• 328
    çok iyi oynamadığımız ama skoru aldıktan sonra rakibin de oyundan düşmesi ile iyice rahatladığımız maçtır. 6-0'a kanıp uçuyoruz kaçıyoruz demek hata olur. hala geliştirilmesi ve eklenmesi gerekenler var. en azından ndiaye'nin ve bir forvetin katılması ile bu takımın 2-3 kademe yükselecektir. hata bunlara garry'i de katabiliriz. ancak benim beğendiğim bir konu takım fiziksel olarak çok iyi geldi gözüme. daha üçüncü haftadan son dakikaya kadar mücadeleyi bırakmacak bir fizikte olmak bence başarıdır. teknik ekibi kutlamak lazım.
  • 331
    takım olarak kazandığımız maçtır. herhangi bir oyuncuyu çıkar bir başkasını ekle bu maçı yine kazanırız. tabi burada maçı ali sami yen stadımızda oynamamız ve alanyanın çokta iyi olmayışı da var. demek istediğim şu.forma savaşı anlamında iyi bir maç olmuştur. maçı tribünden izleyen garry ve ndiaye sahada ne kadar da çok olmak istemiştir. yedek kulübesindeki bir çok futbolcumuzda öyle. hayırlı olsun galibiyetimiz. kısa sürede iyi bir forvet transferi yaparsak çok daha iyi olacağız inşallah.
  • 332
    ilk yarı kötü, ikinci yarı demek ki firçayı yemişlerss bambaşka oynadı bizim takım.

    alanya gibi xiradan takıma fark attılar diye değil, fatih hoca neden büyük hoca ? bir taraftan yunus giriyor asistini yapıyor, sinan çok kötü oynarken 1 gol, 1 asist yapıyor. belhanda ara paslsri atıyor, eme akbaba klas goller atıyor, diğer taraftan fernando, kanattan, nagatomo mariano geliyor. yani kısacası deplasmanda hafif kalacağını düşündüğümüz 11 bile hırslı, istekli, arzulu, herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. tudor olsa 12-23 kişiyle oynardı. hoca geçmişte mariano ve burak yılmaz'a yaptığını takımda en çok maaş alan feghouli'ye yapıyor. kendine çeki düzen vermezsen bak sahaya, vazgeçilmez değilsin diyor. işte bu yüzden fatih terim çok büyük hoca.

    yalnız bir de bazı gerçekler var. herkes dediğimiz gibi kapasitesi kadar elinden geleni yapıyor, hoca sinekten yağ çıkarıyor. işte bu harika. ama bir yere kadar. o yüzden trabzon deplasmanında daha sert, daha ideal bir kadro çıkması lazım bence. serdar aziz'in oynadığı, ndiaye'nin oynadığı bir kadro..
  • 334
    27 ağustos 2018 galatasaray alanyaspor maçı bu sezon takımı canlı olarak izlediğim ilk müsabaka olarak kayıtlara geçti.

    ilk yarı itibariyle bitse de gitsek modunda maçı seyrettim. takım vasat, isteksiz ve çokça yavaş bir şekilde top döndürüyordu. bunun da baş müsebbibi bence belhanda'ydı. lakin 2. yarı başladığında takımda ilk yarıya nazaran bir şeylerin değiştiği çıplak gözle çok net anlaşılıyordu. belhanda sanki kante gibi dolaşıyordu sahada. istek, arzu, hırs maximum seviyedeydi. sonucunda da üst üste goller geldi. taraftar 4-5 olduktan sonra bile oturmak bilmedi çünkü takım 5-0 öndeyken bile rakip sahada pres yapıyordu ve alanya'yı çıkartmıyordu. takımda öyle bir hırs vardı ki sabaha kadar oynasalar izlerdim. ayrıca yunus'a bir parantez açmak istiyorum. yaptığı asist öncesi topu kontrolü, sürüşü ve görerek bile isteye topu emre'ye göndermesi tam bir avrupai futbolcu davranışlarıydı. umarım uzun yıllar galatasaray'ımıza büyük hizmetler eder.
    hakeme gelecek olursak bir iki pozisyon harici güzel maç yönetti lakin 2 dk uzatma tam bir skandaldı. zaten 5 tane oyuncu değişikliği ve 5 gol oldu, bir de üstüne var'a gidilen pozisyonu da eklersek uzatmanın süresi 5-6 dakikadan aşağı olmamalıydı.

    velhasıl kelam çok iyi oynamadığımız maçı isteğimiz arzumuz sayesinde kazandık ancak 6-0 kazandık estik gürledik demek hata olur. zaten eksik yanlarımızın olduğu açık bir şekilde göze çarpıyor. serdar, rodrigues, ndiaye ve forvet transferinin 11'e girmesiyle takım 2-3 kademe yükselecektir ve bu eksik yanlarımız muhakkak kapanacaktır.

    maçın adamı: younes belhanda

    yolun sonu şampiyonluk olsun ...
    hedef 22 kon2antra2yon
  • 335
    ultras/movement'in maç onbiri

    1- şampiyonluktaki rakipler beşiktaş ve fenerbahçe'nin mağlubiyetlerle kapadıkları haftada iç sahada alanyaspor karşısında alınan farklı galibiyet, "transfer kabızlığı" çeken galatasaray taraftarına ilaç gibi geldi. göztepe maçında oyuna istediği gibi başlayamamıştı galatasaray ama alanya karşılaşmasında daha derli toplu bir görüntü sergiledi. oyunu ilk dakikadan itibaren deplasman takımının yarı sahasına yıkmak istese de maçın ilk tehlikeli atağı campos'un ara pasında bobo ile alanyasporlulardan geldi. zaten bu atak mesut bakkal'ın talebelerinin maç içinde görüp görecekleri tek tehlikeydi. sonrası ipler galatasaray'ın elindeydi, mariano ve nagatomo destekli kanat ataklarıyla sinan ve onyekuru'nun ceza sahasına koşuları, eren'i topla buluşturma çabaları golün sinyalini verirken, 36. dakikada emre akbaba'nın kullandığı köşe vuruşunda sinan topu kale çizgisine yolladığı ve eren'in yatarak yarattığı karambol fernando'ya hayatının en kolay golünü attırdı... soyunma odasına önde girmek galatasaray'ı rahatlatırken, esas fırtına ikinci yarı esti. önce sinan, belhanda'nın pasıyla bulur buluşmaz uzaktan vurdu ve geçen sene alanya'da kendi kalesine gol atan tzavellas'ın kafasından seken top galatasaray'ı iki farklı öne geçirdi. ne olduğunu anlamayan alanyalılar, bu defa yine belhanda'nın sinan'ı ceza sahasına soktuğu pasla sinan'ın eren'e yaptığı asitle topu kalelerinden çıkarmak zorunda kaldılar. mesut bakkal kenardan bağırsa çağırsa da köşeye sıkışmış böksör gibi "sallantıda" olan alanyaspor savunmasını bu kez de eski oyuncusu emre üzdü. 4-0... fatih hocanın takımlarının özelliğidir, skora bakmadan gol için saldırmak, tabelaya bakmadan yine yüklendi sarı-kırmızılılar, penaltı da kazandılar da hakem var'a danışınca, "hava atışıyla" oyunu devam ettirdi. olsun, durdular mı aslanlar, durmadılar ve bu kez onyekuru skoru değiştiren adam oldu. yetti mi? yetmedi, oyuna yeni giren genç yetenek yunus'un pasında emre akbaba kendisinin ikinci golünü eski takım arkadaşı haydar'ın kalesine yolluyordu. maçı yöneten halil umut meler sakatlık, var, oyuncu değişikliği gibi etmenlerle fazlaca duran oyunu gerektiği gibi uzatsaydı, fark daha da açılırdı ama hakem kısa kesmeyi tercih etti... son düdük çaldığında tribünler mutlu, hoca mutlu, futbolcular mutluydu...

    2- muslera adını maç boyunca iki kez duydum. ilkinde bobo'nun tehlike yaratacak atağında zamanında çıkışıyla topu bacakları arasında yakaladığı anda, bir de sinan'ın düşürülmesi sonrası kazanılan penaltıda taraftarın "muslera, muslera, muslera" şeklinde uruguaylı kaleciyi penaltı noktasının başına davet etmesinde... onun dışında nando oldukça rahat bir maç çıkardı, zaten seyrantepe'de son 11 maçta galatasaray 30 gol atıp 3 gol yemiş... evde harikayız, darısı deplasmanlara...

    3- maçlarda genellikle gol atanlar ön plana çıkar da, galatasaray'ın savunma bekleri duruşlarıyla, hırslarıyla, arzularıyla, oyun zekalarıyla aslında görünmez kahramanlar. yuto'daki oyun ciddiyeti, mariano'daki özgüven galatasaray'ın bu denli etkili oyunun çok önemli parçaları. takım savunmasına katkı yapmakla kalmıyorlar, hücümda da her daim hazır bulunuyorlar ki, geri dönüşleri de bir o kadar çabuk ve hızlı... orta saha oyuncularını ya da golcüleri izlerken mest olursun ya, galatasaray beklerini izlemek de başlı başına bir haz...

    4- hafta içi maicon'un satıldığı haberini duyduğumda gomis'ten daha çok üzüldüm gitmesine de bereket evraklar yetişmemiş de maicon kaldı takımda. sosyal medyadaki "şampiyonlar ligi için ağır" diyerek başlayan "karalama" kampanyasına katılmıyorum, maicon'un öyle kenara atılacak bir topçu olmadığını düşünüyorum çünkü sadece savunma yapmıyor, hücümda da oldukça etkili, ayrıca lider özellikli ve kaybetmeyi sevmeyen bir yapısı var. serdar aziz'le birlikte iyi bir ikili oluşturmuşlardı, son iki maçta ahmet'le de uyumlu oynuyorlar. alanya karşısında rakip forvetlere göz açtırmadılar... fatih terim de bunun farkında olmalı ki, transferde stoper tercihini iptal etti ve donk'u da o bölgeye ekleyerek bu dört futbolcu ile yoluna devam etme kararı aldı...

    5- göztepe maçındaki fernando- donk ikilisi bu kez fernando-belhanda çiftine bıraktı yerini. bu değişiklik de oyunun da hızlanmasına sebep oldu zira donk rakibi karşılamada oldukça sert ve başarılıyken, topu oyuna sokmada o kadar da çabuk davranamıyordu. oysa belhanda orta sahaları yumuşak takımlar karşısında o bölgede tam da aranan adam olduğunu gösterdi özellikle maçın ikinci yarısında. belki de galatasaray'a geldiğinden beri oynadığı en etkili maç diyebiliriz alanyaspor karşılaşmasına. takımın farkı açtığı her golün başlangıcında mutlaka belhanda'yı gördük... orta sahaya n'diaye'nin de geleceğini düşünürsek, fatih terim için oldukça keyifli olacaktır maç kadrosunu yazmak taktik tahtasına...

    6- emre akbaba... cim bom bomun çocuğu emre akbaba... büyük umutlarla, büyük paralarla gelen topçular üzerinde beklentiler çok olur ve futbolcular bazen bu baskıyı kaldıramaz. emre, eski takımına karşı maçın ilk yarısı biraz heyecanlı biraz tutuk gözükse de, ikinci devre "açıldı" ve golleri sıraladı... atmış olduğu goller, üzerindeki baskıyı da aldı genç oyuncunun. bir de gollerden sonra sevinmemesi, 20 gün önce birlikte yemek yediği, aynı kampı paylaştığı arkadaşlarının üzüntüsünü paylaşması karakteri açısından da olumlu görüntülerdi emre'nin... çok büyük topçu aldı galatasaray, çok büyük...

    7- garry rodrigues iki haftadır kenarda ama kimse onun adını anmıyor zira henry onyekuru öyle bir oyun çıkarıyor ki, "bu adamı satın alma opsiyonuyla mı kiraladık?" sorusunu sorduruyor seyredenlere. cevap verelim, maalesef sene sonu geri dönecek henry ama belki yuto gibi takıma "tapusuyla" katabiliriz... böyle oynarsa da o iş çok zor olur... topla oldukça hızlı ve ceza sahasına girdiğinde asist yapacak arkadaşını arıyor nijeryalı, ki fatih terim de maç sonu verdiği röportajda kendisini golü düşünmesi için uyardığını belirtti. bruma ve garry rodrigues pas vermeyi daha az düşünüyordu, fırsatı bulunca kaleyi yokluyorlardı. ben asisti seven kanat adamını severim ve inanıyorum ki yeni gelecek golcüyü oldukça doyuracaktır onyekuru...

    8- ilk yarıda durgun olan sinan, ikinci yarıda çok daha arzuluydu, istekliydi ve hal böyle olunca da gollerde katkısı büyük oldu. futbolda şansa pek inanmam, şans arzu edenin yanındadır, sinan o şutu çekmeseydi top "şansa" rakibin kafasına çarpmayacaktı, sen isteyeceksin ve çabalayacaksın ki şans da yanında yer alsın...

    9- sezon başından beri takımın golcüsü olarak ilk onbirde yer alıyor eren derdiyok. gomis'in satılmasından sonra da tek forvet kaldı. galatasaray yönetimi transfer bitmesine günler kala bir golcü arayışında ama bakalım bu iş nasıl sonuçlanacak. eren'in eline iyi bir şans geçti ama bu fırsatı olumlu kullandığını düşünmüyorum. tamam, goller atıyor ama benim beklediğim eren derdiyok performansı bu değil, daha iyisi olabileceğini, rakibi presle boğabileceğini, kafa toplarında hakimiyet kurabileceğini ve hücümda top tutabileceğini iki sene önce ilk transfer olduğunda bize göstermişti.

    10- kenarda feghouli gibi milyon euroluk adam beklerken fatih terim oyuna yunus'u alıyor, ozan'ı alıyor... bu topçular da sahada oldukları 5-10 dakikada ne kadar yetenekli olduklarını gösteriyorlar cümle aleme. özellikle yunus kamp döneminde yakaladığı formu sürdürüyor, maça girdi ve topa ilk dokunuşuyla asist yaptı. maçın son dakikasında da fileleri havalandırabilirdi... ozan da fernando'nun yerinde sırıtmadı, sahada bulunduğu az sürede ayağının sağlam bastığını gördük... genç topçuları yazarken, gökay'dan bahsetmeden geçemeyeceğim. galatasaray yurt dışı kampındayken gökay genç milli takım ile avrupa şampiyonası maçları yapıyordu ve arkadaşları gibi kendini fatih hocaya gösterme şansı olmadı, tabii ki hoca onu biliyor, idmanlarda izliyor ama hazırlık maçında görmesi oldukça farklı bir olay... umarım gökay'ın da sahada olacağı günler yakındır...

    11- 2018-2019 futbol sezonu "var"la başladı ve geçen üç haftalık periyotta bu sistemi en kötü kullanan hakem halil umut meler oldu. ilk hafta yönettiği fenerbahçe-bursaspor maçında video görüntülerine bakmasına rağmen verdiği yanlış kararlar ve kaş-göz oynatma mimikleriyle büyük tepki toplayan genç hakem, dün gece de büyük bir fiyaskoya imza attı. galatasaray'ın gelişen atağında sinan'ın düşürülmesine penaltı çalan halil umut meler, var'a bakma gereği duymadan belhanda'yı penaltı noktasına gönderip, herkesi ceza sahasını sınırlayan çizgilerin dışına davet ettikten sonra faslı topçu tam topa vuracağı anda "dalga geçer gibi" düdük çalıp, var'a bakmaya koştu... oysaki, pozisyon başında video hakeme danışıp, görüntüleri izlese ve kararını vermiş olsaydı, böyle rezalet bir görüntü ortaya çıkmayacaktı.

    maça dair fotoğraflar ve yazının kaynağı:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...ay6-0alanyaspor.html
  • 337
    güzel oyun, güzel istekli bir takım seyrettik..

    stsl 'de maçların %50'sini böyle, geri kalanı bu oyun ve isteğin %60'ıyla oynasak kağıt üstünde şampiyonuz, ikinci yarıdaki oyunu kabul ettiremeyeceğimiz takım yok gibi..

    cl 'ye bu tempo ve oyun yeter mi, işte orada çok iyimser değilim..

    bir de özellikle doğu ve batı tribünlerdeki boşlukları maçın pazartesi oynanmasına vermek istiyorum, kombinesi olup gelmeyenler çok şey kaçırdı..
  • 341
    bu maçı 6-0 kazandığımız için 18-19 sezonu transfer sezonu biterken forvet transferinin askıya alındığını düşünmüyorum. forvet transferinin yapılamamasında yönetimin ihtiyatsızlığı var. biz çok gol attı o zaman forvete gerek yoktan ziyade beceremediler forvet transferini.

    kısacası gerçekleşmeyen forvet transferi ile pek alakalı olduğunu düşünmüyorum.
  • 344
    ligin en önemli haftasında ligin en dandik takımı ile oynadığımız maç.

    keşke 1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray maçını geçen hafta oynasaydık da bu hezimeti transfer sezonu içinde yaşasaydık. alanya'ya altı attık üstüne bir de şerbet grubu düştük. rehavet hadsafhaya geçti ve transfersiz haftayı kapadık.

    eşşek gibi anırdık en az 2 forvet en az bir stoper lazım bu takıma diye. ama olsun alanya'ya altı tane attık. süperiz len!

    ocak ayında üç tane daha kanat alın! amrabat'ı falan getirin. kanatsız olmaz abiler. kasımpaşa'da bir kanat vardı ne oldu o adam. onu da alalım. çok lazım çok!
  • 345
    her hayırda bir şer vardır derler ya, aynen öyle bir maç bu maç işte. bu maç gözleri aşırı boyadı ve yönetim atılan altı gole güvenip forvete gerek olmadığına hükmetti bence. taraftarlar olarak da bu maçta alınan skoru oyuna bakmadan fazla büyüttük sanki. rakip takımın defansif zaafiyetleri ve ikinci yarıda oyundan düşmesi ile beraber değerlendirmek gerekirdi. takımın gerçek gücünü ortaya koyacak maçlar deplasman maçları olacak ve ilki facia ile sonuçlandı. özellikle forvetsizliğin bedeli de ağır olacak gibi duruyor. eren ile derdim yok ama bu takımın, daha doğrusu bu takımın oynayacağı futbolun oyuncusu değil kendisi maalesef.
  • 346
    bu maçın ilk yarısı kötüydük. aslında ankaragücü ve göztepe maçlarında da oyunu domine eden bir oyunumuz yoktu.
    bu maçın ikinci yarısı herkesi aldattı. hatta ikinci yarının 10 dakikalık bölümü desek daha doğru olur.

    fatih terim de trabzonspor maçı sonrası bu kadroyu bozmadığını ama bir yerde takılacağını söyledi ki inanılır gibi değil. takılmaması için senin önlem alman gerekiyordu hocam. alanya maçında bile yokları oynayan ahmet vardı. sinan'dan bir cacık olmayacağı belliydi. hele hele deplasmanda daha da kayboluyor sinan. sen de bu kazanan takımın bir yerde takılacağını, o maçın da trabzon'a denk geldiğini söyleyen izahı olmayan bir açıklama yapıyorsun.
    ünal karaman kadar çalışmamışsın.
  • 347
    19 ocak 2019 galatasaray ankaragücü maçında güzel bir oyunla 6-0 kazandığımız ve sezona heyecanlı giriş yapmamıza vesilen takımımızın zamanında oynadığı maç.

    yaz transfer döneminin bitimine 4 gün kala bu maça çıkmış ve 6-0 kazanmıştık. devamında gerek sözlükte gerek yönetim tarafından yapılan açıklamalarda aslında takımın kadrosunun ne kadar yeterli olduğu söyleniyordu. taa ki 1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray maçına kadar.

    içinde bulunduğumuz zamanla benzerlik gören var mı?
  • 350
    galatasaray'ın 0-0 giden süre boyunca* rakip kaleye hiç gidememiş ve oyun olarak iyi sinyaller verememiş olmasına rağmen farklı kazandığı* maç. ancak sonuç aldatıcı oldu, en çok da fatih terim için.

    fernando'nun attığı lig tarihinin en saçma karambollerinden biri olan gole kadar rakip kaleyi hiç zorlayamadı galatasaray. ayrıca ikinci yarı her şeye gebeyken ve alanyaspor'un derli toplu oynamaya kararlı olduğu hissedilirken yine sinan'ın attığı çok kötü bir şut rakip oyuncuya çarpıp şans golü oldu ve alanyaspor şok içinde 3 dakikada 2 gol daha yedi ve tamamen dağıldı. daha sonrasında sinan benzer yerden yine şut denedi, ilkinden de kötüydü ve kaleye bile ulaştıramadı, zaten aslında o vakte kadar da bütün yaptıkları sahada çok kötüydü.

    skor aldatıcı oldu, aynı oyunu oynamaya çalışan fatih terim bir sonraki hafta trabzon deplasmanından* hezimetle döndü.* alanyaspor maçında 2-0 ile 6-0 arası evet galatasaray çok etkiliydi ancak bu takımı yorumlamak için yetersiz bir bakıştı ve maalesef taraftar ve medya "bir de santrafor olsa neler olacak" havasındaydı. oysa açıkça galatasaray kötü oynamıştı.

    fakat bir imkan vardı ki eğer fatih terim tarafından değerlendirilirse müthiş sonuçlar verebilirdi. ama bu imkanı göremediğini bir sonraki hafta bizler gördük. galiba takım'ın 2-0 ile 6-0 arasındaki etkili oyunu eren'in santrafor oyunu ile olduğu düşüncesindeydi. oysa takım oyunun doğal akışında 4-3-3'e değil 4-3-3-0'a* evrilmişti. ileri 3'lü 3 forvet'in değil, orta sahanın ileri kısmı şeklini almış ve oyun aslında eren olmasına rağmen santraforsuz kompakt olarak tamamlanmıştı.

    işte bu kısım beni çok heyecanlandırmıştı ve eğer fatih terim tarafından değerlendirilirse, ki bundan emindim, muhteşem sonuçlar çıkabileceğini düşünmüştüm. ama fatih terim takımın bu maçı 6-0 kazanmasına aldanarak sanki takım iyi oynamış gibi kabul edip, deplasmana tekrar aynı oyun hedefiyle sinan ve eren ile çıkarak, alanyaspor maçı'nın 0-0 ile 2-0 arasındaki oyununu tekrar etmek istedi ve bu sefer maç tamamen kontrol dışına çıktı.

    keşke o zaman 4-3-3-0'ı değerlendirebilseydi. (bkz: 1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray maçı/#3041872)

    (not: tesadüf yine bir trabzonspor maçı* öncesinde yine 4-6-0 konuşuluyor. ama koşullar bugün farklı. bu entry'i de 1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray maçı'nın hatırlattıklarından yazdım:)
App Store'dan indirin Google Play'den alın