor kardeşime en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.

    maça gelecek olursak; şüphesiz iyi değildik. aslında maçın başında defansın arkasına o kadar rahat sarktığımızı görünce, ilk dakikalarda serbest vuruş başta olmak üzere gole yaklaşınca fark atacağımızı düşünmüştüm. ancak dakikalar geçtikçe lig sonuncusu erzurum toparlandı ve neredeyse sahamızda bizden puan alacak hale geldi.

    o iyiydi bu kötüydü, şu oynasaydı, öteki çıksaydı yorumlarına girmeye gerek yok. 3 puanımızı aldık şimdi başta porto maçı olmak üzere önümüze bakabiliriz. evet daha iyi oynamalıyız, daha baskı kurabilmeliyiz, daha çok pozisyon üretmeliyiz, özellikle kendi sahamızda böyle takımlara daha çok gol atmalıyız. ancak lig uzun bir maraton ve kimse sonunda erzurum maçındaki oyunumuzu hatırlamaz, tek önem arzeden aldığımız üç puan olur.
  • 212
    maç saatinde çalıştığım için takımımızın maçını izleyemedim. sonra girip özetini izledim ve edindiğim izlenim erzurumspor'a tehlikeli tek pozisyon bile vermemişiz ki bu güzel bir haber. diğer yandan son vuruşlarda beceriksizliğimiz yüzünden fark gelmemiş. sonuç olarak tek gol ile galibiyeti hak etmişiz. ömer ve feghouli'nin oynaması da sevindirici benim açımdan.

    ligde şuana kadar çok güzel oynayan takım görmedim. bizim de öyle aman aman bir top oynadığımız söylenemez ama bir şekilde üç puan almamız gerekiyor.

    (bkz: 28 eylül 2018 galatasaray bb erzurumspor maçı)
  • 214
    özellikle ikinci yarının ortalarına doğru iyiden iyiye 85. dakikada gelecek bir kontra golüyle 0-1 kaybedeceğiz havası estirse de bir şekilde kazanmayı başardığımız maç. teknik becerisi çok sınırlı bir rakip, kötü futbol, denenen ancak başarılı olmayan hücum setleri, %40'ı boş tribünler falan derken öylesine hayatımızdan geçip gitmiş bir doksan dakika oldu. biraz geçen haftanın kalp kırıklığı, biraz porto maçının tedirginliği derken aman tadımız kaçmasın diye diye güç bela bitirdik...
  • 215
    "uzun süre sonra puan kaybı mı geliyor acaba" düşüncesinin akla geldiği maç. hepimiz bu maça cepte ve farklı galip gelinecek gözüyle bakınca is zora girdi.

    maça gelen 31 bin kişiye şükranlarımı sunuyorum. onlarla kazandık.

    3 puan iyidir, gol yemeden kazandık o daha iyi ama oyunumuz hala iyi değil.

    1-0 olsun bizim olsun maçlarını deplasmanda bekliyoruz ama artık hoca da sıkılmış pozisyon verilmesinden ki orta sahayı sıkı tuttu.

    bundan sonra donk deplasmanlarda ilk 11 başlarsa şaşırmam.

    dışarıda 1 puan cepte başlayıp, bulduğumuzu atmaliyiz.

    akillar sampiyonlar ligi'ndeydi. 4 gün sonra porto maçımiz var biraz anlaşılabilir tabii bu durum ama yine de böyle lig bitmez.

    6 ekim 2018 antalyaspor galatasaray maçından galip gelirsek sonraki iç saha maçımiz 45 bine oynarız.

    neyse galibiyet iyidir. feghouli'nin uzun süre sonra ilk 11'e dönüşü önemliydi. sinan yerine bin kere tercih ederim. çok mu iyiydi? hayır. ama vasat üzerinde bence.

    maicon-serdar-ndiaye maçın kahramanlarıydi. ömer bayram ise ne kadar doğru transfer olduğunu gösterdi. ilk maçında sanki yıllardır bu kadrodaymis gibi oynadı. bize hep böyle 6-7'lik oynasın yeter. zaten 8-9 luk oynayan as sol bekimiz var.

    hocanın 300.lig maçında galibiyet daha da güzel oldu. aralıksız(!) 500.'yü görmek dileğiyle...
  • 216
    net 9 kisi oynadigimiz ve acayip bir sekilde gevsek oynadigimiz bir mucadeleydi, karsimizda rakip sayilacak da bir takim yoktu.

    eren ve feghouli oynadiklari sure boyunca masallah yan gelip yattilar.

    mactan once saten yine bu baslikta seyircinin rehavetinin takima gececegini soylemistim. muhtesem bir rehavetle oynadik.

    belhanda sonrasi taraftarin yeni umudu yeni takintisi feghouli olmaya basladi.

    porto maciyla osmanli tokadini yemeyiz ins.
  • 218
    galatasaray'ın kemal özdeş'in ifadesiyle hücumdaki plansızlığının ayyuka çıktığı maç olmuştur. bana göre fatih terim ciddi kurgu yanlışları içerisinde.

    bir defa geçen sezon geldiğinde rodrigues'i sağ kanatta başlattı ki bu hem gomis'in formuna müthiş katkı sağladı hem de rodrigues'i bir anda 30 milyonluk oyuncu yaptı. bu adamı solda oynatmak bencilliğe zorlamak aynı zamanda. çünkü ters ayakla pas opsiyonu inanılmaz zayıflıyor. bence hem eren'in rodrigues'in sağ açıkta oynamasına ihtiyacı var hem de rodrigues'in kendisinin. bu galatasaray'ın takım oyununu genişletecektir. aynı zamanda sağ bekte de artık asıl tercihin linnes olması gerek. mariano çok etkisiz. ortaları kötü ve defansif anlamda açık veriyor. üstelik sıfıra da inemiyor. ha form tutarsa o zaman başka. ama şu anki oyunuyla sağ bekte linnes'in olmaması takıma ciddi anlamda ofansif anlamda sıkıntı yaşatıyor.

    solda ise onyekuru ve nagatomo doğal tercihler. ömer bayram zorlar orayı. ama bu onyekuru'dan faydalanmak istiyorsak adamı her hafta bi mevkide oynatmaktan vazgeçmeliyiz. nerede oynadığını bilmeli. sadece o değil takım da bilmeli. organizasyonlar, şemalar, alışkanlıklar bu şekilde oluşuyor. bizim en büyük gücümüz kanatlarımız. buradaki etkinliğimizi zayıflatırsak ya da sadece kanatlardan içeri kateden bir takım haline dönüşürsek önlem alınması çok kolay hale geliriz. solda onyekuru, sağda rodrigues'le ve arkalarında nagatomo ve linnes'le kanatlarda hücum çeşitliliğimiz eldeki kadronun en maksimumu olacaktır. bu tercih eren'i çok daha aktif kullanmamızı sağlayacağı gibi arkadan koşu yapacak ndiaye, emre, belhanda gibi oyunculara da önem kazandıracak.

    orta sahada donk müthiş formunu devam ettiriyor ve sanıyorum fernando'nun önünde. burada ndiaye ve belhanda ile mi oynamalı yoksa ndiaye ve emre ile mi oynamalı hoca karar verecek. ancak güzel bir rotasyona sahip olduğumuz açık. yine de pasör bir oyuncumuzun olmaması büyük sıkıntı. hatta takımın en büyük sıkıntısı.

    takımın en büyük sıkıntısı derken etkili hücum geçişleri yapamamamızdan bahsediyorum. bir türlü topu hücuma geçirecek o pası atamıyoruz. aslında her maç bakıyorum, bir sürü güzel hücum koşusu yapan oyuncumuz oluyor. özellikle beklerimiz o konuda baya iyi. ama biz o pası o bölgeye bir türlü atmıyoruz. yavaş paslaştığımız için hep boşa gidiyor koşular. normalde iyi takımlarda savunma hattında bu pası atabilen en az 2 oyuncu olur. hadi orta alanda oynarsa o misyonu donk'a yükledik diyelim. ama bir stoperin de bu işi yapması şart. hatta en önemli gereklilik bir stoperin bu işi yapabilmesi. çünkü ön liberolar aşırı teknik değilse topu baskı altında sırtı dönük alıyorlar ve mecbur geriye oynuyorlar. stoperlerin ise yüzü en arkada oynamalarından dolayı genelde rakibe dönük. o yüzden en azından birinin bu konuda becerili olması çok önemli. bizde malesef stoperler o geçişi yapamıyor. ozan muhammet kabak bu işin altından kalkabilir mi zamanla görücez. zira başka da alternatif yok gibi duruyor.

    evet herkesin diline pelesenk olmuş forvet sıkıntısı çekiyoruz. doğru. ama topu hücuma geçirebilirsen eren kötü bir adam değil. iş yapar. zaten bütün sorunumuz 1-0'ı bulana kadar. çünkü ondan sonra oyun bizim istediğimiz forma bürünüyor. ama işte rakipler o kadar sıkı kapanıyor ki ligde, o 1-0'ı bulmak kolay olmuyor.

    ha erzurumspor maçı'nda bulurduk. çünkü çok kötüydü rakip. ama bizim de çok kötü bir günümüze denk geldi. belki de fatih terim bu kadar sık rotasyon yapmamalı. bu rotasyonun da kötü oyunda etkili olduğunu düşünüyorum. hücumda oturmuş bir takım oyunumuz yok. sürekli rotasyon takım oyununun oturmasına bana göre engel oluyor. rotasyonu daha çok form durumuna göre uygulamalıyız.

    fatih terim hücum setleri üzerinde çalışmalı bana göre. yoksa bu oyun tarzıyla iç sahadaki galibiyet serimiz çok devam etmeyecek. ama deplasmanlarda sıkıntı yaşamaya devam edicez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın